Cilde nüfuz etmeyen ve yeni geliştirilmekte olan bir güneş koruyucu, ticari kullanımda var olan güneş koruyucu ürünlerin ciddi sağlık risklerini taşımayacak.
Marketlerdeki güneş koruyucular güneş yanıklarını önlese de cilt altına nüfuz ettiklerinde vücutta hormonal yan etkilere ve hatta deri kanserlerine neden olabiliyorlar.Yale üniversitesinde geliştirilen yeni güneş koruyucu, bio yapışkan nano partiküllere sahip ve derinin yüzeyinde kalabiliyor. Nano partiküllerin yüzeyi zengin aldehit gruplarıyla sıvanmış ve böylelikle deriye çok sıkı yapışabiliyor. Böylece hem kolaylıkla deriden gitmiyor, silinmiyor, kaybolmuyor hem de deri içine ve kan dolaşımına geçmiyor. Nanopartiküller, deri gözeneklerinden geçemeyecek kadar genişler bir yapıya sahipler. Aynı zamanda yapışkan olduklarından, cilt gözeneklerine göre daha geniş olan saç foliküllerinin dibinden de deri içine geçmiyor/sızmıyorlar.
Yeni üretilen bu güneş koruyucular ultraviyole ışınlarından koruma bakımından da diğer piyasa ürünlerine göre çok daha etkinler. Farelerde yapılan çalışmalarda, çok daha az miktarlarda aktif madde kullanıldıklarında bile yeni nesil ürünlerin uv koruma etkinliğinin diğer güneş koruyuculara oranla üst düzey olduğu gösterilmiş.
Bir güneş koruyucunun aktif maddesi uv (ultraviole) ışığı absorbe ettiğinde, kimyasal bir değişiklikle “reaktif oksijen türleri” olan, oksijen taşıyıcı moleküllerin üretiliyor. Bu reaktif oksijen türleri taşıyan güneş koruyucu cilde nüfuz ettiğinde, cildin içinde oluşan kimyasal değişim, hücresel hasara yol açıyor ve deri kanserini oluşturabilecek biyolojik yolu başlatıyor. Yani ticari güneş koruyucular uv ışınlarnın ciltteki direkt DNA hasarını önlüyor ama indirekt olarak başka bir yolla kanseri tetikleyebiliyor. Bugüne dek dünyada güneş koruyucuların kullanımı, reaktif oksijen türleri ve oluşturabilecekleri zararları konusunda çok az bilimsel çalışma yapılmış. Daha önceki az sayıda yapılan çalışmalarda, insan vücudu içinde kan, anne sütü ve idrarda az miktarlarda ticari güneş koruyucularına rastlanmış. Bu kimyasallar insan vücuduna nüfuz ettiğinde endokrin sistemi etkileyebiliyor ve seks hormon reseptörlerini bloke ederek aslında bizim hormonal dengemizi bozabiliyor.
Konvansiyonel güneş koruyucuların cildimize ne kadar geçebildiğini anlamak için bir yapışkan bant testi yapılmış: Kuvvetli bir yapışkan bant cilde yapıştırıldıktan hemen sonra çekilerek üzerinde kalan ince deri tabakasında ne kadar güneş koruyucu olduğuna bakılmış.Tekrar tekrar yapılan bu yapıştır-çek deneylerinde araştırıcılar, az miktarlardaki konvansiyonel güneş koruyucuların bile oldukça derine nüfuz ettiklerini tespit etmişler .Oysa yeni üretilen güneş koruyucusu ilk yapışkan bantta tamamen deriden temizlenmiş ve cildin derinliklerine geşçmemiş.
Araştırma aşamasında olan ve sağlığımızı etkilemeyecek yeni nesil güneş koruyucusu deride saatlerce kalabiliyor ve sudan da etkilenmiyor; havlu ile cilt tekrar tekrar silinirse tamamen ciltten arındırılabiliyor.