Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Mustafa Başaran (37), Bulgaristan’ın Yenipazar kasabasında doğdu. İlkokula Bulgaristan’da başladı ancak 8 yaşında ailesiyle İstanbul’a kesin dönüş yaptı. 1996 yılından beri İstanbul’da yaşayan Başaran, evli ve 6 yaşında Can adında bir oğlu var. Global bir kozmetik markasının lojistik bölümünde çalışıyor. Kendini bildi bileli okumaya ve izlemeye büyük ilgisinin olduğunu söyleyen Mustafa, özellikle son 10 yıldır da hobi olarak tarih konularında araştırmalar ve okumalar yapıyor.
‘TÜRKİYE’DE GEZMEDİĞİM BİRKAÇ ŞEHİR KALDI’
Çocukluğundan bu yana edebiyata ve tarihe ilgisi olsa da bu ilgisini bir araştırmaya ve derin incelemelere dönüştürme fikri son birkaç yılda oluştu. Evliya Çelebi, hem bir gezgin hem de tarihi bir figür olarak pek çok kişi gibi onun da ilgisini çekti. Seyahatnameyi okumaya başladıktan sonra hep bildiği ülkelere ya da şehirlere onun gözünden bakmaya başladı. Normalde bir şehri gezerken gözden kaçan pek çok ayrıntıyı Evliya Çelebi sayesinde keşfetme fırsatı buldu. Bu da onun seyahatlerinde yeni bir bakış açısına sahip olmasına yardımcı oldu.
"Evliya Çelebi’nin beni bu kadar etkilemesinin en önemli sebeplerinden biri de seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi çok sevmem olabilir" diyen Mustafa, “Türkiye’de gezmediğim sadece birkaç şehir kalmış olabilir. Bunun yanında Osmanlı kültürel mirasına olan ilgim ve kendi kişisel bağım nedeniyle de çoğu Balkan ülkesini gezme fırsatım oldu. Bugüne kadar gezdiğim yerler arasında en çok etkilendiğim şehir Ohrid oldu. Ohrid, hem doğal güzellikleri hem de tarihi dokusu ile benim için en özel yerlerden biri" diye konuştu.
‘BU HARİTAYI KENDİ GEZİLERİMDE DE KULLANDIM’
Google Haritalar aracılığıyla oluşturduğu Evliya Çelebi Seyahatname haritası tamamen hobi amaçlı yaptığı bir çalışma olduğuna dikkat çeken Mustafa, “Amacım Evliya Çelebi’nin ayak izlerini dijital ortama aktarıp seyahatseverlerin ve tarih meraklılarının kolayca ulaşabileceği bir alan yaratmaktı. Bu haritayı zaman zaman kendi gezilerimde kullandım” diyerek şunları söyledi:
“Bana kalırsa tarih ve kültür miraslarını araştırmak, bazılarını yakından görüp bizzat gözlemlemek, bugüne nasıl ve ne şekilde geldiğimizi öğrenmek herkes için çok özel bir deneyim. Tarihi bilmenin atalarımızın miraslarına ve köklerimize olan bağımızı güçlendirdiğine inanıyorum. Böylece hayatta nerede olduğumuzu anlamamız da kolaylaşıyor. Köklü bir mirasın içerisinde yer aldığımızı bilmek zaten başlı başına bir ilham ve motivasyon kaynağı.”
‘BAZI ARKADAŞLARIM VE EŞİM DIŞINDA KİMSEYLE PAYLAŞMAMIŞTIM’
Evliya Çelebi’nin sadece kendi döneminde değil bugün için de oldukça farklı ve maceraperest bir kişilik olduğuna vurgu yapan Mustafa, “Ben her ne kadar yeni yerler keşfetmeyi sevsem de onun kadar seyahat etme fırsatı bulamıyorum. Ancak bir seyahatnamem olsaydı kendine has ve zengin kültür mirası olan doğu bölgelerini ziyaret etmek isterdim. Bu seyahatnamede İran üzerinden devam edip Türkistan coğrafyasını ardından Afganistan, Hindistan, Çin ve Japonya’ya kadar uzanan bölgelere yer verirdim” bilgisini paylaştı.
Yaptığı bu çalışmanın kapsamının farkında olsa da sadece hobi olarak başladığı için birkaç arkadaşı ve eşi dışında kimseyle paylaşma ihtiyacı duymadığını söyleyen Mustafa, çok fazla vaktini aldığı için eşinin desteği olmasaydı bu çalışmayı bu kadar kısa sürede tamamlayamayacağını dile getirdi.
‘HARİTADA 5 BİNDEN FAZLA YER İŞARETLİ’
"Seyahatnameyi okurken Evliya Çelebi’nin gezdiği yerleri daha iyi takip edebilmek adına eş zamanlı olarak ilgili bölgeleri Google Haritalar üzerinden inceliyordum" diyen Mustafa, “Bu esnada seyahatnamede adı geçen ancak isimleri değiştiği için haritada bulamadığım bazı yerler, tarihi mekanlar olduğunu fark ettim. İlk araştırmalarımı bu yerler üzerinde yapmaya başladım. Ancak henüz haritada bir işaretleme yapmamıştım. 6. kitaba kadar bu şekilde bir okuma yaptıktan sonra Hırvatistan’daki kaleleri araştırırken Google Haritalar üzerinde oluşturulmuş Hırvatistan kalelerini gösteren bir haritaya denk geldim. Bu haritayı gördükten sonra Google Haritalar üzerinde böyle bir çalışma yapma imkanı olduğunu öğrendim ve o an bu seyahatnameyi haritalaştırma fikri aklıma geldi” dedi. Haritayı oluşturma sürecini şöyle aktardı:
“Sonrasında da seyahatnamede adı geçen ve haritada bulabildiğim her yeri işaretlemeye başladım. Kitapta önemli bulduğum bilgileri de bir kurgu çerçevesinde bu yerler üzerinde alıntıladım. Kitap bittikten sonra çalışmayı tamamlayabilmek adına kitabı yeni baştan, bu projeye başladığım yere kadar tekrar okudum. Bulamadığım yerlerin üzerinden geçmek için daha sonra ikinci bir okuma yaptım ve bugün 5 binin üzerinde yer işareti olan bu harita ortaya çıktı.”
'TEKRAR TEKRAR OKUMAKTAN KEYİF ALIYORUM'
"Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 17. yüzyılı konu alan bir eser" diyen Mustafa, “Dolayısıyla o yıllardan bugüne pek çok yerin ismi değişmiş. Aynı zamanda bahsettiği yapıların önemli bir kısmı da günümüze ulaşamamış. Bu durum o yerleri ve yapıları haritada bulmamı oldukça zorlaştırdı. Seyahatname, geniş bir coğrafyayı kapsadığından ötürü Arapça, Rumca ya da Kiril alfabesi kullanılan bölgelerin haritalarını okumaya çalışmak, yer isimlerini çevirmek de beni oldukça zorladı. Evliya Çelebi’nin ayak izlerini takip ederken bu bölgeler arasında kurduğu bağı yakalamak daha güçtü. Bu dil sorununa ek olarak Orta Doğu coğrafyasını kapsayan kaynaklar kısıtlıydı. Başbakanlık devlet arşivlerinden Osmanlı ve Rumeli yer isimleriyle ilgili çalışmaların dışında araştırdığım yer özelindeki bütün makaleleri okumaya çalıştım. Seyahatnamede geçen tüm yer ve mekanlar için bu süreç işledi" ifadelerine yer verdi.
