Eskiden, çocuğum yokken bir güzel ahkam keserdim. Okulların kapanmasına yakın karalar bağlayan, fellik fellik yaz okulu arayan arkadaşlarıma söylenip dururdum.
Yazık değil mi bu çocuklara? Zaten bütün yıl okula gittiler. Yaz okulu dediğin nedir ki? Yine okul işte. Tamam Matematik yok, Türkçe yok belki ama yine öğretmen var, yine program var. Özgür değil ki çocuklar. Onların serbest zamanlara ihtiyacı var. Sıkılmalı çocuklar. Sıkıntıyla başa çıkabilmeyi öğrenmeli. Kendilerini oyalayabilecek birşeyler geliştirmeli. Doğa ile iç içe olabilmeli. Daha yaratıcı oluyorlar böylelikle. Kendilerini geliştirebiliyorlar.
Amaaaa, gel gör ki büyük konuşmuşum. Düşüncelerimin arkasında duruyorum hala. Yaz okuluna yollamadım Ali’yi. Peşinde bir oyun ablası ile evde de bırakmak istemedim. İstedim ki, bizim çocukluğumuzdaki gibi yaşasın çocukluğunu. Ama iş yazın tatile girmiyor ki. Ben de onu alıp iş yerine getirdim bugün. Sandım ki bana yardım edecek, bir masaya oturup yaz ödevlerini yapmaya başlayacak, kitap okuyacak, resim yapacak…
Ne mi oldu? Her türlü ciddi telefon konuşmamın arka planında on saniyede bir anne diyen bir fon oluştu. Çizim yaparken kullandığım bütün profesyonel boya kalemlerim ve kağıtlarım heba oldu. Yandaki marketten her türlü abur cubur alındı. Ve maalesef en sonunda pes edilip bilgisayarda çizgi film açıldı.
Çocukluğumdaki yaz tatillerini hatırladım bir an. İçinde arı kovanı olan dut ağacını silkeleyip onlarca arının saldırısına mazur kalışımı, bisikletle akrobasi yapıp metrelerce yükseklikten aşağıya uçuşumu, evdeki camlı büfenin kapaklarında sallanırken büfeyi üzerime devirip cam kırıkları ve kesikler içinde kalışımı, ağaçlara tırmanıp en tepeden inemeyişimi… Ben de pek sakin bir çocuk değilmişim hani… Neyse bunlar gelince aklıma şükrettim halime ve de Steve Jobs’a. Her fırsatta kızdığım ve yasakladığım ipad’e.
Peki ne olacak? Bütün yaz böyle mi geçecek? Elbette hayır!!! Bir çözüm bulacağım ve bulur bulmaz anlatacağım. Ya da siz bulduysanız bana da söyleyin ne olur :)
Şimdi gitmem lazım. Bir oyun yükleyeyim, ama eğitici olanlardan olsun bari…
Aşk’la…