Duyurulduğu günden itibaren Koçani Orkestar, Serkan Çağrı, Shantel ve Bucovina Club Orkestar’ı canlı dinleyecek olmanın heyecanıyla dolmuştum. Ne de olsa doğup büyüdüğüm toprakların ezgileri bir kez daha yankılanacaktı kulaklarımda. Hıdırellez’e bir hafta daha vardı ama sahne alacak isimler besbelli bize bir Hıdırellez gecesi yaşatacaktı.
Programı öğrendiğimde “keşke hepsi aynı anda sahneye çıksalarmış” diye geçirdim içimden. Meğer konser esnasında Serkan Çağrı da aynı şeyi dile getirdi. Umarız bir dahakine kısmet olur.
Açıldığından bu yana farklı müzik türlerinden alanında en önemli sanatçıları sahneye taşıyan Zorlu PSM bu sefer de az önce adını saydığım Balkan müziğinin önemli isimlerine yer verdi. Cuma gecesi gerçekleşen konser dizisinde önce Serkan Çağrı, Yarkın Ritm Grubu ve Makedonya’dan misafirleri Koçani Orkestar sahne aldı. Bir saati aşkın süre sahnede kalan ekip oluşturdukları sinerjiyle başta çekingen davranan seyirciyi çok geçmeden tavlamayı başardı. Eh Balkan müziği içerikli bir konserde yerinde sabit durmak pek de kabul edilebilir bir şey olmasa gerek. Performans sırasında başta klarnet üstadı Serkan Çağrı olmak üzere hem Yarkın Ritm Grubu hem de Koçani Orkestar üyeleri sık sık maharetlerini sergiledikleri sololar gerçekleştirdi. Kapanışı Balkan coğrafyasını en bilindik ezgilerinden olan "Ederlezi" ile yapan ekip geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Esma Recepova’nın da pek meşhur Çaye Şukariye isimli parçasını çalmadan geçmedi. Bana sorulacak olsa konserin süresi kâfi gelmedi. Seyircinin de ortama tam manasıyla uyum sağlamaya başladığı bir anda konser bitiverdi. Bu sefer de yarım saatlik bir Shantel bekleyişi başladı. Shantel’i yıllar önce yine Bucovina Club Orkestar ile birlikte çaldığı Parkorman’da bir yaz gecesi dinlemiş konser sonunda üstümdeki tshirtün oynamaktan sırılsıklam olduğunu fark etmiştim. Dolayısıyla beklenti yine o seviyelerdeydi. Tabii bu kez bir dezavantaj söz konusuydu. Mekan haliyle üstü kapalı bir yerdi. Sahne kurulumu sırasında biz beklerken Shantel, arada sahneye çıkıp sempatik tavırlarla ve kurduğu diyalog ile seyirciyi ısındırmaya çalıştı. Çok geçmeden önceden belirtilen saatte konser başladı.
Ülkemizde "Disco Partizani" albümüyle geniş kitleler tarafından tanınan Balkan asıllı Alman Shantel ve onun Romen grubu Bucovina Club Orkestar, beklendiği gibi konsere hızlı bir giriş yaptı. "Disco Partizani" albümünden şarkıları seslendirmeye başlayan Shantel, çok geçmeden seyircilerin büyük bir kısmının beklediği aynı adlı şarkıyı söylemeye başladı. Laf aramızda belki de bir dönem her yerde çalmasından ötürü bu şarkıya karşı biraz mesafeliyim. Benim beklediğim şarkılar başkaydı. Çok geçmeden de içlerinden bir tanesi olan "Disco Boy"u başarılı bir şekilde çaldılar. Gönlümden geçen "Manolis"i de dinlemekti, ama olmadı. Aslen “Mangiko Mou” adlı bir Rebetiko olan, -ki Shantel’in birçok bestesinin altyapısı bu minvaldedir- "Disco Boy"un ardından rota bu kez Sırbistan’a doğru yol aldı. Ancak kafalar Disco Partizani albümünde kalmış olmalı ki seyirciler Shantel’in ve grubun bateristi Marcus’un çabasına rağmen şarkılara pek eşlik edemedi. Kendi payıma bu benim için pek de sorun değildi. Ben çoktan havaya girmiştim bile. Konserin sonlarına doğru Shantel sahneye kalabalık bir seyirci topluluğunu çıkartıp birlikte dans ederken ülkemize, akrabalık ilişkilerimize ve elbette İstanbul’a övgüler yağdırmayı ihmal etmedi.
Son olarak da daha önceleri birçok kez birlikte sahne aldıkları Damla Pehlevan’ı sahneye davet eden Shantel, geçtiğimiz günlerde albümü yayınlanan sanatçıyla birlikte “Ada Sahilleri”ni seslendirdi.
Malum önümüz yaz. Dilerim Shantel’i veyahut benzer Balkan müziği yapan isimleri çeşitli açıkhava festivallerinde dinleme fırsatımız olur. Zaten Hıdırellez’e de ne kaldı. Şimdiden hoş geldin yaz.