02.11.2021 - 13:03 | Son Güncellenme:
İnsan vücudundaki her organ yaşlılıktan nasibini alır. Görmeniz azalır, duymanız azalır, karaciğer az çalışır, böbrek az çalışır. Bu etkiden yüzünüz de nasibini almaktadır.
Bu açıdan düşündüğümüzde yüz yaşlanmasını 3 ana başlıkta toparlayabiliriz: Birincisi hacim kaybı, ikincisi deri sağlığının kaybı, üçüncüsü ise derinin taşıyıcı kolonlarının gevşemesi. Hacim kaybını ise 2 ana başlık altında düşünebiliriz: Yağ dokusu kaybı ve kemik dokusu kaybı.
Bu hacim kaybına bağlı olarak şakaklarda ve alında çökme, elmacık hatlarında çökme, gözaltı çukurlarının oluşması, keder çizgileri denilen nazolabial olukların oluşması, Çin bıyığı denilen ''Marionette'' çizgilerinin oluşması ve son olarak çene kenarlarında ''Bulldog'' görünümünün oluşması görülür. Hatta burun genişler ve ucu düşmeye başlar, dudaklar incelir ve göz küreleri içine çökmeye başlar.
Deride ise güneş hasarına bağlı lekelenmelerle birlikte azalan kolajen ve artan elastine bağlı olarak sabitlenmiş kırışıklıklar ortaya çıkar. Taşıyıcı kolonların gevşemesi ile de yüz sanki bölmelere ayrılmış gibi görünür ve genel hacim kaybının sonuçlarını daha da kötüleştirir.
Estetik uygulamaların yaşlanma süreci üzerine etkileri
Estetik uygulamaları eksik ve eksileni yerine koymak ve fazlalıkları yok etmek şeklinde özetlenebilir. Eksiklikleri yerine koymaktan kasıt genetik olarak eksik olanları çene, dudak, jawline ya da nerede eksik varsa yerine koymaktır. Fazlalıkları yok etmek ise bazı durumlarda fazladan çalışan kası veya kas gruplarını, bazen de gereğinden fazla uzamış sarkmış dokuları yok etmek ya da aktivitesini kısıtlamak olarak özetlenebilir.
Bu işlemleri iki başlık altında detaylandırabiliriz: Birincisi yaşla beraber kaybedilen hacmi, dolgu uygulamaları ile yerine koymak; ikincisi ise yaşla beraber kaybedilen kollajeni mezoterapi uygulamaları ile yerine koymak.
Ameliyatlı estetik mi, ameliyatsız estetik mi?
Tıpta cerrahi müdahale mümkün olduğu kadar ötelenmeye çalışılır. Yaşlanma bir süreçtir ve tek bir yöntemle bütün problemlerden kurtulmanız mümkün değildir. O yüzden mümkün olduğunca ameliyatsız yöntemler tercih edilmelidir. Ancak ameliyat kaçınılmazsa ameliyatlı tedavi yöntemleri tercih edilebilir.
Örneğin, ufak bir burun ucu düşüklüğünüz varsa bunu 1 dakikada dolgu ile düzeltmek varken ameliyat olmak mantıksızdır. Ancak çok büyük, çok eğri veya nefes problemi olan bir burnunuz varsa da ameliyat tercih edebilirsiniz.
Dünya geneline bakıldığında 2000-2015 yılları arasında ameliyatsız estetik uygulamaları %1500 civarı artış gösterirken, ameliyatlı estetiklerde %50 civarında azalma vardır.
Uygulamalarda komplikasyon oranları yüksek midir ve uygulamalar ne kadar güvenlidir?
İyi yetişmiş ellerde ve iyi ürünlerle komplikasyon oranı çok çok azdır veya komplikasyon olsa bile kalıcı hasar olma ihtimali çok çok azdır. Ama deneyimsiz eller veya kalitesiz malzeme ile maalesef ciddi sıkıntılar görme riskiniz çok fazladır.
Uygulama yaşı ihtiyaca göre belirlenmeli
Estetik uygulamalara başlamak için belirli bir yaş vermek mümkün değildir. Bu durum tamamen ihtiyaca göre değişkenlik gösterir. Örneğin, botulinum toksin (botox) uygulaması çok kuvvetli ve iz bırakma potansiyeli olan bir alın kası varsa 18 yaşında da yapılabilir veya 50 yaşına kadar ihtiyaç da olmayabilir. Ancak genel olarak botox uygulamasına 25-30 yaş arasında başlanması gerekir.
Zamanından geç başlanan estetik uygulamalarda başarı elde etmek mümkün mü?
Geç kalınan müdahalelerde maliyetler yükselirken başarı oranları düşer ve ek uygulamalar yapmak zorunda kalınır. Süreç uzar ancak yeteri kadar sabırlı olursanız belli bir başarı mutlaka görürsünüz.