08.01.2014 - 12:03 | Son Güncellenme:
Bilimsel ismiyle anal fissür, halk arasındaki ismiyle makat çatlağı Türk toplumunda çok sık görülen rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda geliyor. Çoğunlukla doktora gitmekten utanıldığından, kişisel çabalarla iyileşmesi için çare aranılan bir hastalık. Hal böyle olunca, sorun daha da derinleşip daha da dayanılmaz bir duruma gelebiliyor. İşin içinden çıkılmaz hal alan bu sorunun tedavisinde farklı yöntemler uygulanıyor.
“Utandıran hastalıklar” arasında yer alan makat çatlağı, kış aylarında daha sık görülüyor. Kışın kabızlık şikayetlerinin artması başta olmak üzere birçok neden makat çatlağına yol açabiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Menteş, anal fissür halk arasında makat çatlağı olarak bilinen hastalığın tedavisinde botoksun etkili bir yöntem olduğunu belirtiyor. Botoks uygulamasıyla her 100 hastadan 70’inin bu sorundan kurtulduğunu belirten Prof. Dr. Menteş, önemli uyarı ve önerilerde bulundu.
Tuvalete gitmek tam bir işkence
“Nasıl anlatsam, sanki bedenime cam parçaları batıyor, acı geçmek bilmiyor. Tuvalete çıkmak adeta bir işkenceye dönüştü. Tuvaletim gelir diye yemek yemekten korkar oldum…” Makat çatlağı ya da tıbbi ifadesiyle “anal fissür” sorunu yaşayan pek çok hastanın ortak serzenişi bu sözler. Tuvalete gitmeyi işkenceye dönüştüren, ağrıdan şişmeye, kaşıntıdan kanamaya birçok soruna yol açıyor. Hayatın herhangi bir döneminde hatta bebeklik yıllarında tanışılıyor. Makat bölgesinde en sık görülen ağrılı sorunların başında geliyor. Kimi hastalar ‘cam batması’ gibi tarif ediyor acısını kimileri de ‘bıçak kesmesi”. Tarifi nasıl olursa olsun, yaşadıkları şiddetli hatta dayanılmaz bir acı olarak kendini gösteriyor. Bilimsel ismi ile “anal fissür” halk arasında yaygın ismiyle makat çatlağı, hastaların bu tariflerle doktorun kapısını çalmasına neden oluyor. Peki, el ya da yüz gibi vücudun her hangi bir yerinde oluşan çatlak bu denli acı vermezken, makatta oluşan çatlak neden bu kadar acı veriyor? Acıbadem Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Menteş, bu duruma makat bölgesinin fizyolojisinin yol açtığını belirtiyor. Zira makat derisi, çok sayıda sinir ucu içerdiği için son derece hassas bir yapıya sahip. Herhangi bir değişiklik sinir uçları aracılığıyla çarçabuk hissediliyor. Dolayısıyla bu bölgede herhangi bir nedenle meydana gelen kesik, yaralanma ya da çatlak gibi sorunlar, kişinin çok yoğun acı hissetmesine yol açıyor. Bu durumun diğer bir nedeni ise makatın yine fizyolojik yapısında doğal olarak görülen iki farklı ve iç içe geçen yerleşik kas tabakasıyla sarılı olması. Dışkılama sırasında zorlanma, bu kas yapısında refleks bir kasılmaya neden oluyor. Kasılma, oluşan çatlağın daha fazla yırtılmasına ve derinleşmesine yol açılıyor. Daha fazla yırtılma da, kasın refleks olarak daha çok kasılması anlamına geliyor. “Yırtılma-kasılma, daha fazla kasılma-daha fazla yırtılma” olarak özetlenecek bu durum, adeta bir kısır döngü oluşturuyor.
Kabızlık sorunu ağırlaştırıyor
Genellikle makatı zorlayan kabızlık; düzensiz dışkılama, nadiren de olsa ishal sırasında makat derisinin tahrişi ve altta yatabilen başka nedenlere bağlı olarak gelişebiliyor. Üstelik makat çatlağı, bebeklerde bile sık görülüyor. Bu sorunun yaygınlığındaki en büyü pay, dışkılama zorluğu yaşanması. Bu zorluk nedeniyle makatta yüzeysel çatlaklar oluşuyor ve bunlar akut (geçici) olarak kabul ediliyor. Komplike olmayan durumlarda bazı makat çatlakları basit tedavi yöntemleri ile iyileşebiliyor. Fakat bazı hastalarda çatlak, uzayarak ve derinleşerek kronik bir hal alabiliyor. Üstelik her dışkılama sırasında, dışkı buradaki yarayla temas ediyor ve iyileşme gecikiyor. Bu da makat iç kasının kasılmasına neden oluyor. Makat iç kasının kasılı kalması veya gevşememesi, çatlağın iyileşmesini engelliyor. Bu hastalarda makatta dinlenme basıncı (resting pressure) olarak tanımlanan sıkılık artarak bir sertliğe dönüşüyor.
