15.10.2020 - 11:04 | Son Güncellenme:
Üç ay boyunca, her gün yemeklerinize katacağınız 1 yemek kaşığı sirkenin beden kitle indeksinde 0.4-0.7 puanlık azalmaya neden olabileceğini gösteren çalışmalar bulunuyor.
Salata ve yemeklerinize her gün 1 yemek kaşığı sirke ekleyebileceğiniz gibi, bu miktarı suda seyrelterek de tüketebilir ve kilo kontrolünüz açısından fayda sağlayabilirsiniz. Ancak günde 1 kaşık sirke tüketimini obezitenin çaresi olarak görmemek gerek.
Tıbbın babası sayılan Hipokrat’ın Milattan Önce 400’lü yıllarda akut enfeksiyonları ve yaraları iyileştirmek için sirkeyi kullandığı biliniyor. Artık tüm bakterilere karşı etkin olmadığı ortaya konsa da çok eski bir formül olarak bal ve sirke karışımı inatçı öksürüklere karşı hala kullanılıyor.
Deride oluşan enfeksiyonlarda kullanımı enfeksiyona neden olan bakterinin türüne göre etkili olabilir. Fakat asitlik derecesinin yüksek olduğu ve tahriş etme kabiliyetinin olduğu da unutulmadan kullanılmalıdır.
Sirke, içeriğinde bulunan asetik asit sayesinde besinlerin bozulmadan saklanmasına yardımcı oluyor. Çünkü zararlı bakteriler yüksek asitli ortamlarda yaşayamıyor. Sebze ve meyvelerin son yıkama suyuna sirke eklenmesi besin hijyenini sağlamada etkili oluyor.
1 litre suya 1 yemek kaşığı sirke koyduğumuz suda 5 dakika bekleterek sebze ve meyvelerin dezenfekte olmalarını sağlayabiliriz.
Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, her gün sirkeli su içen farelerin tansiyonlarında içmeyenlere göre bir düşüş yaşandığı görüldü. Henüz insanlar üzerinde yapılan bir çalışma yok.
Ancak sirkenin yiyeceklere lezzet kattığı için tuz ihtiyacını azaltabileceği ve böylece tansiyonu düşürmeye yarayabileceği varsayılıyor.
Yüksek tansiyonu olan kişilerin sindirim sistemi sorunları yoksa 1 yemek kaşığı sirkeyi bol su ile karıştırıp tüketmelerinde bir sakınca olmayabilir.
Farelerde yapılan bir başka çalışma da sirkenin tümörler üzerindeki etkisini gösteriyor. Aşılama yöntemi ile kanser oluşturulan iki grup farede, sirkeli su ile beslenen farelerin beslenmeyen farelere göre önemli ölçüde daha küçük tümör hücrelerine sahip olduğu görüldü.
Sirkedeki antitümör faktörlerin henüz tanımlanmadı. Ancak bilim insanları sirkenin bağırsaklarda diyet lifinin sağlıklı yağ asitlerince parçalanmasını sağlayarak bunu yaptığını düşünmekte.
Karbonhidrat içeren bir öğünden sonra tüketilen beyaz sirkenin vücudun verdiği glisemik cevabı anlamlı bir düzeyde düşürdüğünü ve insülin duyarlığını da belirgin ölçüde artırdığını gösteren çalışmalar var.
Glisemik indeks, yiyecek tüketiminden iki saat sonra kan şekeri seviyesindeki artışı gösteriyor. Glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler hızla kana karışarak şeker düzeyini etkiler.
Vücudun verdiği glisemik cevabın düşük olması ise sağlık açısından daha faydalı. Kısacası bu çalışma sonuçları beyaz sirkenin kan şekeri düzeyinin dengelenmesine katkı anlamına geliyor.
Burada sirke içindeki asetik asitin, nişasta sindiren enzimlerle etkileşime girdiği için kan şekeri yönetimine yardımcı olmada rol oynadığı düşünülüyor.
Tüm bu özellikleri ile sirke diyabeti tedavi etmez ama belli bir miktarda kullanımı vücudun karbonhidratı daha iyi sindirmesine yardımcı olabilir.
Sirke bilinen en eski mayalı ürünlerden biri. Mayalanma sırasında açığa çıkan yararlı bileşikler, özellikle antioksidanlar sirkenin yine de bağırsak dostu bir besin olmasına yetiyor.
Sürekli sirke kullanmak diş minesinin yıpranmasına neden olabilir. Böbrek hastalığı olanlar düzenli sirke tüketmemeli. Ülser, reflü, gastrit gibi sindirim sistemi rahatsızlığınız varsa sirkeden uzak durmalısınız.
Herhangi bir sağlık probleminiz olmasa bile kesinlikle sirkeyi doğrudan kullanmayın! Mutlaka su ile seyrelterek tüketin.