24.12.2014 - 11:19 | Son Güncellenme:
Doğum sonrası dönemin anneler için hem çok mutlu hem de çok stresli bir dönem olduğunu belirten Lansinoh Türkiye Pazarlama Müdürü Derya İşçioğlu, “Bazı annelerde bu stres seviyesi normalin üzerinde yaşanabiliyor. Doğum sonrası depresyon olarak adlandırılan bu süreç aileler için çok yıpratıcı olurken, anne ile bebek arasındaki o ilk güçlü bağın kurulmasında da problemlere neden olabiliyor” dedi.
30 yıllık emzirme deneyimi ile bebeklerin daha uzun süre anne sütü ile beslenmesi için çalıştıklarını söyleyen İşçioğlu; “ Doğum sonrası depresyonu emzirme sürecini de çok olumsuz etkiliyor. Annenin stres seviyesi hormonel düzenini negatif etkileyerek sütün azalmasına hatta kesilmesine neden olabiliyor. Anne bebeği görmek hatta ona dokunmak bile istemeyebiliyor” dedi.
Annelerin bebeklerini emzirirken büyük bir rahatlama hissettiğini belirten ve bunun nedeninin emzirme sırasında salınan oksitosin hormonu olduğunu söyleyen İşçioğlu; “ Oksitosin hormonu kasların kasılarak sütün dışarı çıkmasını sağlar, annenin rahminin toparlanmasına yardımcı olur. Bunun yanında birçok araştırma gösteriyor ki oksitosin aynı zamanda rahatlama sağlıyor. Amerika’da The National Institutes of Health (NIH)’ın 2012 yılında 9000 annenin üzerinde yaptığı bir araştırma, emzirmeyi erken dönemde sonlandırmış ya da hiç emzirmemiş annelerin doğum sonrası depresyona yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.