Etki sürelerine ve derinliğine (penetrasyon) bağlı olarak saç boyası kozmetikleri kendi içinde ağartıcılar, kalıcı boyalar, yarı kalıcı boyalar ve geçici boyalar olarak sınıflandırılabilirler. Tek seferlik uygulamada saçların bu ürünlerden zarar görmesi beklenen bir durum değil; fakat çok defa boya uygulamasına, işlemin ağır kimyasallarla yapılmasına bağlı olarak saça zarar verebilir. Saça en çok zarar veren işlem, renk açılması yada ağartma işlemidir. 2 tür ağartıcı var: Birincisi oksijenli su (hidrojen peroksit ) içerenler ki daha fazla bunlar kullanılıyor ve ikinci olarak da çinko formaldehit sulfoksilat içerenler. Hidrojen peroksit içeren ağartıcılarda yüksek PH (10) derecelerinde etken ajan saçın korteksi içinde bulunan melanin pigmenti ile reaksiyona girerek saçı daha açık renge dönüştürür. Ağartıcılar uygun kullanımda iyi tolere edilen ürünlerdir. Fakat 6-8 hafta aralıklarla veya daha sık uygulamalarda, saç uçlarında hasara bağlı protein kaybı, deride kontakt dermatit ve allerjiye neden olabilir.
Kalıcı saç boyaları piyasada en fazla tercih edilen ürünler. Saç boyalarında değişen oranlarda, % 3-6 civarında hidrojen peroksit ve boya maddesi (p-Phenylenediamine/PPD ya da aminofenoller) bulunur. Boya maddesinin saçın telinin içine, korteksine girebilmesi için PH‘sı yüksek (10 civarı) olmalıdır; bunun için boya ürünlerinde amonyum veya etonolaminler kullanılır. Hidrojen peroksit, saç teli içindeki boya maddesi olan melanini hem oksitler hem de boya öncül molekülleriyle eşleştirerek saç korteksinde yeni renkli moleküller oluşturur. Kalıcı saç boyaları uygulandıktan sonra saç rengi şampuanla kolayca çıkarılamaz, yüksek ısıya ve ışığa dayanıklıdır. Bu ürünlerin kullanımından kaynaklanan saç hasarı aslında boya maddesinin kendisine bağlı değildir. Daha çok içeriğindeki alkali bileşenlerinin saç telinde şişmeye neden olması ve saçın dış kabuğunda (kütikül) hasar oluşturmasına ve protein kaybına bağlıdır. Zararı minimize etmek için önerilen, kullanılan kalıcı boyanın orijinal saçtan çok daha açık veya koyu renkte olmaması, mümkün olduğunca saçın orjinal rengine yakın olmasıdır.
Yarı kalıcı boyalar amontum ve etanolamin içermediklerinden ve daha düşük konsantrasyonda hidrojen peroksit (%2) içerdiklerinden tabii ki kalıcı boyalarla kıyas edildiğinde saça daha az zarar verirler. Saç boyalarında bulunan oksijenli su (hidrojen peroksit) içeriği çok kritik. Hidrojen peroksit içeriği azaldıkça ürünün saç teline girişi oranı da azalır ve boya saçtan daha hızlı temizlenir ..Örneğin %2 hidrojen peroksit içeriren yarı kalıcı saç boyaları, 12-14 yıkamaya dek dayanıklı iken; hidrojen peroksit miktarı azaldığında, bu sayı 6-10 yıkamaya düşer ve hiç hidrojen peroksit içermeyen saç boyaları ise geçici boyalardır ve 1-2 yıkamada boya saçtan temizlenebilir. Geçici boyalar daha ziyade orijinal saçlardaki kırlaşmayı azaltmak, grileşmeyi örtmek, istenmeyen tonları azaltmak için kullanılırlar. Bu geçici boyalar piyasada şampuan veya krem şeklinde bulunurlar ve ıslak, yeni şampuanlamış saçlara uygulanıp sonrasında durulanarak kullanılırlar.
Kalıcı boyalar saç teli dış yapısını, kütikül tabakasını hasara uğratarak saçın su geçirgenliğini artırır, yüksek derecede protein kaybı ve yıkıcı hasara neden olur.
Kalıcı saç boyalarında hidrojen peroksit oranı %3-%6 arasındadır. Saç hasarını azaltmak için %2 hidrojen peroksit içeren yarı kalıcı saç boyaları kullanılmalı ve saç proteinlerine zarar veren ağartıcılardan uzak durulmalıdır.