REKLAMLARIN GÜCÜ ama lütfen biraz dikkat…
Malum bir bankanın son zamanlardaki reklamını dinler dinlemez bu zamana kadar verdiğim savaşın koskoca bir marka tarafından alt üst edildiğine şahit oldum.
Kişilerin kendi değerlerine sahip çıkmalarını savunuyor yeni dünya…
Hayatta ne yapmaktan hoşlanıyorlarsa onu yapmalarını savunuyor gelişmiş eğitim sistemi…
Çünkü kişi severek yaptığı işte daha yaratıcı olabilir ve daha verimli bir çalışan olabilir falan filan…
Falan filan diyorum çünkü o kadar uzun bir konu ki bu…
Son zamanlarda kurumsal hayat bile personelini keşfetmek için çaba veriyorken bu kişilerin üstüne neden böyle büyük bir sorumluluk yükler ki?
Şöyle başlıyor reklam;
Kolay değildir bazı isimleri taşımak.
Mesela ÇETİN konulduysa adın bir kere
Hiçbir zorluk kolay kolay düşüremez seni yere
Adın konulmuşsa BİLGE
Herkes bilgi bekler senden geleceğe güvenle bakalım diye
Annen baban YÜKSEL koymuşlarsa seneler önce
Başarılarına yenilerini ekleyerek durmadan yükselmeni beklerler bu günlere
Diye devam ediyor REKLAM METNİ.
Şimdi; GAYET TE KOLAY bazı isimleri taşımak.
İsmimiz ÇETİN olabilir ama biz hayatta bazen başarısızlık yaşamış olabiliriz hatta yanlışlar yapmışta olabiliriz. Mükemmel olmalarını beklediğiniz için kendilerini hırpalamalarını beklemenizden dolayı kurumsalda ayaktan kelepçeli takım elbiseli mahkumlar milyonları aştı.
Adı Bilge olabilir… Biliyor musunuz KAÇ MİLYON ÇOCUK matematik kafası zihni sinir olmadığı için ama İsmin BİLGE senin sen çok başarılı olacaksın diktelerinden dolayı kendini yetersiz hissederek büyüdüğü. Veee o çocuklar tüm hayatları boyunca kendilerini yetersiz hissederek büyüdüler. Ben yine başarılı olamadım duygusunu her anlarında yaşadılar sayenizde.
O delikanlının ismi YÜKSEL olabilir. Ama o sıradan bir hayat yaşamayı tercih edebilir. Çünkü bazıları hayatlarında huzuru arar. Onlar için yaşam amacı HUZURDUR. Ama Yüksel ismin senin diğerlerinden daha yüksek notu almalısın sen isminle yaşa evladım cümleleri yüzünden belki de hiç mutlu olmayacağı üst düzey yönetici oldu.
Çocuklarımızın daha yaratıcı olabilmeleri sevdikleri işi bazen başarısız olabilme lüksleriyle doğru orantılıdır. Nice dâhiler yada nice başarılı dünyaca ünlü iş adamları onlarca kez başarısız oldular, defalarca red edilmelerine rağmen istedikleri işi yapabilmek için vazgeçmediler.
Birçok kimse, ünlü yazar Stephen King’i bilir ancak çok az insan hayat hikayesini duymuştur. Stephen’in ilk romanı neredeyse her basımevinden geri çevrildi ve o da romanını çöpe attı. Karısı ise romanı çöpten alarak, ona yeniden başvurması konusunda ısrar etti ve tekrar tekrar yapılan başvurular sonrasında da bizim bildiğimiz Stephen King haline geldi. Bu ilham verici başarı hikayesinden öğreneceğiniz en önemli ders, eğer siz kendinize inanıyorsanız, ret edilmenin bir anlamı olamaz!
Beni ilk okuduğumda gerçekten motive eden, ilham verici başarı öykülerinden biri de Oprah’a ait. Oprah son zamanların en ünlü TV Show yıldızı ve gezegendeki en zengin kadınlardan da biri ancak bu onun hikayesinin başlangıcı değil elbette. Oprah’ın daha önceki yaşamında işinden kovulduğunu ve Televizyon için uygun olmadığının söylendiğini biliyor muydunuz?
Microsof’un kurucusu olan Bill Gates, bu günlerde iş hayatındaki yaşayan en ilham verici liderlerden biri ancak, onun grafiksel kullanıcı ara yüzü ve faresi olan bir bilgisayar yaratmaya dair fikrini, başka bir firmaya sunduğu zaman reddedildiğini biliyor muydunuz? Hatta bazı insanlar şöyle söylüyor, projenin olduğu kağıtları işverenler suratına fırlatmışlar ve böylece o Bill Gates olmuş.
Biz başkalarının değer setleri için değil, hayallerimizin peşinde koşarken başarısız olma ödülünün tadını çıkara çıkara yaşamayı tercih eden ve mutlu hayatlar yaşayan bir nesil olduğumuz gün, Dünyada bizden farklı bahsedilmeye başlanılacaktır.
Gençlerimizi sınırları olan dünyalarda hapis etmeyelim…