Şimdiye kadar çokça aşka şahitlik eden yüreğinizde farklı bir şeyler mi oluyor? Kendinizi “değildir” diye ikna ettiğiniz bir süreçte misiniz? Hissettirdiği onlarca duygunun arasından özenle seçip hislerinizin derinliğini mi sorguluyorsunuz? Tabii ki her insan için doğru ve özel olan farklıdır, ancak öyle anlar vardır ki insanın hayatına giren kişinin tam da “aranan kişi” olduğunu hissettirir.
Yaşınız kaç olursa olsun kalbinizin yaşı on sekizdir.
Hiç bitmeyen bir heyecanla yazışır, konuşursunuz. Günlük hayatta olup bitenler bir yana bilgisayarınızın klavyesinden çıkan sesleri bile ona anlatmak istersiniz. İçiniz içinize sığmaz, içinizde durdurulamayan bir konuşma isteği olur, her anınıza şahitlik etmesini dilersiniz. Tabii ki bu duygular karşılıklıdır, emin olmak için ikinci kez bakmanıza bile gerek olmaz. Öyle ya, insan sevdiklerini kuşkuda bırakmaz. Sevildiğinden emin olarak sevmek, belki de dünyadayken cenneti yaşamaktır.
Hayatın bir film olmuştur ve başrolü sizsinizdir.
Tüm aşk filmleri, dizileri sizin için çekilmiş; tüm aşk romanları, şiirleri sizin için yazılmıştır. Her sahnede, her satırda gözleriniz onu arar. Her aşk sözcüğü sizi anlatmaktadır. Birbirinizin cümlelerini tamamlarsınız. Konuşmadan anlaşmanın formülünü bulmuşsunuzdur. Kalbinizdeki melodi âdeta ruhunuza dans ettirir.
Her güzel şeyden biraz vardır.
Şimdiye kadar yaşadığınız tüm güzelliklerden birer parça bir araya toplanmıştır sanki. Sanki ruhunuz tatile çıkmış gibidir. Özünüzle konuşuyor, kendi gerçekliğinizi var ediyor gibi hissedersiniz. Hiç bu kadar canlı ve dinamik olmamışsınızdır. Birçok konuda kimseye güvenmeyen siz ona koşulsuz inanırsınız. İnanmak için delile ihtiyacınız yoktur. O sizin özünüzdür ve kalbiniz gerçeği hep bilir.
Cesaretinize şaşırırsınız.
Kendinizi bir anda her şeyi yapabilecek güçte hissedersiniz. Sanki bu aşkın önüne hiçbir bir engel çıkamaz, çıksa bile sizin sevginizi aşamaz gibi gelir. Eskiden korktuğunuz, görmek istemediğiniz, ötelediğiniz şeylerle yüzleşmekten artık çekinmezsiniz. Öyle ya, yalancılık korkakların işidir, yalanlar sevdaya dâhil değildir. Hayatında doğru kişiyi isteyenin tek seçeneği kendisinin de doğru kişi olmasıdır.
Kıskançlık krizleri güven temellidir.
Detaylara dahi girmeden güvenirsiniz ve bu karşılıklıdır. Sorgusuz sualsiz teslimiyet vardır. Hesap kitap yapmadan, “Olur da düşersem dizim kanar” demeden. Aşk ya bu, “Ne olacaksa onunla olsun” diyerek. Onu hem herkesten kıskanarak hem de hiç kısıtlamayarak. Hem dokunmaya kıyamayarak hem de korumaya doyamayarak.
Yapbozun eksik parçası nihayet bulunmuştur.
Onunla hayatınızın eksik parçası tamamlanmıştır. İki tam yürekten kocaman bir sevda oluşmuştur. Şimdiye kadar yaşadığınız her şey daha anlamlı hale gelmiştir. Sanki tüm dünya el birliğiyle sizi bugünlere hazırlamıştır. Kalbiniz de bilir, “Hayırlısı böyleymiş, hayırlısı buymuş” der. Eksik yanlarınızı tamamladığı yetmiyormuş gibi güçsüz yanlarınızı geliştirmenize yardımcı olur, güçlü yanlarınızı daha da güçlendirir. Doğru kişi, olduğunuz halinizle nasıl harika biri olduğunuza sizi ikna eder. Sizi, olmanızı istediği halinizle değil, olduğunuz gibi sever. Tartışma ve krizlerde dahi sevildiğiniz gerçeğini hissetmeye devam edersiniz. Zorluklar birlik halinde aşılır. Ona rağmen değil, onunla yaşarsınız.
Ona doğru çekilirsiniz.
İstemsizce sürekli onunla temas halinde olmak istersiniz. Ona dokunduğunuz anda parmak uçlarınızdan şiirler dökülür. Sanki gecenizin en parlak, hatta tek yıldızı o olur. Bahar rüzgârının esintisi, yaz güneşinin pırıltısı odur. Sizden öte, candan ileri olan odur. O sizin özünüzdür. Ona bakmak demek özde kendinizi görmek demektir. Doğru kişi olup olmadığını sorgulamanıza gerek yoktur. İnancın kanıta ihtiyacı yoktur.
Doğru, her zaman şekil değiştirir. İnsan evrildikçe en başta doğru bulduğunu daha sonra yanlış bulabilir. Doğru kişi olup olmadığını, varsa da ne kadar süre doğru olarak kalacağını kimse bilemez. Bununla birlikte bir gerçek vardır; yanlış duyabilir ya da yanlış görebilirsiniz fakat yanlış hissetmezsiniz. Sizi biricik ve tek hissettirerek özünüze dokunan, sizin iyi yanlarınızı daha da parlatan, sizinle birlikte daha iyi biri olan kişi, yaşanılasıdır.
Şimdi aşkı yaşama zamanı. Korkusuzca ve çokça severek, “Acaba?” diye düşünmeyerek...