09.09.2021 - 16:48 | Son Güncellenme:
Oksidatif stresin bilinen stres ile pek bir bağlantısı yoktur. Fakat kişilerin yaşam kalitesine ve sağlığına etkisi normal stresin oluşturduğu etki kadar önemlidir. Oksidatif stres, vücudumuzu oluşturan hücrelerin yaşam süresini kısaltan, hastalandıran ve onları yaşlandıran biyokimyasal bir süreç olarak karşımıza çıkar.
Oksidatif Stres Nedir, Neden Olur?
Vücuda alınan besinlerin oksijen kullanılarak enerji elde edilmesi sırasında serbest radikal olarak adlandırılan metabolik atıklar meydana gelir. Bu serbest radikallerin hücrelere saldırması ile hücrelerde hasarlar meydana getirir. Bu olaya oksidatif stres denir.
Muz ve elma gibi gıdaların soyulmasının ardından kararmaya başlamaları oksidatif stresin varlığının en güzel örneğidir. İnsanlarda oksidatif stresin hemen ardından bağışıklık sistemi zayıflar. Bu nedenle oksidatif stresten korunabilmek için antioksidan içerikli besinler tüketilmelidir. Antioksidan maddeler serbest radikalleri etkisizleştirir ve bu sayede vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu oksidatif strese karşı korur.
Oksidatif Stres Nasıl Ölçülür, Nasıl Tedavi Edilir?
Oksidatif stres tedavi edilebilir ve ölçülebilir bir durumdur. Kanda bulunan H2O2 (hidrojen peroksit) seviyesinin ölçülmesi ile oksidatif stres ölçülebilmektedir. Hidrojen peroksit (H2O2) oksidatif stresin en iyi belirtecidir. Kanda bulunan hidrojen peroksit seviyesinin 2,25 mmol/L üzerinde gözlemlenmesi oksidatif stresin varlığını yani vücutta doku hasarlarının oluştuğunu göstermektedir.
Oksidatif stres, genellikle beslenme şeklinin değiştirilmesi ile kontrol altına alınabilmektedir. Bunun yanı sıra dışarıdan alınacak olan bazı maddeler metabolik atık olan serbest radikaller ile savaşarak oksidatif stresin ortadan kalkmasını sağlamaktadır.
Suda eritilerek tüketilen C vitamini takviyesi, hücre dışında ve içindeki sıvılardaki serbest radikaller ile savaşır. Beta karoten ve E vitamini yağ dokularında bulunur. Antioksidan maddeler bu vitaminlerle beraber çalıştığı için herhangi birinde gözlemlenen eksiklik diğer vitaminlerin yararlarını engeller. Bu sebeple özellikle antioksidan açısından zengin olan besinler tüketilmelidir.