25.05.2022 - 09:24 | Son Güncellenme:
Kişi kendini ilk önce sırf kendisi için, kendi mutluluğu ve sağlığı için sevmelidir
Kendini sevmenin bencillik ve kendini beğenmişlik olmadığını belirten Psikolog Rana Kutvan “Kendini sevmeyen, kendi varlığına tahammül edemeyen, kendinle sürekli bir kavga içinde olan, zihninin içinden kendine durmadan kötü laflar eden, kendini beğenmeyen, iç dünyasında barış olmayan birinin mutlu olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu tip bir insan kendini sevmediği için davranışlarıyla kendini sabote ediyor olabilir, enerjisinin büyük bir bölümünü kendine karşı gelmek için kullandığından gün içinde enerji seviyesinde düşüklük yaşayabilir. Kişilerin kendilerini sevmeye başlama yolculuklarında onları motive etmek için “kendini sevmeyen başkasını sevemez” klişesine girmemize gerek yok. Evet tabii ki kendini sevmeyen gerçek anlamda bir başkasını sevemez ama kişi kendini ilk önce sırf kendisi için, kendi mutluluğu ve sağlığı için sevmelidir” dedi.
Kendini sevmenin temelleri çocuklukta atılır
Kendimizi sevmiyor oluşumuzun temellerinin çocukluk yıllarımızda atıldığını söyleyen Kutvan “Çocukken etrafındaki otorite figürlerinden, varlığında bir sorun varmış imalarıyla yetiştirilen çocuk, büyüdüğünde kendini sağlıklı bir şekilde sevmeyen bir yetişkine dönüşebilir. Bir çocuk hayal edin, bu çocuk annesi ya da babası tarafından sürekli eleştiriliyor olsun. Ya da ailenin çocuğa verdiği sevgi, çocuğun derslerinde başarılı olması gibi bir takım koşullara bağlı olsun. Çocuk ne yaparsa yapsın, ailesi çocuktan yana mutlu olmasın. Bu çocuk ailesinden kendi hakkında duyduğu negatif sözleri içselleştirerek büyümeye başlar. Artık ailesinin çocuğun varlığına yönelik negatif sözleri, çocuğun iç sesi olmuştur. Çocuk bir hata yaptığında kendisini anne ya da babasının sözleriyle eleştirir. O artık kendi kendinin en acımasız eleştirmenidir.” diye ekledi.
Kişinin kendini sevmesi kendini kabullenmesiyle ilintilidir
Kutvan çoğumuzun kendine olan sevgisinin bazı koşullara bağlı olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukken ailemizin fertleri bize olan sevgilerini sadece onların isteklerini yerine getirdiğimizde gösterdilerse, şimdi de bizim kendimize verdiğimiz sevginin koşullara bağlı bir sevgi olması şaşırtıcı bir durum değil aslında. Eğer siz de kendinizi ancak bir takım koşulları yerine getirdiğinizde seviyorsanız “koşulsuz kendini kabul” kavramı imdadınıza yetişebilir. Koşulsuz kendini kabul, Dr. Albert Ellis tarafından geliştirilen Akılcı Duygusal Yaklaşımı çerçevesinde yapılandırılmış bir kavramdır. Ellis’e göre kişi, kendini kusurlarıyla birlikte kabul etmelidir. Kişinin kendisini tam şu anda olduğu haliyle kabullenmesi ve sevmesi kulağa imkansız gibi gelse de gereken psikolojik desteği alarak, kişinin içsel Yin Yang’i ile barışması gayet mümkün bir durumdur.”
Kişinin kendini koşulsuz bir şekilde kabul etmesinin yerinde saymak olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizen Kutvan “Elbette ki kişinin kendini geliştirme isteği son derece normal ve de güzel bir durumdur. Ama kendimizi geliştirme isteğimizin ardında yatan neden, kendimizde bir hata, bir eksiklik olduğunu düşünmemizse bu işte bir yanlışlık var demektir. Kendimizi sevmeyi bir takım şartlara bağlamamız bizi mutsuzluğa iter. Gelin kendinizi, ancak yaptığınız işlerde başarılı olduğunuz takdirde sevmekten vazgeçin. Kendinizi tam da şu an olduğunuz gibi kabul edin ve sevin. Unutmamak gerekir ki kendini sevmek lüks değil ihtiyaçtır.” diye ekledi.