"Evliya Çelebi’nin seyahatnamesini okurken sizi çok etkileyen bir hikaye ya da yer oldu mu?" sorusunu yönelttiğimiz Mustafa, "Viyana, İstanbul, Kahire, Şam, Bağdat, Mekke, Bursa, Edirne, Üsküp, Budapeşte ve Bahçesaray aklıma ilk gelen yerler. Evliya Çelebi’nin anlatımlarından bu şehirleri onun dönemindeki haliyle görmeyi çok isterdim. Evliya Çelebi’nin fantastik ve eğlenceli hikâyelerini okumak çok keyifli. Bugün bile anlatılmaya çekinilen hikâyeleri kendine has, muzip bir dille anlatır. Düşünün; IV. Murad ile güreşirken bel altı şakalar yapmaktan çekinmeyen bir karakterden bahsediyoruz. Çerkez Oburların Savaşı, Çalıkkavak Cadısı, Çerkez Balı, Çeşme Başı ve Nil Timsahı hikayelerini tekrar okumaktan keyif alıyorum” diye yanıtladı.
'AYNI YERDE BİR ERKEK NAAŞI BULUNUNCA ŞAŞIRDIM'
Seyahatnamede çok fazla tarihi olay ve hikâye olduğuna dikkat çeken Mustafa, “Bana kalırsa hepsi de oldukça önemli ve değerli. Örnek vermek gerekirse Korint ziyareti esnasında bahsettiği Gazi İbrahim Baba’nın mezarını araştırırken günümüzde bu mezarın tarif edildiği yerde yapılan kazılarda Afrodit Tapınağı’nın kalıntılarına ulaşılması ve yine aynı yerde bir erkek naaşının bulunması beni çok şaşırtmıştı” dedi.
Mustafa, Google’daki bu haritalardan yararlanarak oldukça başarılı bir seyahatname projesine imza atan Seymen Bozaslan ile ilgili, “Seymen Bey’in çalışmalarını sosyal medya üzerinden takip ediyorum. Oluşturduğum haritanın böyle keyifli bir işe dönüşmesi beni tabii ki çok mutlu etti. Zaten haritayı oluştururken amacım biraz da seyahatseverlere bir yol haritası çizmekti. Seymen Bey de bu projeyi kendi tarzında yorumlayarak yeni bir projeye dönüştürdü. Kendisiyle haberleşme fırsatım oldu. Yakın zamanda bu projesini bir kitap halinde yayınlayacağı bilgisini de aldım. Onu da sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerine yer verdi.
'EVLİYA ÇELEBİ ÇOĞU ZAMAN ROTAYI KENDİ BELİRLEMİYOR'
O dönemin seyahat koşulları ile bugünü karşılaştırmanın çok mümkün olmadığını söyleyen Mustafa, “Evliya Çelebi’nin seyahat etme anlayışını da bugünün gezginleri ile kıyaslamak doğru olmayabilir. Çünkü o bir gezgin olmasının yanı sıra bir devlet görevlisi. Bu seyahatleri tamamen gezi amaçlı değil. İzlediği rotayı da çoğu zaman kendi belirlemiyor. Görevi nedeniyle bulunduğu bölgeleri bir seyyah dikkati ile gezip anlatması sonucu bu seyahatname ortaya çıkıyor. Günümüzde bu kadar geniş bir coğrafyayı onun kadar detaylı anlatan, bir bölgeyi her yönüyle anlayabilen bir seyahatsever olduğunu düşünmüyorum” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
“Hans Dernschwam, Jean-Baptiste Tavernier, İlyas Hanna, Johann Schiltberger gibi isimlerin çalışması taslak halinde hazır. İlerleyen süreçte üzerlerinde ek araştırmalar yapıp paylaşmayı düşünüyorum. Ayrıca bu haritayı 27 Mayıs 2022 tarihinde yapmaya başladım. Yaklaşık 10 ay sürdüğünü tahmin ediyorum. Harita sosyal medyada paylaşıldıktan sonra Evliya Çelebi’nin rotasını oluşturma ve bulamadığım yerleri tekrar araştırmak için ikinci bir okuma yapmam da 3-4 ay sürdü. Yerini keşfedemediğim binin üzerinde yer olduğu için bu haritaya hiçbir zaman bitmiş gözüyle bakamıyorum. Hâlâ bu yerleri araştırmak için vakit ayırmaya çalışıyorum.”