Alternatif tıpta kullanılan, irise bakarak kişinin sorununu ve hastalıklı organı teşhis etme yöntemi, Batı’da gün geçtikçe yaygınlaşıyor
İrisi inceleyerek vücudun fonksiyonel bozukluklarının ve hastalıklı organın saptanması (augendiagnostik), tedavi değil bir erken teşhis yöntemi. Bu yöntem Batı’da, özellikle de Almanya’da giderek yaygınlaşıyor. Başta Münih ve çevresi olmak üzere
Almanya’nın çeşitli büyük kentlerinde yöntemin öğretildiği okullar ve kurslar, uygulandığı klinikler var. Bu kliniklerden biri de Frankfurt’un güneyinde kaplıcalarıyla ünlü Bad König kasabasında bulunan Helio Park. Helio Park Hastanesi’nde iris yönteminin dışında başka alternatif tedaviler de uygulanıyor.
İrisin fotoğrafı
Hastanenin doktorlarından Ripsam, konuyu şöyle açıklıyor: “İlk aşama, özel bir cihazla hastanın çok büyük bir göz fotoğrafının alınması. Daha sonra irisin şeması çıkartılıyor. Bu şema elimizdeki şablonla karşılaştırılıyor. Önce hastanın genel durumu inceleniyor. Ardından inceleme, gözbebeğinden başlanarak kenarlara doğru detaylandırılıyor. Özetle gözün şekline, rengine, açıklığına ve koyuluğuna, iristeki lekelere, şekillere bir bir bakılıyor. Her şeklin, renk farklılaşmasının, lekenin bir anlamı var."
Dr. Ripsam, bu inceleme sonucunda bulguların belirlendiğini, ancak bununla yetinmediklerini anlatıyor. Bulgular, modern tıbbın yöntemleriyle de yeniden değerlendiriliyor. Hiç farkına varmadığı halde hastanın böbreğinde bir sorun olduğu tespit edildiğinde, bu bulgu tahliller, röntgen ve tomografilerle destekleniyor. “Bu yöntemle" diyor Dr. Ripsam, “Kanser dahil birçok hastalık erken teşhis edilebilir."
Siyah, beyaz lekeler
İristeki beyaz lekeler, iltihaplanmaya işaret ediyor. Lekenin çok beyaz olması ise iltihaplanmanın akut olduğunun göstergesi. Eğer bu akut durum kronikleşecekse, daha önce beyaz olan leke, kirli beyaza dönüşüyor, hatta sarı ve kahverengiye doğru koyulaşıyor. Beyaz aynı zamanda ruhsal sorunların da göstergesi.
İristeki koyu renkler organlardaki fonksiyon bozukluklarının sinyali. Bu tür fonksiyon bozukluklarında iris, kendisini çevreleyen dokudan daha koyu renkli oluyor. Siyah işaretler vücutta vitamin, mineral vb. bir maddenin eksikliğinin göstergesi. Koyu çizgiler ise organdaki sinir zayıflığına işaret ediyor.
Teşhisin fiyatı
Tıbbın modern yöntemleriyle desteklenen bulgular sonucunda teşhis kesinleştiğinde, sıra tedaviye geliyor. Tıpkı yöntemin uygulandığı diğer kliniklerde olduğu gibi Helio Park’ta da tedaviler, tamamen doğal yöntemlerle üretilen ilaçlarla yapılıyor. Tedavinin başarılı olması için ise doktorun verdiği ilaçları zamanında kullanmak ve miktarlara dikkat etmek şart.
İrise bakılarak teşhis yönteminin fiyatı, 80-100 mark (yaklaşık 30 milyon) arasında değişiyor. Teşhis sonrasında yapılan tahliller ve doğal tedavi yöntemi ile birlikte ise hastalığa ve tedavinin süresine göre maliyet 2 bin-5 bin marka kadar (yaklaşık 590 milyon-1.5 milyar arası) yükselebiliyor.
Puhu kuşunun gözleri
Yöntemin tarihçesi eski Çin’e kadar uzanıyor. Ancak modern anlamda gözün insan fizyolojisini yansıttığını 1670 yıllarında Philipus Meyen söylemiş. Yöntemi geliştiren ise 1826 - 1911 yılları arasında, Budapeşte’de yaşayan Macar doktor Ignaz von Peczely. Peczely, 15 - 16 yaşlarında avlanırken, bir puhu kuşu vuruyor. Yanına yaklaştığı sırada, henüz ölmemiş olan kuş can havliyle Peczely’nin bileğine sarılıyor. Bileğini kurtarmaya çalışan genç, kuşun gözünde aşağı doğru inen siyah bir leke görüyor. Tıp öğrenimi gören Peczely, yıllar sonra ölmek üzere olan bir baykuşun gözünde de benzer bir leke görünce, konuya ilgi duymaya başlıyor. 20 yıl boyunca bu konuda çalışan Peczely, 1880’de bir broşür yayınlıyor. İristeki belirli iz, şekil ve renklerin çeşitli organların hastalıklarını işaret ettiğini söyleyen doktor, hayvanlar üzerinde yıllarca deney ve araştırma yaptıktan sonra, her organın iristeki yerini tespit ederek onlara bir numara veriyor ve ortaya bir şablon çıkarıyor. Bu şablon, konu üzerinde çalışan hekimler tarafından detaylandırılmasına karşın hâlâ kullanılıyor.
Sorunlarımı bildi
Zafer Atan Pilger Helio Park’ta tedavi gören hastalardan biri. Hiçbir şikayetini söylemediği halde doktorların vücudundaki yara izine kadar herşeyi nasıl tespit ettiklerini şöyle anlatıyor: “Göz doktorundaki gibi bir aletle yüksek ışık altında göze bakılıyor. İlk incelemede, vücuduma yayılmış ciddi bir iltihap olduğu ortaya çıktı. Gerçekten de yapılan kan tahlillerinde bu teşhis kesinleşti. Ayrıca trioid bezimin ve bağışıklık sistemimin çalışmadığı da bu yöntemle belirlendi. Doktor belimden aşağıda bir yara izi olduğunu, ruhsal sıkıntılar geçirdiğimi ve kronik baş ağrısı çektiğimi söyledi. Çok şaşırdım. Gerçekten de kızımı sezaryenle dünyaya getirdiğim için bir ameliyat izim var. Birtakım üzücü olaylar nedeniyle ruhsal sıkıntılar yaşadım ve ayrıca baş ağrısı da çekiyorum. Ama doktor bunların hiçbirini bilmiyordu. Şimdi doğal ilaçlarla tedavi oluyorum. Her geçen gün kendimi daha iyi hissediyorum."