Ateş nasıl yanar….
Önce yanacak odun iyi olacak arkadaş.
Kuru olacak, sağlam olacak, kaliteli olacak, mis kokacak….
Sonra yerleştirmesini iyi bileceksin arkadaş.
Çok sıkı koyarsan hava alamaz, boğulur ateş, yanmaz, yanamaz.
Çok gevşek yerleştirirsen kıvılcım atlayamaz.
Ara ara baktın ateş geçiyor,
Göz yumacaksın ateşe atılan çere çöpe.
Yalandan bir harlanacak öylesine…
Esas, odunlar zaten yanacak içten içe
Bazen kor olacak, köz olacak bazen, tadını çıkaracaksın.
Saman alevi geçecek,
Yeniden harlanacak ateş...
Alevin rengini değiştirmeyi bileceksin,
Anlayana, anlayanla…
Yaktım işte, öğrendim, canlı bu ateş demeyeceksin,
Bir bakarsın geçivermiş...
Telaşlandıkça siner, sindikçe söner ateşin.
Öyle 2 gün, 2 ay falan yetmez, ‘Oldum.’ demeyeceksin.
12 yıl…. Belki 22….
Bir düşünecek, haddini bileceksin,
gaflete düşmeyeceksin.
‘’İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar.
Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar.
Neye nasıl bakarsan,
O da sana öyle bakar.’’
Mevlana
Aşk'la