Çoğumuz kimseyi kontrol etmediğimizi, amacımızın bu olmadığını söyleriz fakat kalben biliriz ki gerçek öyle değildir. İnsan, kaygı ve korkuyla baş etmek, olumsuz deneyimler yaşamamak için alanını olabildiğince güvenli tutmaya çalışır. Kendini güvende hissetmek adına hayatında olan birçok durumu kontrol eder. Bunu yaparken daha pozitif görünmesi için “Mükemmeliyetçiyim, benden başkası bu işleri yapamaz” ya da “Herkesin iyiliği için” gibi başlıklar seçer. Aslında bu davranış şekli kendi içinde yorucudur, üstelik hayatta her şey kontrol edilmez. Örneğin doğal afetler, kazalar, kötü sürprizler... Bütün bunlara cevap olarak da kişi temkinli olmaya çalışır, en kötü senaryoya göre hazır olur. Tüm bunlar hayatın içindendir fakat gözden kaçan ve yapmadığımızı sandığımız bir diğer kontrol türü diğer insanlar üzerinde olandır. Onların davranışlarını, ilişkilerini, hayata bakış açılarını, çevrelerini, sadakatlerini, ekonomik özgürlüklerini gizlice kontrol etmek isteriz. Bunu yaparken de manipülasyon, tartışma, uzaklaşma, ayrılıkla tehdit etme, küsme, misilleme yapma gibi birçok yöntem denemiş olabiliriz. Bunlar kısa vadede etkili hareketler gibi görünse de netice itibarıyla aslında kimseyi kontrolümüz altında tutamadığımızı görürüz, çünkü kişi kendi istemediği sürece değişmez, değişemez.
Her insanın hayata bakış açısı farklıdır. İlişki konforumuz için kontrol altında tuttuğumuz kişi bir süre sonra sıkılabilir, devam etmek istemeyebilir ya da kontrole karşı usta bir gizleyici, oyuncu olabilir. Hatta yalanı ortaya çıkınca bizi suçlayarak korktuğunu, bizim yüzümüzden öyle olduğunu söyleyebilir. Sadakat, vicdan, ilgi, emek, gayret, sevgi gibi konular kişilerin özde istedikleridir. Hangi gerekçeyle olursa olsun, kontrol etmek için zorundalıkları olsa dahi yapacak olan yapacaktır. Kişileri gözetim altında tutmak, bedenen yanımızda olan kişinin özgür iradesiyle ne zaman neyi seçeceğini ya da gerçekte bizi seçip seçmeyeceğini bilmememize neden olur. Bununla beraber ilişkimizde karşı taraf kırılmasın, öfkelenmesin, bizden ayrılmasın diye davranışlarımızı dönüştürerek kalmasını sağlamaya çalışmak da benzer bir sonuca yol açacaktır. Çünkü herkes istediği seçimi yapıp da “Ben onun için neleri değiştirdim” dediğimizde karşı taraf bize “Yapmasaydın” diyecektir.
Kontrol edilmeyi elbette hiç kimse istemez. Diğer taraftan fark etmemiz gerekir ki kontrol altında tutmak için daha fazla emek vermemiz gerekir. Sonuç alamayınca da emeklerimize acırız. Hâlbuki en başından itibaren amacımız, bizim için doğru görünen kararlarımızın karşı tarafça kabulüdür. Konulara uzaklaşarak bakarsak, çok emek verdiğimiz, kontrol altında tutmak istediğimiz başlıkları bu bakış açısıyla değerlendirirsek bunu kalben de fark ederiz. Alt metinde bir duygusal kazanç vardır.
Bu haftanın gelişim konusu kontrolsüz olabilmeyi de seçmek çünkü ne yaparsak yapalım sonunda seçim hakkı hep kişinin kendindedir. Olumsuz deneyimi en aza indirmek amacıyla ortaya koyduğumuz ve başkalarını etkileyen her davranış onların özgür iradesine bir müdahaledir. Hem uzun süre devam etmesi mümkün değildir hem de enerjisel olarak karmik hissetmemize neden olur. Yaşam bize ne getiriyorsa ve kimler nasıl yanımızda kalmak istiyorsa öyle bırakmalıyız. Kalmak istemeyeni değişmeye zorlamaktansa hayatımızda biraz da iyiye yer açmak daha pozitif olabilir. Sürekli değiştirmeye çalıştığımız, uyarıp düzelttiğimiz, yanlışlarını karşı taraftan daha fazla tolere etmeye çalıştığımız tüm ilişkiler tam anlamıyla iyi ve pozitif olmayabilir. Karşı tarafı kontrol etmeye çalışmak yerine kendimize neden buna ihtiyaç duyduğumuzu sormak, bizlere yeni bir bakış açısı katabilir.
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
16 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
16 Aralık 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Diş çürümesini engellemenin 5 etkili yolu
16 Aralık 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
15 Aralık 2024 İkizler Dolunayı: En üst versiyona çıkmamızı sağlayan mucize
14 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Dolunay neler getiriyor?
14 Aralık 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
9 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
9 Aralık 2024