Saatler süren acıya yol açabiliyor
Makat çatlağı, sıklıkla makatın aşırı zorlanması yani aşırı ıkınma sonucunda oluşuyor. Kış aylarında daha sık görülüyor. Kışın kabızlık şikayetlerinin artması başta olmak üzere; ishal, sürekli dışkı yumuşatıcı kullanımı, Crohn hastalığı, hamilelik dönemindeki hormonal değişimler, makat yoluyla cinsel temas, lösemi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi birçok neden de makat çatlağına yol açabiliyor. Hastalar çoğunlukla dışkılama sırasında “yırtılır tarzda ya da küçük bir cam parçası çıkarır tarzda” şiddetli ağrı hissediyor. Ağrı, dışkılama sonrası dakikalar hatta saatlerce sürebiliyor. Bu ağrı veya acı hissine bazen küçük kanamalar da eşlik edebiliyor. Çoğunlukla hastalar ağrı nedeniyle dışkılamadan kaçmaya çalışıyor. Dışkılamayı geciktirme de dışkının daha da sertleşmesine yol açıyor. Sonuçta bu durum da yırtığın daha da derinleşmesine neden oluyor. Böylece hasta bir kısır döngü halinde bu yakınmaları yaşıyor ve şikayetleri giderek daha belirgin hal alıyor. Anal fissürün tipine göre belirtileri de farklılaşabiliyor.
Akut (Geçici) Anal Fissür: Bu durumda hasta sadece dışkılama sırasında acı hissediyor. Tuvaletten çıktıktan sonra ağrı hissi kesildiğinden rahatlıyor. Az da olsa kanama oluşabiliyor. Bu şikayetler, 2-4 hafta sürebiliyor.
Kronik Anal Fissür: Hasta tuvaletten çıktıktan sonra bile ortalama 1-4 saat arası aynı acıyı yaşamaya devam ediyor. Kanama oranı artabiliyor. Akut olarak başlayan bu durum, 6-8 haftadan sonra da sürerek kronik bir hale dönüşüyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Makat çatlağından korunmak için fazla ıkınmadan kaçınmak, baklagiller ve sebze gibi lifli yiyeceklerden tüketmek, günde 2 litreden fazla su içmek, bebeklerde alt bezini sık değiştirmek büyük önem taşıyor. Anal fissürlerde tedavi yöntemine, fissürün bazı morfolojik özellikleri dikkate alınarak ve bazı basit basınç ölçümleriyle karşılaştırılarak karar veriliyor. Bazı hastalardaki anal fissür sorunu ‘aysbergin suyun üstünde görünen kısmı’ şeklinde ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle altta yatma olasılığı olan iltihabi bağırsak hastalıkları, kadınlarda rektosel (fıtık) gibi daha önemli hastalıklar açısından değerlendiriliyor. Ayrıca hastanın kalın bağırsağında bir sorun olup olmadığının tespitine yönelik inceleme yapılması gerekebiliyor. Ancak kalın bağırsağın incelenmesi için yapılması gereken kolonoskopi incelemesi, genellikle bu hastaların fissürlerinin tedavi edilip kısmen rahatlamasının ardından uygulanıyor. Tedavi için nitratlı kremler, botoks uygulaması, cerrahi gibi yöntemlerden hasta için en etkili, güvenli ve ekonomik olanı tercih ediliyor. Tedavi şekli anal fissürün akut ya da kronik olmasına göre değişiyor. Akut fissürlerde ayrıntılı diyet önerileri, sıcak banyolar, gerekirse gliseril trinitrat (GTN) krem uygulaması ile tedavi ediliyor.
• Diyet düzenlemeleri: Posa bırakan gıdalar ve günde 2 litre su tüketilmesi önemli. Buna karşın acı, ekşi ve baharatlı gıdalar kısıtlanıyor.
• Ilık su banyoları: Özellikle dışkılama sonrası ve gerekirse tekrarlanan tarzda makat bölgesinin ılık duş tutularak temizlenmesi (sabun sürmeden) ve ılık suyla rahatlatılması ya da su masajı fayda sağlıyor.
• Dışkı yumuşatıcıların kullanımı: Mutlaka doktor kontrolünde olması koşuluyla dışkı yumuşatıcı ilaçlar sert dışkının çatlağı daha fazla tahriş etme etkisini azaltıyor.
• Spazm giderici ve lokal anestezik kremler: Çok yaygın olarak kullanılıyorlar. Hastada belirgin rahatlama sağlıyor. Nitrogliserinli kremlerin genellikle günde iki kez kullanılmaları öneriliyor. Fazla miktarda kullanıldığında tansiyonu düşürerek bazı hastalarda baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi yakınmalara yol açabiliyor.
Kronik anal fissürlerde ise GTN krem veya Botoks enjeksiyonu ile uygun hastalarda ameliyatsız tedavi sağlanabiliyor.
Tedavide etkili yöntem: Botoks
Makat çatlağı genel olarak ameliyat gerektirmese de bazı durumlarda ameliyat kaçınılmaz hale gelebiliyor. Ameliyatın gerekli olduğu hastalarda rafine yöntemler uygulanıyor. Prof. Dr. Bülent Menteş, çatlağın tedavisinde en etkin kullanılan ve başarı şansı çok yüksek bir diğer yöntemin de botoks uygulaması olduğunu belirtiyor. İçeriğinde botulin zehri bulunan botoks enjekte edilerek makat kaslarında kısmi felç oluşturuluyor. Böylece dışkılama sırasında kasılma oranı azaltılıyor, dolayısıyla daha az ağrı duyuluyor ve bu süreçte çatlağın iyileşmesi bekleniyor. Prof. Dr. Menteş, botoksun başarı oranının oldukça yüksek olduğunu belirterek, her 100 hastadan 70’inin botoks enjeksiyon uygulamasıyla bu sorundan kurtulduğunu vurguluyor.