14.09.2015 - 10:14 | Son Güncellenme:
Çocuklarını ilk defa kreş veya okula başlatacak ebeveynlerde tatlı bir telaş ve endişe başlar. Bir taraftan çocukları için çok önemli olan eğitim hayatının başlangıç telaşı olurken diğer taraftan acaba çocuğum yeni ortama adapte olabilecek mi? Çok hasta olabilir mi? endişesi yaşanır. Tabii ki ilk başvurulan kişiler bu deneyimi yaşayan arkadaşları ve ardından çocuk hekimidir.
Öncelikle endişeye gerek olmadığını ve normal şartlarda ebeveynler hiç tedbir almasalar bile bağışıklık sistemimiz sayesinde çocukların belli ölçüde kendilerini koruyabildiğini ifade eden Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İzlem Göçmen; ‘Bağışıklık sistemi; normal şartlarda kişiyi mikrop olarak ifade ettiğimiz ve bütün enfeksiyon hastalıklarına neden olan bakteri, virüs, mantar ve parazitlerin hastalıklarına karşı korumaya çalışır.
Çoğunlukla da başarılı olur. Ancak bazen koruma geçici olarak zayıf kalır ve hastalık oluşur. Çok nadiren de bağışıklık sistemimiz doğuştan veya sonradan kazanılan bazı önemli hastalıklar veya kullanılan ilaçlar sayesinde zayıfladığı için kolayca hastalık gelişebilir.
Bağışıklık sistemimiz, öncelikle bu mikropların vücuda girmesini engellemeye çalışır. Bu noktada başarılı olamaz ise mikropları girdiği noktada yok etmeye çalışır. Orada da başarılı olamaz ise yayılmasını engelleyerek sadece o bölge ile sınırlı enfeksiyon olarak kalmasını sağlamaya çalışır. Bağışıklık sistemi bu fonksiyonlarını hayat boyu sürdürerek bizleri hastalıklara karşı korur.
Bu fonksiyonlar akyuvarlar, timus bezi, dalak, lenf bezleri, kemik iliği gibi birçok organın birlikte çalışması ile yerine getirilir. Bunlardan herhangi birinde oluşabilecek hastalıklar, bağışıklık sisteminde de zafiyet oluşturur. Başta anne sütü ile beslenme olmak üzere, çocukluk çağında geçirilen hastalıklar ve uygulanan aşılar, bağışıklık sisteminin gelişimine katkıda bulunur.
Bu nedenle çocukluk çağında enfeksiyon hastalıkları daha sık görülür. Zamanla gelişen bağışıklık sitemi sayesinde enfeksiyon hastalıkları azalır. Yaşlılık ile birlikte bağışıklık sistemi de yaşlandığından tekrar enfeksiyonlarda artış görülür. Bağışıklık sistemi; kötü beslenme, olumsuz çevre şartları, uykusuzluk, aşırı yorgunluk ve stresle beraber zayıflar’ açıklamasında bulundu.
Çocuğunuzu Enfeksiyonlardan Korumak İçin;
• Yenidoğandan itibaren tüm aşılarını yaptırın.
• Ellerini düzenli ve sık yıkamasını sağlayın. Ellerin düzenli ve sık yıkanması birçok enfeksiyon hastalığından korunmada en önemli koruyucu mekanizmadır. El yıkamanın mümkün olmadığı durumlarda el dezenfektanı kullanabilirsiniz.
• Düzenli ve dengeli beslenmesini sağlayın. Düzenli ve dengeli beslenme vücut direncini artırarak koruyucu etki yapar.
• Yeterli miktarda sıvı tükettirin.
• Yeterli ve düzenli uyku uyumasını sağlayın.
• Sigara dumanından uzak tutun. Sigara dumanından uzak kalma özellikle solunum yolu enfeksiyonlarından korunmasını sağlamak için çok önemlidir.
• Mecbur kalmadıkça kalabalık mekanlardan uzak tutun.
• Hasta kişi ve çocuklara yaklaştırmayın.
• Mevsimine uygun giydirin.
• Düzenli spor yaptırın.
• Stresten uzak durmasını sağlayın.
Çocuğunuzun Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İstiyorsanız;
• 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin.
• Çocukluk aşılarını düzenli yaptırın.
• Düzenli uyumasını ve yeterince dinlenmesini sağlayın.
• Yaşına uygun sporları yapması için yönlendirin.
• Düzenli ve dengeli beslenmesine dikkat edin. Protein, karbonhidrat ve yağ içeriği dengeli ayrıca vitaminlerden zengin meyve ve sebze tüketmesini sağlayın.
Bunların dışında düzenli vitamin kullanımı, bitki çayları, balık yağı preparatları ve muhtelif maddeler içeren bağışıklık sitemi uyarıcıları (çinko, c vitamini, beta glukan, ekinezya v.b) gibi destek ürünlerinin her ne kadar belirgin zararlı etkileri saptanmamış olmakla birlikte; yine de bu ürünlerin uzun süreli kullanımındaki etkileri tam olarak bilinmediğinden kullanımları kısa süreli ve hekim kontrolünde olmalıdır.
Sık Karşılaşılan Okul Çağı Enfeksiyonları
Soğuk algınlığı (nezle): En sık görülen okul çağı enfeksiyonu olup, virüsler tarafından oluşturulur. Hafif burun akıntısı, hapşırık ve seyrek öksürükle beraber hafif ateş olabilir. Genellikle kısa sürede kendiliğinden iyileşir.
Grip: İnfluenza virüslerinin neden olduğu genellikle yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ile seyreden burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürüğün eşlik ettiği aşırı halsizlik yapan daha ciddi bir durumdur. Hekim gözetiminde tedavi ve komplikasyonlar (kulak iltihabı, bronşit ve zatürre gibi) açısından takibi gerekir.
Boğaz enfeksiyonları: Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ateşle seyreden boğaz enfeksiyonlarının büyük çoğunluğu antibiyotik tedavisi gerektirmeyen virüs enfeksiyonları olmakla beraber özellikle antibiyotik tedavisi gereken durumların ayırt edilebilmesi için hekim muayenesi ve laboratuvar incelmeleri gerekebilir. Özellikle A grubu beta hemolitik streptokok (beta mikrobu) tespit edilen hastaların mutlak surette ve yeterli süre antibiyotik tedavisi alması gerekir. Doğru ve yeterli tedavi edilmeyen beta enfeksiyonlarının romatizma ve nefrite neden olabileceği unutulmamalıdır.
Zatürre (Pnömoni); Yüksek ateş, yoğun öksürük ve balgamla seyreden zatürre sıklıkla bir boğaz enfeksiyonunu takiben gelişir. Çeşitli virüs ve bakteriler tarafından özellikle de bağışıklık sistemi zayıf kronik hastalığı olan düşkün çocuklarda görülür. Erken tanı ve tedavi hastalığın ilerlemesine; dolayısıyla hayatı tehdit edici noktaya varmasına engel olur.
Bronşit ve Bronşiolit; Küçük ve orta boy soluk borularının virüs ve bakteriler tarafından iltihaplanması ile oluşurlar. Genellikle öksürük, balgam, hırıltı, ateş ve zaman zaman göğüs ağrısı ile kendini gösterirler. Başlangıcında genellikle boğaz enfeksiyonu söz konusudur. Tanı ve tedavi için hekim değerlendirmesi esastır.
Orta Kulak İltihabı; Özellikle soğuk algınlığı, grip ve boğaz enfeksiyonlarından sonra bakteri ve virüsler östaki kanalı vasıtası ile boğazdan orta kulağa geçerek iltihaba neden olurlar. Kulak ağrısı, ateş ve işitme azlığı ile kendini gösterir. Hekim değerlendirmesi ve tedavisi gerekir.
İshal; Günde en az üç defa sulu dışkılama, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateş ile ortaya çıkar. Ağız yolu ile alınan yiyecek ve içeceklerden geçen bakteri virüs ve parazitlerin hastalığıdır. Hekim değerlendirmesi ve laboratuvar incelmeleri sonrası bir taraftan ilaç tedavisi planlanırken diğer taraftan sıvı kaybının yerine konması gerekir.
Döküntülü Hastalıklar; Okul çocukları özellikle kalabalık ortamlarda bulunmaları nedeni ile döküntülü hastalıkları da yaygın olarak geçirirler. Kızamık, kızamıkçık ve suçiçeği gibi aşı ile korunabilen hastalıkların yanında birçok döküntülü hastalık vardır. Ortak özellikleri virüsler tarafından oluşturulmaları ve ateş ile birlikte olmalarıdır. Tanı ve gerekli tedavi önerileri için hekim tarafından değerlendirilmeleri gerekir.
Son olarak okul çağı çocuklarında rutin olarak okul öncesi değerlendirme yapılmalıdır.