"Horst entelektüel bir ilham kaynağı"
10.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Horst, tarihe adını ışığın ustası olarak yazdırmış bir fotoğrafçı. Almanya, Fransa ve Amerika'da geçen ömrü boyunca dünyanın en iyi bilinen fotoğraflarına imza atmış bu önemli sanatçının çalışmaları 24 Kasım'a kadar bomontiada'da bulunan Leica Gallery'de sergilenecek. Sergi kapsamında İstanbul'da bulunan Kolombiyalı küratör Juan Carlos ile hem Horst hem de bu sergi üzerine konuştuk.
İhsan Dindar - İstanbul
En baştan başlamak adına sormak istiyorum. Juan Carlos kimdir? Sonrasında da Horst ve sergi konusuna da geleceğiz…
Kolombiyalıyım. Fotoğraf tutkunu bir tasarımcıyım. Fotoğraf toplayan bir koleksiyonerim. Güzel şeyleri seviyorum ve temelde de onları biriktiriyorum. Bu konuda kendimi sınırlandırmayı sevmiyorum. Geçmişe bakmayı da seviyorum. Herkes geleceğe dair bir şeyler yaparken ben aksini tercih ediyorum.
O halde yavaş yavaş Horst ve sizin küratörü olduğunuz bu sergiye geçebiliriz. Adım adım gitmek açısından sormak istiyorum. Horst kimdir? Bizim için önemi ne?
Horst çok önemli bir her şeyden önce. Fotoğrafçılar için entelektüel anlamda ilham kaynağı olan biri. Kendisi aynı zamanda ışığın ustasıydı. Her daim çekimlerinde doğal ışık kullanmayı tercih etmiş bir fotoğrafçıydı. Her zaman güzel olana odaklanmış biriydi. Bence en önemlisi de insanlar onun karelerine baktıkça ilham alıyor.
Geçmişe baktığımızda ışığın ustası olarak nitelendirebileceğimiz ressamlar çıkıyor karşımıza. Rembrandt gibi Caravaggio gibi. Horst’un bu iki isimden etkilendiğine dair elimizde bir bilgi var mı?
Bence kesinlikle o ustalardan etkilenmiş biriydi. Sizin de isimlerini andığınız Caravaggio ve Rembrandt gibilerden… Çünkü Horst, mükemmellik için daima geçmişe bakıyordu. 60 yıllık kariyerine göz attığınızda bence kendisinin geçmişten, doğadan, mimariden ilham aldığını görebilirsiniz.
Horst hayatının bir döneminde Paris’te yaşadı. Bu dönemde çektiği fotoğraflarda bireye odaklandığını görüyoruz. New York’a taşındığındaysa reklam sektörüne kaydığını söylemek mümkün.
Evet, kendisi aynı zamanda bir moda fotoğrafçısı. Bresson ve Brassai da moda fotoğrafçılığı yapmış ünlü isimlerdi. Hayatta kalmak için bunu yaptılar. Bence yaptıkları işler çok sanatsaldı ve bunları sanatın bir formu olarak görebiliriz. Günümüzde sanat ve moda arasında geçiş daha kolay gibi görünebilir ama bu durum geçmişte oldukça zordu.
Kendisiyle karşılaşmanız nasıl oldu peki?
Kendisiyle şahsen hiçbir zaman tanışamadım. Dünyanın en önemli fotoğraf koleksiyonerlerinden Gert Elfering sayesinde Horst’un fotoğraflarıyla tanıştım. Elfering bir koleksiyoner olmasının yanı sıra aynı zamanda benim mentorümdür. Horst hakkında bildiğim her şeyi ondan öğrendim. Sonrasında da bugünlere ulaştık. Şimdi İstanbul’da Horst sergisinin küratörlüğünü üstleniyorum. Hatta bu esnada Horst’ün beş fotoğrafı Contemporary İstanbul’da da sanatseverlerin ilgisine sunuldu.
Sergi Ekim ve Kasım aylarında da devam edecek. Buraya gelen sanatseverlerde nasıl bir etkinin oluşmasını arzu edersiniz?
Horst bence çok ilham verici bir insan. Sergiden çıkanlar gördükleri fotoğraflar hakkında mutlaka düşünecektir. Şu ana kadar ziyaret eden herkes sergi turu sonrasında bize teşekkürlerini sunup gayet memnun bir şekilde buradan ayrılıyor.
Sergide Horst’un İstanbul seyahati sırasında çektiği fotoğraflar da yer alıyor. Bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Horst 1954 yılında İstanbul’a geldi. Burada fotoğraflar çekti, kenti gezdi. Vogue’ün ilk moda editörü olan Türk asıllı Mehmet Fehmi Aga (Mehemed Fehmy Agha) aracılığıyla İstanbul’a gelmişti. Sergide de Horst’un bu gezisi sırasında çektiği fotoğraflar sınırlı sayıda sanatseverlerle buluşuyor.
Son olarak sizden Horst’u bir kelime ile tarif etmenizi istesem ne derdiniz?
Kendisi ışığın ustasıydı evet ama bence aynı zamanda tarzın da ustasıydı.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr
