04.06.2020 - 15:02 | Son Güncellenme:
Endişeyle birlikte insanların bir kısmının zorunlu olmadıkça evden çıkmamaya yönelik tedbirlerini devam ettirme eğiliminde olduğuna vurgu yapan Doç.Dr. Neslim Doksat, ''Bazıları hiç tatile gitmemeyi bazıları ise memleketlerinde veya yazlık evlerinde yine güven altında temiz hava alıp dinlenmeyi düşünüyor. Ancak hastalığın birinci dalgasının henüz yataya geçmediğini düşünenler veya ikinci dalganın çok kısa zamanda geleceğini düşünen insan sayısı oldukça fazla. Ek olarak halkın çoğunluğun gereken tedbiri almama ihtimalini göz önünde bulundurarak ikinci dalganın hızla başlayacağından endişe eden kişi sayısı da oldukça fazla'' tespitinde bulundu.
Corona virüs pandemisi hangi psikolojik rahatsızlıkları artırdı?
Doç.Dr. Doksat sözlerine şöyle devam etti: ''Bütün bunlara dayalı olarak “Evde kal' düzenini değiştirmekten aşırı kaygı duyan bir grup insan da mevcut. Ruh sağlığı çalışanlarına yapılan online başvurudaki artış oranlarına dayalı olarak pandeminin geride bırakmış olduğumuz birinci fazı esnasında ruhsal hastalık oranlarında gerek çocuk ve ergenlerde gerekse de erişkinlerde belirgin bir artış olduğunu ifade edebilirim. Kaygı (anksiyete) bozuklukları, panik bozukluk, saplantı zorlantı bozukluğu (obsesif kompulsif bozukluk) bunların en önde gelenleri arasında sayılabilir.''
Corona virüs endişesi hiç bitmeden devam ederse ne olur?
Tüm bu endişelerin devam etmesi durumunda bireyin ve toplumun ruh sağlığının olumsuz etkileneceğinin altını çizen Doç.Dr. Doksat, ''Bireylerin ruh sağlığı bozuk olduğu takdirde kişiler arası etkileşimle olumsuz haber akışı hız kazanır. Böylece olumsuz düşünen ve ruh sağlığı bozuk olan birey sayısı artar. Ruh sağlığı bozulan kişiler, gerek mesleki ve sosyal gerekse de akademik faaliyetlerde işlev kaybı yaşarlar. Çalışamazlar, üretemezler, tüketemezler ve etrafa olumsuzluk aşılarlar'' diyerek bu konuda yapılması gerekenleri sıraladı.
İşte olumsuzluk girdabından kurtulmak için 6 tavsiye
1-Sürekli haber takip etmeyi bırakalım. Günde bir veya iki kez haberleri takip edelim ve Covid-19 ile ilgili olarak ülkemizdeki ve dünyadaki son durum hakkında bilgi edinelim.
2-Kendimize pandeminin ikinci fazına uygun şekilde yeni bir hayat düzeni kuralım. Bunun içine yeni normalleşme süreciyle ilgili gerçekleri, olağan hayatımıza en yakınını elde edecek şekilde uyarlayalım.
3-Asılsız bilgi kaynaklarından gelen gerçek dışı, bilim dışı olumsuz verilere itibar etmeyelim. Haberin kaynağını daima sorgulayalım.
4-Resmi otoritelerin verilerini ve bilgilerini takip edelim.
5-Sağlık sistemimizin başarısının bilincinde olalım ve güvenelim. Bu düşünce kendimizi çok daha iyi, güçlü ve olumlu hissettirecektir.
6-Unutmamalıyız ki “Hayat eve sığar” ama “Hayatın tümü evde geçmez." "Hayata adapte olabilen ayakta kalır" prensibinden yola çıkarak ikinci aşamaya adapte olmamız gerekiyor. O nedenle temel tedbir kurallarımız olan maske, sosyal mesafe ve hijyene dikkat ederek olabildiğince yeni normalleşme sürecine ayak uyduralım.