Havuzda kadınları bekleyen 'klor' tehlikesi! Tedavi gerekli, yoksa yayılıyor

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte birçok kişi deniz ve havuzlara akın ediyor. Uzmanlar ise bu durumun oluşturacağı olası tehlikelere dikkat çekerek insanları dikkatli davranmaya çağırıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gültekin Koçun, havuzlar temiz tutulmak maksadıyla genellikle klor kaynaklı dezenfektanlar ile temizlendiğini söyleyerek, “Havuz enfeksiyonlarının ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biri de havuz suyu içerisinde bulunan klordur. Klor, vajen florasını bozan bir dezenfektandır. Vajenin doğal yapısını saran yararlı bakterilerin ölmesine yol açarak mantar gibi diğer organizmaların ortamda üremesine neden oluyor. Bunun sonucunda enfeksiyonları tetikleyebiliyor. Yani birçok insanın ortak kullanım alanı olan havuzların kirli olmasının yanı sıra aşırı klorlu olması da kadınlarda vajinal enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden oluyor. Havuzlar, sadece vajinal enfeksiyonları değil idrar yolu enfeksiyonlarını da tetikliyor. Kadınlarda idrar yolunun kısa olması ve enfeksiyonların bu kısa yoldan hızlı bir şekilde mesaneye ulaşmaları sebebiyle sistit de denilen alt idrar yolu enfeksiyonu görülüyor” dedi.

'TEDAVİ EDİLMEZSE KASIL BOŞLUKLARINA YAYILIYOR'

Enfeksiyonlar tedavi edilmedikleri takdirde kasık boşluklarına kadar yayılabileceğine değinen Op. Dr. Gültekin Koçun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vajen florasında bulunan doğal bakteriyel organizmalar kadınların enfeksiyonlara karşı en önemli savunma mekanizmasıdır. Bu organizmaların kirli su, klor ve hatta sabun ile temas etmesi enfeksiyonlara yol açabilir. Vajinal enfeksiyonlar birçok farklı şekilde görülebilir. Havuz enfeksiyonlarının en önemli belirtisi vajinal akıntılardır. Tanı akıntının yapısına ve kültür sonuçlarına bakılarak konulur. Bu akıntılar kafif kıvamlı, renkli ve kokulu olabilirler. Bu bölgede kaşıntı, batma ve sızlama hissi de görülebilir. Kadınlarda görülen havuz enfeksiyonlarının tedavisinde öncelikle enfeksiyona neden olan etken maddenin tespit edilmesi gerekli. Bu etken mantar ise mantara yönelik, bakteriyel ise bakteri ile ilgili tedavilere başlanmalı. Tedavi hem rahatsızlığı iyileştirici hem de sorunun tekrarlanmaması için koruyucu özellikte olmalı. Kısa bir tedavi sürecinden sonra hastanın akıntı ve kaşıntı gibi şikayetleri geçecektir. Burada en önemli nokta tedaviye erken dönemde başlanmasıdır. Bu tip enfeksiyonların tedavisinde geç kalındığı takdirde; vajinal akıntılar kasık boşluklarına yayılarak daha ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Çünkü kadınların genital sistemleri, rahim ve tüpler kanalıyla kasıklara açılır. Enfeksiyonlar tedavi edilmedikleri takdirde kasık boşluklarına kadar yayılabilirler” diye konuştu.

HAVUZDA KALDIĞINIZ SÜREYE DİKKAT!

Havuzlarda çok uzun süre kalınmaması gerektiğini belirten Op. Dr. Koçun, dikkat edilmesi gereken noktaları da sıraladı: "Klor seviyesi uygun ve temiz havuzlar tercih edilmeli. Havuza girmeden önce duş alınmalı. Havuzda 30-40 dakikadan daha uzun süre kalınmamalı. Havuzdan çıktıktan sonra hemen duş alınarak vücut klorlu sudan arındırılmalı. Havuzdan çıktıktan sonra mayo hemen değiştirilmeli. Vajinal bölge nemli bırakılmamalı. Mümkün olduğunca havuz yerine deniz tercih edilmeli. Enfeksiyon şüphesi; kaşıntı, akıntı, yanma gibi belirtiler olduğunda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalı” şeklinde konuştu.