Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın merkezi kapanma tehlikesi yaşıyor. Yeterli finansman bulunamazsa kadın sığınma evlerinin “fikir anası" tarihe karışacak
Türkiye’de koca dayağı ile yaralanan kadınların sayısında sürekli artış görülürken, şiddet mağdurlarının sığınabileği bağımsız kadın sığınma evleri, parasızlıktan birer birer kapanıyor. Daha önce Ankara ve İstanbul’daki iki sığınma evini kapatmak zorunda kalan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın merkezi de finansman zorlukları nedeniyle kapanma noktasına geldi. Eğer merkez binası da kapanırsa, kadın sığınma evlerinin Türkiye’deki “fikir anası" durumundaki Mor Çatı tarih olacak.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucularından Avukat Canan Arın, “Nüfusu 10 milyona yaklaşan İsveç’te yüzün üzerinde kadın sığınağı var. Mor Çatı kapanırsa Türkiye’de aile içi şiddete maruz kalan kadınların sığınacakları bağımsız bir kurum kalmayacak. Mor Çatı’nın kadınların üzerindeki şiddet tehdidine karşı yaşaması lazım" dedi.
İlk kadın sığınma evi fikrinin Mor Çatı’dan çıktığını anımsatan Arın, hükümetin yeni bir yönetmelikle kadın sığınma evlerini denetim altına almaya çalıştığını söyledi. Arın şöyle devam etti: “Para desteğinde bulunmanın karşılığında denetim yapmak istiyorlar. Biz zaten Vakıflar’ın denetimi altındayız. Belediye de temizlik vb. açılardan denetliyor. Peki onlar ne için denetleyecekler. Tek istekleri var o da bağımsızlığımızı elimizden almak. Parasız kalırız, kapanırız, ama buna izin vermeyiz."
Çabalar yetmiyorKadın sığınaklarına resmi
devlet bakışının sıcak olmadığını savunan Arın, “Bu düşünceye göre, sığınma evleri aile yapısını zedeliyor. Örneğin bir milletvekili, sığınma evleri ile ilgili yasanın kabul edilmesi durumunda aile yapısının darmadağın olacağı yönündeki düşüncesini açıkça söyledi. Denilebilir ki Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) var ve bu kurum soruna çözüm getirebilir. Ama ne denirse densin SHÇEK bir devlet kurumudur ve üzerinde siyasi etkilerin bulunma tehlikesi her zaman mevcuttur. Mor Çatı bir güvencedir ve mutlaka yaşatılmalıdır. Bağımsızlığını koruması da çok önemli. Kadını sürekli muhtaç durumda tutmak, yardım etmek değildir" diye konuştu.
Siyaset karışmamalıKadın sığınma evlerinin hassas bir konu olduğunu ve bu nedenle siyasetin uzağında bulunması gerektiğini vurgulayan Arın, daha önce belediyeler tarafından kurulan kadın sığınaklarının başına gelenleri şöyle anlattı: “İstanbul’da belediye, Şişli ve Bakırköy’de iki tane kadın sığınma evi açtı. Her ikisinin de ömrü seçimlerin ardından sona erdi. Fatma Girik seçimleri kaybettikten sonra yeni başkan Gülay Aslıtürk, sığınaktaki kadınlara iş bulduğunu iddia edip, sığınma evini boşalttı. Bulunan işle ev kirası bile ödenemezdi. Kadınlar, Mor Çatı’ya sığındılar."
Erkek egemen bakışMor Çatı’nın bağımsız bir kuruluş olduğunu ve siyasi denetim getirildiğinde çalışmasının mümkün olmadığını anlatan Arın, para desteği verilmek için şartlar koşulmasını eleştirdi.
Arın, “Bu erkek egemen toplumun söylemini yansıtıyor. Diyorlar ki, ‘Sen benim sözümü dinlersen ben de seni ödüllendiririm. Benim dediğime karşı çıkarsan da cezalandırırım.’ Böyle şey olmaz. Sosyal devlet söz konusuysa iç işlerimize karışmadan para yardımı yapsınlar. Ya da bazı kolaylıklar sağlasınlar. Örneğin parasız bina temin etsinler, parasız
telefon tahsis etsinler. Hiçbirini yapmazlarsa Birleşmiş Milletler’in şiddete uğrayan kadınlar için aktardığı fonlardan yararlandırsınlar. Bu fonları ayrıcalıklı ya da devlete hoş görünen sivil toplum kuruluşlarına değil, devletin yapması gerekenleri gönüllü olarak üstlenenlere versinler. Biz devlet için yokuz. Devlet bizim refahımız için var. Türkiye’de değişmesi gereken asıl konu budur" dedi.
SHÇEK’ten iki ayda, iki ev daha
Mor Çatı kapanma tehdidi ile karşı karşıya kalırken, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu atağa geçti. SHÇEK İstanbul İl Müdürü Kahraman Eroğlu, İstanbul’da bir tane kuruma bağlı kadın sığınağı bulunduğunu, iki ay içinde iki tane daha açılacağını söyledi. Barınmaya muhtaç kadınların kendi ilgi alanlarına girdiğini savunan Eroğlu, kadın sığınma evi sayısı yetersiz olsa da hiçbir başvuruyu geri çevirmediklerini vurguladı. Eroğlu şunları söyledi: “İstanbul’un dışında, Antalya, İzmir, Ankara ve Eskişehir gibi büyük şehirlerde kadın sığınma evleri var. Açılacak iki sığınaktan biri 20, diğeri de 40 kişi kapasiteli. Sorun sadece kadına bakmak değil, onların
okul, giyisi, iş gibi problemlerinin de çözülmesi gerekir. Bunu yapacak olan da devlettir. Özel çalışmak isteyen sığınaklar yönetmeliğe uymalıdır. Daha önce Mor Çatı ile birlikte çok şeyler yapıldı. Biz sivil örgütlerle çalışıyoruz. Örneğin sokak çocukları ile ilgili birçok sivil örgütle koordinasyon halindeyiz. Mor Çatı ile de böylesi bir işbirliği yapılabili" diye konuştu.