IAMNOTBASIC yaratıcısı Orkan Orgun duyarlı moda kavramını anlattı

Duygu Bay - Özel Röportaj

Orkan Orgun kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1985 yılında İstanbul'da doğdum. Alman Lisesi'nde orta ve lise öğrenimimi yaptım. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde işletme okudum. 2009 yılında mezun olduktan sonra ufak ufak girişimcilik hayatına adım atmaya başladım. Tabii o yıllarda girişimcilik şimdiki gibi değildi; şimdilerde daha fazla önem veriliyor, teşvik ediliyor. 2011 ve 2013 yılları arasında bir akrabamın tekstil firmasında yöneticilik yaptım, orada tekstil deneyimi edindim. 2014 yılında üniversiteden bir arkadaşımla IAMNOTBASIC'i kurduk.

IAMNOTBASIC beni "duyarlı moda" kavramıyla yakaladı. Duyarlı moda tanımını biraz açar mısınız?

Aslında bu çoğumuzun bilmediği bir konu. Abartılı söyleceğim ama dünyada moda pek çok kötülüğün anası gibi. Ancak o görkemli yüzünün arkasında pek görünmüyor. Petrol endüstrisinden sonra dünyayı en çok kirleten endüstri konumunda. Bunun sorumlusu da çok tercih edilen hazır giyim markaları. Ucuz ve hızlı üretim yapma prensibiyle yola çıktıkları için çevre kirliliğinden işçi sömürüsüne kadar pek çok problemi beraberinde getiriyorlar.

Bir tüketici olarak ben de bunun farkında değildim ancak zamanla tekstil sektöründe edindiğim tecrübe bunu görmemi sağladı. Bu yüzden elimizden gelebildiğince IAMNOTBASIC'te bu problemlerin üzerine gitmeye çalışıyoruz. Çevreye zararı sıfıra indirmek mümkün olmasa da her noktada duyarlı olmaya çalışıyoruz. Örneğin hammaddemizi çevreye daha duyarlı kumaşlardan seçmeye çalışıyoruz.

"Duyarlı Moda" deyince geri dönüşüm de ayrı bir önem kazanıyor. Bu konuda yürüttüğünüz "Biraz Yer Aç" projesi vardı. Ondan biraz bahseder misiniz?

IAMNOTBASIC'te geri dönüşümü teşvik ediyoruz. "Biraz Yer Aç" isimli bir kampanyamız vardı mesela; insanların siparişleriyle beraber gardırobundaki giymediği kıyafetleri gönderdiği, bizim de bunları geri dönüşüme soktuğumuz bir proje. Proje mantığı şu; bizden sipariş verdiğinizde paketinizin içinden gideceği adres önceden yapıştırılmış bir şekilde bir torba daha çıkıyor, bu torbanın içine giymediğiniz kıyafetlerinizi koyuyorsunuz, anlaşmalı kargo şirketine veriyorsunuz ve hiçbir ücret ödemeden bu paket bize geliyor. Daha sonra anlaşmalı olduğumuz geri dönüşüm vakfına gidiyor.

Nereden çıktı bu IAMNOTBASIC fikri?

IAMNOTBASIC fikrini üniversiteden Meriç Küçük isimli arkadaşımla bulduk. Benim tekstil ve e-ticaret tarafında tecrübelerim oluştu. Meriç'in de moda bloggerı geçmişi sayesinde moda ve medya tarafında bağlantıları ve tecrübesi vardı. Tekstil alanında duyarlı bir iş yapmak istediğimize karar verdik. Sonra bu sektörde neyin eksik olduğunu düşünürken kalıbı-kesimi düzgün, kaliteli bir kumaşa sahip, düz beyaz tişört bulmanın ne kadar zor olduğunu fark ettik. Oradan başlayarak bir gardırobun bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir marka haline gelmeyi hedefledik.

Tekstil söz konusu olduğunda rakip çok fazla. IAMNOTBASIC ürünlerini diğerlerinden ayıran nedir?

Öncelikle Türkiye'de gerçekten duyarlı üretim yapmaya çalışan markalar çok az. Markalara baktığımızda fiyat tarafında rekabetçi olduklarını görüyoruz. Kalite iddiası olmadan, ürün özellikleri öne çıkarmadan, ucuz üretim gücüyle öne çıkmaya çalışıyorlar. Biz mümkün olan en iyi ürünü en iyi fiyatla sunmaya çalışıyoruz. Duyarlılığımız en önemli özelliğimiz. Biz duyarlı ve modern bir kitleye hitap ediyoruz ve hitap ettiğimiz kitleyi iyi anlamaya çalışıyoruz. İnternet sitemizdeki hızdan kullanım kolaylığından iade süreçlerine kadar baş ağrısız gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

IAMNOTBASIC'in ürün yelpazesinde neler yer alıyor?

Başladığımızda 3 kadın 2 erkek modelimiz vardı. Kadında bisiklet yaka, V yaka, derin V yaka tişört; erkekte ise bisiklet yaka ve V yaka tişört olarak. İlk günden beri ürün grubumuzun neredeyse yarısını V yakalar oluşturuyor çünkü çok seviliyor. Zaman içinde kumaşlarda değişiklik yaptık. Farklı kumaşlarda derin V'ler, belden bağlamalılar ürettik. Geçen yıl Kasım ayında ilk defa kaşmir karışımlı kazaklar ürettik. Gömleklerimiz var ayrıca. Bu yaz için mayolar da üretime girmek üzere. Gitgide ürün yelpazemizi genişletiyoruz.

Aslında biz 'basic'çi değiliz, başlangıç noktamızı basic olarak alıyoruz. Biz daha çok insanların sıklıkla giydiği parçalara odaklanmaya çalışıyoruz. Minimalizm biraz yerini maksimal detaylara bırakıyor. Mesela geçen yıl logomania akımı vardı. Biz de bunun için IAMNOTBASIC yazılı tişörtlerimizi ürettik. Bire bir trendleri uygulamasak da bir moda direktörü ile çalışıyoruz ve bazı talepleri yakalamaya çalışıyoruz.

İnternet sitenizin transparanlığı çok ilgimi çekti. Bir tişörtün ne kadara mal olduğu gibi çok merak ettiğimiz bilgiler yer alıyor.

Daha da çok açıklamak istiyoruz aslında da çok kolay olmuyor. Bunlara çok iyi tepkiler de geliyor çok garip tepkiler de geliyor. Bazen insanlar inanmıyor, pazarda 5 lira diyor. Elimizden geldiğince açıklamaya çalışıyoruz.

Mantık kurulamıyor olabilir şu kadarı şuna gidiyor bu kadarı buna gidiyor deyince. Fakat kumaşından belli oluyordur kalitesi mutlaka.

Şöyle bir sıkıntı var, mikromodal kumaşımız harika bir kumaş bence, onun üreticisi de zaten dünyada bir numaralı kumaş üreticilerinden. Dokunduğunuzda ipek gibi bir kumaş ama ince bir kumaş, hafif de transparan. Böyle olunca zar gibi kumaşa para mı verilir deniyor. Ya da pamuğumuz mesela. İyi bir pamuk kullanıyoruz ama normal pamuklu kumaştan çok acayip farklar yaratmıyor çünkü pamuklu kumaş bir yere kadar fark yaratır. O da ince bir kumaş. Biz ince kumaşı daha çok seviyoruz, rahat rahat giyilsin diye. Yeteri kadar tok değil denebiliyor bu sefer de.

Bu arada uzun ömürlülükleriyle çok övünürüz biz kumaşların ama yıkama talimatlarına uygun hareket edilmesini rica ediyoruz. 30 derecede yıkanması gerekiyor. Fakat 40-50 derecede yıkayınca ve kurutucuya atınca tişört bozulabiliyor haliyle.

Bize en çok sorulan sorulardan bir tanesi tişörtlerin ön kısmında oluşan minik delikler. Sizce bu delikler neden oluyor?

İki ana sebebi var, bir tanesi kumaş kalitesi olabilir. Eğer kötü bir kumaşsa olmadık yerlerden delinebilir. Yıkamada da delinebilir bir yere de takılabilir. İkincisi kullanıma bağlı olabilir. Düğme ya da kemer olabilir bunun sebebi. Veya makineye tişört ile birlikte fermuarı olan bir şey attığınızda zarar veriyor olabilir. Sürtünme olduğu için bel bölgesi biraz daha fazla zayıflıyor.

Yurtdışı satışınız var mı? Yurtdışı hedefleriniz neler?

Kurulduğumuz ilk günden itibaren yurt dışı hedefimiz var. IAMNOTBASIC isminin Türkçe olmaması da bu sebepten aslında. Ancak geride kalan 3,5-4 yılda bir yurtdışı açılımımız olmadı. Bunun için hazır olmak istiyoruz açıkçası. Birkaç ay içinde bir adım atmayı hedefliyoruz. Yurtdışında başka bir strateji izleyebiliriz. Türkiye’de daha çok düz tişörtü öne çıkarıyoruz çünkü Türkiye’de biraz daha kolay mesajımızı iletmemiz. Ama yurtdışında biraz daha görsele önem vereceğiz. Bu ürünleri Türkiye’de de ürettireceğiz ama benim düşünceme göre, ilk çıkışı yapacaksanız tek ürünle çıkış yapmanız lazım ya da sahiplendiğiniz bir ürün grubu olmalı. Burada basic tişörttü ama yurtdışında basic tişört için birçok alternatif var. Bu yüzden orada biraz daha grafik tasarımlı tişörtlerle çıkacağız.

Yeni ürünler çıkarırken basic fikrine bağlı kalmak zorlayıcı oluyordur diye düşünüyorum. Adı üstünde basic. Bu sizin için bir dezavantaj mı?

Bir yandan avantaj bir yandan değil. Basic ürünler ürettiğinizde bundan 5 yıl sonra da 10 yıl sonra da modası geçmeden giyilebilecek ürünler sunuyorsunuz. Tasarım konusunda biraz kısıtlasa da basit dizaynlar işinizi kolaylaştırabiliyor.

Daha çok hangi yaş grubu ilgi gösteriyor? Hedef kitleniz kimler?

18'den 65 yaşına kadar talep oluyor ancak en çok satış yaptığımız kitle 23 ile 35 yaş arasında. %80'i kadın, %20'si erkek olmak üzere. Hedeflediğimiz kitle de zaten 23-35 yaş arasındaki Türkiye'nin daha modern ve bilinçli yüzleri; sosyal konulara duyarlı, genellikle kreatif veya kurumsal işlerde çalışan bireyler.