03.11.2014 - 17:19 | Son Güncellenme:
Kurs kapsamında öncelikle kontrolsüz idrar kaçırma şikayeti olan hastaların nasıl değerlendirilmesi gerektiği ve ulaşılan nedenlere göre idrar kaçırmanın nasıl tedavi edilmesi gerektiği, güncel bilimsel veriler çerçevesinde teorik olarak anlatıldı.
Kursun ikinci kısmında ise cerrahi olarak tedavi edilmesi gereken idrar kaçırma tipi olan “stres üriner inkontinans”ın günümüzde en etkin, güvenli ve basit tedavi yöntemi olan “Minimal İnvaziv Midüretral Sling Operasyonları”nın nasıl yapılması gerektiği canlı örnek ameliyatla, Eskişehir ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlarına ameliyathaneden pratik eğitim olarak naklen sunuldu.
KONTROLSÜZ İDRAR KAÇIRMA YAŞAMIN SADECE BEBEKLİK DÖNEMİNDE DOĞALDIR
Kursla ilgili bir açıklama yapan ESOGÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Tarık Yalçın, kadınlarda büyük çoğunluğu zor gerçekleşen vajinal doğumlardan kaynaklanan pelvik taban bozukluğu sonrası rahim, idrar torbası ve hazne sarkması ve kontrolsüz idrar kaçırma sorunlarının geliştiğini belirtti. Prof. Dr. Yalçın, “Hayati tehlike oluşturan şiddetli sarkmaların mutlaka tedavi edilmesi gerekirken, idrar kaçırma ise çoğunlukla hayatı tehdit etmese de hayat kalitesini çok olumsuz etkileyebilmektedir. Kontrolsüz idrar kaçırma yaşamın sadece bebeklik döneminde doğaldır. Çocukluk çağında gerçekleşen tuvalet eğitimi sonrası yaşamın herhangi bir döneminde idrar kaçırma ise tamamen tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur” diyebelirtti.
İDRAR KAÇIRMA UTANILACAK BİR ŞİKAYET DEĞİL
Prof. Dr. Ömer Tarık Yalçın, kontrolsüz idrar kaçırmanın, toplumun önemli bir kısmının inanışının aksine yaşlılıkla kaçınılmaz olarak gelişen, tedavi edilemez ve utanılacak bir şikayet olmadığını anlatarak şunları söyledi;
“Uygun ve bilimsel araştırma yöntemleri ile nedeni belirlenen bu sorun, tespit edilen nedene yönelik uygulanan tedavilerle ortadan kaldırılabilmektedir. İdrar kaçırma konusunda etkin ve güvenilir bir sağlık hizmeti sunulabilmesi için hekimlerin bu konuda yeterli bilgi ve deneyime sahip olması çok önemlidir. İşte bu nedenle biz de ESOGÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji ve Pelvik Rekonstrüktif Cerrahi Ünitesi olarak Anabilim Dalı’nın tüm öğretim üyelerinin katkılarıyla bu hizmet içi eğitim kursunu düzenledik.”