Geçenlerde Akmerkez’in arkalarında tek yön bir yoldayım. Karşımdan bir araba geliyor. Gayet kendinden emin bir şekilde üzerime doğru geliyor ama ters yönde. Burun buruna gelince mecruben durdu. Arabayı kullanan kişi camı açıp ‘Geri alır mısınız lütfen?’ dedi bana.
‘Hanımefendi, ters yöndesiniz ve arkamda üç araba daha var. Sizin geri çıkmanız gerekiyor.’ dedim.
‘Ama ben geri geri gitmeyi bilmiyorum ki…!!!’
Yine bir gün İstanbul kazan ben kepçe dolaşırken, İstinye yokuşundan yukarı doğru çıkıyorum. Arkamdaki araba sürekli selektör yapıyor, korna çalıyor, yol vermemi istiyor. 300 metre ileride kırmızı ışık yanıyor oysa ki… Yol verdim mecburen, o delirmiş, beni de delirtmesin diye. Kırmızı ışıkta yan yana durduk. Dedim ki,
‘Beyefendi, değdi mi bu kadar stress yarattığınıza?’
‘Olsun, geçtim ya…!!!’
Başka tuhaf bir gün. İleride üzerine apartman yapılmayı beklerken boş durmasın diye otoparka dönüştürülmüş büyükce bir arsada bir araç, hızla kenardaki yayaların üzerine geliyor. İnsanlar kaçışıyor. Durduğunda, ne yaptığını sanıyorsun!!!, diye bağırmaya başlıyor insanlar.
‘Çok özür dilerim, bir an freni bulamadım da…!!!’
Mıknatıs gibiyim yeminle, tuhaf olaylar ve tuhaf insanlar mıknatısı. Müthiş bir kuvvetle çekiyorum…. :)))