Vücudumuzun yüz ile eller gibi havayla temas eden kısımlarını soğuktan ve rüzgardan sakınmak gerektiğinin altını çizen Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Baransu, “Havanın soğuduğu ve nem oranının azaldığı kış ayları egzama şikayetlerini artırır. Dışarıdaki soğuk havadan içerideki sıcak ve kuru havaya geçiş, kapalı ısıtma sistemlerinin odalardaki havayı kurutması, kalın kıyafetlerin giyilmesi ve sıcak banyo uygulaması da egzamayı tetikler. Bu nedenle yünlü kıyafet yerine pamuklu kıyafetlerin tercih edilmesi, bol su içilmesi, sıcak banyodan kaçınılması, uygun kozmetik ürünler ile cildin neminin korunması öneriliyor” dedi.
Terlemede ve kurumada ilk hedefin uygun nemlendirici ürünler ile derinin nemini ve direncini artırmak olduğuna dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Baransu, “Alerji yapan unsurlardan uzak durmak ve olabildiğince az kozmetik kullanmak da önemlidir. Bilinenin aksine; elleri çok sık yıkamak, derinin koruyucu tabakasını bozacağından sakıncalıdır. Nemlendiriciler yağlı bölgelerde su bazlı, çok kuru yerlerde daha yağlı seçilmelidir” diye konuştu. Egzamanın kesin bir tedavisi olmasa bile içten ve dıştan tedavilerle kaşıntı kontrol altına alınarak enfeksiyon önlenebiliyor, ancak buna rağmen hastalık tekrar edebiliyor. Tedavi yöntemi egzamanın türüne göre belirleniyor. Kontrol altına alınamayan egzama ve diğer alerjik durumlarda alerji uzmanlarından destek alınması tavsiye ediliyor.