11.03.2014 - 12:02 | Son Güncellenme:
İHA
Uluslararası Nefroloji Birliği ISN ve Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu IFKF’nin ortaklaşa düzenlediği ve dünyanın dört bir yanında çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Böbrek Günü’nde bu yıl “Güne bir bardak suyla başlayın” teması ele alınıyor.Diyet için değil sağlık için sağlıklı su tüketin diyen uzmanlar, her cinsiyet ve yaş grubunun tüketmesi gereken su miktarını da açıklıyor. Bu yıl 13 Mart 2014 Perşembe gününe denk gelen Dünya Böbrek Günü’nde Türk Böbrek Vakfı da, su tüketiminin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekerek farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, “Sadece böbrek sağlığı açısından değil; kas, deri, sindirim ve boşaltım sistemi için de hayati derecede öneme sahip olan su, günlük beslenmede öncelikle ele alınması gereken besin öğelerinin başında gelmelidir” dedi.2010 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı, günlük su alımı miktarını erkekler için 2,5 litre, kadınlar için ise 2 litre olarak önermişti. Vücuda giren günlük sıvının başlıca iki kaynağı var: içilen su ve değişik yiyecek ve içeceklerde bulunan su. Yaşa bağlı olarak su ihtiyacı değişse de, vücudun sıvı dengesinin böbrekler tarafından kontrolü son derece önemli. Yeterince sıvı tüketilmemesi az idrara çıkmayı ve ardından da idrar yolu enfeksiyonlarını getiriyor. Buna karşın, artan sıvı alımıyla beraber sık idrara çıkmak tekrar eden üriner sistem taş oluşumunu 2 ila 5 sene geciktirilebiliyor. Kronik böbrek hastalığının ilerleyişini de yavaşlatan fazla su tüketimi, vücudun tüm yaşamsal işlevleri için hayati öneme sahip. Ayrıca sıvı alımını arttırmadan fiziksel egzersiz yapılması, terleme ile kaybedilen vücut sıvısına bağlı olarak taş gelişmesi riskini de arttırıyor.
Vücutta sıvı kaybıyla ifade edilen kilo kaybı, yüzde 1 düzeyindeyse normalde 24 saat içinde telafi edilebilir. Telafi edilemezse veya vücut sıvısında daha fazla kayıp meydana gelirse, fiziksel ve bilişsel performansta, sıcaklık dengesinin düzenlenmesinde ve kardiyovasküler işlevlerde bozukluklar ortaya çıkar. yüzde 10’luk veya daha fazla bir sıvı kaybı ise ölümcül olabilir.Dünya çapında 2 milyondan fazla kişinin son dönem kronik böbrek hastası olduğu ve bu hastaların 1,7 milyonunun diyaliz tedavisi gördüğü tahmin ediliyor. ABD’de son dönem kronik böbrek hastalarının yüzde 44’ünün ilk aldığı teşhis diyabet olurken, yüzde 28’ine koyulan ilk teşhis ise hipertansiyondur. Bu yüksek görülme sıklığı nedeniyle KBH, hatırı sayılır büyüklükte bir ekonomik yükü de beraberinde getiriyor.