17.04.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Dr. Hasan İnsel
MS yani Multipl Skleroz adı çok geçen, ama ne olduğu kişilerce pek bilinmeyen bir hastalıktır. Nörölog Dr. Dilara Nuzumlalı ile konuşuyorduk odasında. Multipl Skleroz’un belirtilerinden bahsediyordu Dilara. Bu pek bilinmeyen hastalık hakkında söylediklerini bir toparlayıp anlatmasını rica ettim Dilara’dan. İşte Dr. Dilara’nın MS ile ilgili anlattıkları.
MS, beyin ve omurilikteki sinir lifleri ile bunların çevresinde bulunan miyelin kılıfını etkileyen bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Miyelin kılıfı, sinirlerin hem izolasyonunu sağlar, hem de sinirlerdeki iletimi kolaylaştırır.Nedeni bilinmiyor
MS’in nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak en olası neden, vücudun kendi bağışıklık sisteminin, sinirlerin miyelin kılıfını yabancı madde olarak algılayıp, ona karşı reaksiyon oluşturarak, yıkıma neden olmasıdır. Bazı viral infeksiyonlar, çevresel toksinler ya da genetik faktörler, bağışıklık sistemindeki bu yanlış işleyişi tetikleyebilir.Miyelinin fonksiyonu bozulduğu zaman beyin ya da omurilik bölümüyle, organlar arasındaki bilgi ve emir akışı bozulur ve etkilenen sinir sistemi bölgesine göre halsizlik, duyu bozukluğu, yürüme bozukluğu, denge bozukluğu, çift görme, görme bulanıklığı, bir gözde görme kaybı, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma ya da yapamama gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerin bir ya da birkaçına birlikte rastlanabilir.
Hastaların yüzde 85 - 90’ında belirtiler kısmen ya da (en azından ilk ataklar sonrasında) tamamen düzelir. Ataklar arası dönemde miyelin kılıfı kısmen de olsa onarılır ve belirtilerde iyileşme gözlenir. Daha sonraki ataklarda, önceki atak belirtileri alevlenme gösterebildiği gibi beyin ve omuriliğin farklı bölgelerinin tutuluşuna ait belirtiler de görülebilir. Ataklar, gün, hafta ya da aylarca sürebilir. İki atak arasındaki iyilik döneminin ne kadar süreceği de bilinemez. Bazı MS’liler bir ataktan sonra bazen uzun yıllar ikinci bir atak geçirmezler.Hastaların yüzde 10 - 15’inde ise hastalık başlangıçtan itibaren ilerleyici bir seyir izler.Kadınlarda iki kat fazla
Hastalık, 20 - 40 yaşlar arasında ortaya çıkar. İlk belirtilerin ortaya çıkışı ülkemizde ortalama 27, batı ülkelerinin çoğunda ise 30 yaşında olup kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülmektedir.Genç insanlarda nörolojik sekel bırakan hastalıklar sıralamasında MS, trafik kazalarından hemen sonra gelir.Ataklar ve düzelmeler ile seyreden ve sinir sisteminde dağınık yerleşime ait bulguların saptandığı bir hastada tanı zor değildir. Ancak ilk atakla başvuran ya da hastalığın sinsi başlayıp yavaş yavaş ilerlediği durumlarda tanı güç olabilir.
Tanıya yardımcı araçlardan en önemlisi beyin ve omuriliğin Manyetik Rezonans görüntüleme (MR) yöntemiyle incelenmesidir. Sinir sistemindeki plak dediğimiz lezyonlar MR ile yüzde 95 oranında gösterilebilir. Gerektiğinde belden alınan beyin-omurilik sıvısının incelenmesi, tanıyı doğrulayabilir ya da güçlendirir.Tedavi seçenekleri
MS tedavisi çok boyutlu olup bunlardan birincisi atakların tedavisidir. Her atağın tedavi edilmesi gerekmez. Hafif geçirilen, kişinin günlük yaşam aktivitelerini engellemeyen veya çok rahatsızlık vermeyen atakların tedavi edilmesi her zaman gerekmeyebilir.Sık atak geçiren ve kalıcı bozukluk eğilimi gösteren hastalarda koruyucu, ya da daha doğrusu bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar hastalığı yok etmez ancak atak sıklığını ve şiddetini azaltabilirler. En önemli etkileri, uzun dönemde hastalık ilerleyecekse bunu yavaşlatmaktır. Yine hastalığın ilerleyici formları için kullanılan bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar vardır.
Belirtilere yönelik tedavilerMS tedavisindeki bir diğer hedef ise bazı belirti ve sekellerin ortadan kaldırılması ya da hafifletilmesidir. Örneğin, kas spazmlarını ve sertliklerini ortadan kaldırmak için merkezi etkili kas gevşeticiler, fizik tedavi, idrar sorunlarını ortadan kaldırmak için mesane işlevlerini düzenleyici ilaçlar, yorgunluk için yorgunluk giderici ilaçlar kullanılır.
MS’li hastaların bir kısmında hastalığın belirsizlik taşıması nedeniyle, bir kısmında da hastalığın bir belirtisi olarak psikolojik bozukluklar görülebilir. Bu konuda antidepresanlar kullanılabilir.