23.06.2020 - 17:45 | Son Güncellenme:
Adını Yeni Zelanda'da yetişen Manuka çiçeklerinden alan Manuka balı, 19. yüzyılın başlarında arıların bu bitki ile tozlaşması ile ortaya çıkmıştır.
Bu balın yıllık üretimi sadece 1.7 tondur ve Yeni Zelanda'dan tüm dünyaya mühürlü kutular içerisinde ihraç edilir.
Arılar bu bitkiden tozlaştıklarında, balları standart bal arısı balından daha güçlüdür. Bunun nedeni bitkinin, daha yüksek bir metilglikoksal (MGO) konsantrasyonuna sahip olmasıdır.
Manuka balının, boğaz ağrısından cildinizdeki lekeleri temizlemeye kadar her şeyi tedavi etmek için etkili olduğu söylenir.
Balın iddia edilen diğer faydaları şunlardır:
-Kesik ve çizikleri iyileştirmeye yardımcı olur
-Enfeksiyonları temizler
-Mide ağrılarını hafifletir
-Sindirimi iyileştirir
-Bağışıklık sistemini güçlendirir
-Enerji sağlar
Çoğu alternatif tedavinin aksine, Manuka balının iyileştirici faydalarını destekleyen bilimsel kanıtlar vardır.
Yaraları iyileştirme
Diğer ballarda olduğu gibi Manuka balı da yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir. Bütün bal formları asidiktir ve pH 3.2 ila 4.5 arasındadır. Balın asidik özelliklerinin iyileşmeyi desteklediği gösterilmiştir.
Baldaki yüksek şeker konsantrasyonu da yaraların korunmasına yardımcı olur.
Bal ayrıca istilacı bakterilerin hücrelerinden su çeker. Bakterilerin büyümek ve hayatta kalmak için suya ihtiyacı vardır. İstilacı bakterilerin suyunu çekmek onları öldürür.
Antiviral özellikler
Yüzyıllar boyunca her türlü bal doğal antibiyotik olarak kullanılmıştır. Son yıllarda araştırmacılar, balın mikropları öldürme gücünün bir arı enzimi yardımıyla üretilen hidrojen peroksitten geldiğini keşfettiler.
Manuka balı, mikroplara MGO adı verilen bir madde ile saldırarak bunu bir adım daha ileri götürür. Bazı Manuka bitkilerinin nektarında bulunan bu madde, hem küçük hem de kronik yaraların iyileşmesine yardımcı olur.
Balda ne kadar çok MGO varsa, o kadar antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahiptir.