Özellikle büyük şehirlerde birisine ‘Nerelisiniz?’ diye sorduğumuzda genellikle yanıt şöyledir :
- Doğma büyüme İstanbul’luyum ama kökenim Adana, Mardin, Urfa… Artık aile nereden gelmişse.
Ben de tam tersi bir durum var. Ailem İstanbul’lu ama ben Van’da doğdum, büyüdüm. Anadolu insanını, yaşamını, geleneklerini çok severim bu nedenle.
Hafta sonu Kütahya’daydım. Çok sevdiğim, dünya tatlısı bir insanın kına gecesinde. Küçük şehirlerde herkesin birbirini tanımasından mıdır, hayat daha yavaş yaşandığından mıdır, insanların samimiyetinden midir, bilmiyorum ama kendimi hep daha güvende hissederim.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen davetliler, şehrin yerlileri, hepimiz orada bir tek neden için bulunuyorduk. Mutluluğu paylaşmak, sevgiyi büyütmek.
Kına bitkisi Afrika, Hindistan ve Orta Doğu’da yetişen dikenli bir ağaç türü. Yasemin’i andıran baştan çıkarıcı kokular yayıyor, güle benzeyen çiçekler üretiyor. Antropologlar dövme ve vücut süsleme sanatının 15.000 yıllık bir geçmişe dayandığına dair önemli kanıtlar bulmuşlar.
Dönüşümü ve iyi şansı simgelediği bilinen kınaya ilk kez Mısır’daki muhteşem piramitlerden birinde yer alan Ramses II’nin mumyasında rastlanmış. Daha sonra ise dünyanın en tutkulu kadınlarından biri olan Kleopatra’nın Mısır’ı bırakarak Julius Caesar ile evlenmek için İtalya’ya geçerken, Roma kıyılarına sadık uşağı tarafından taşınan kına sepetleri ile birlikte gittiği bilgisine ulaşılmış.
Gelin adayının kınası mutlu bir evliliği olan kişi tarafından hazırlanıyor. Evliliğin tadı ve tuzu için içine tuz ve şeker katılıyor. Evlenmek isteyen kızlar gelinin avucundaki kınadan alıp yakıyorlar. Ve her ne hikmetse her dinlendiğinde ağlama hissi yaratan o meşhur türkü eşliğinde gözyaşları dökülüyor.
Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar,
Aşrı Aşrı Memlekete Kız Vermesinler,
Annesinin Bir Tanesini Hor Görmesinler….
Üç eteğiyle, bin dallısıyla, geleneksel giysileriyle, pilavı, zerdesiyle, muhteşem insanların yoğun sevgisiyle yaşanan şahane bir geceydi.
Çok mutlu ol Nihancığım, herşey gönlünce olsun.
Aşk’la…