"Çok seviyor, o nedenle çok kıskanıyor!"
Haber: Selen Serdaroğlu | selen.serdaroglu@milliyet.com.tr | “Ailene benimle birlikte olduğunu söyleyeceğim! Abine aramızdakileri anlatacağım! Gönderdiğin fotoğrafları İnternet’te yayınlayacağım! Okulda kimseyle konuşmayacaksın! Arkadaşlarınla görüşmeni istemiyorum! Oraya gidemezsin! Bensiz hele bir git, görürsün sen dünya kaç bucakmış…” Bu sözler tanıdık geldi mi? Özellikle kapalı toplumlarda ağırlıkla erkeklerin kadınlara yönelik gerçekleştirdiği baskı, başta duygusal, sonrasında da kaçınılmaz olarak fiziksel hale dönüşen şiddet, sıklıkla karşılaşılan bir durum. Ancak aileden çekinme, çevre korkusu, “fotoğraflarımı yayınlarsa, ifşa olursam herkese rezil olurum” düşüncesi ile çoğu ilişkide flört aşamasında gerçekleşen bu şiddet dillendirilmiyor, hasır altı ediliyor. Özellikle kadına karşı gerçekleştirilen ve göz ardı edilen, “zamanla düzelir, onu sevdiğimi anlayınca geçer, şu anda bana güvenmiyor, zamanla oturur, beni çok sevdiğinden yapıyor, o kadar çok seviyor ki çok kıskanıyor” gibi düşünceler ilişkiyi daha iyi yere götürmek bir yana, çok daha büyük çıkmazlara taşıyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin bir araştırmasına göre flört şiddetinin en yoğun yaşandığı dönem 16-24 yaş aralığı. Ancak eğitimcilerin ve ebeveynlerin gençlerin duygusal ve cinsel gelişimleri konusuna daha az duyarlı olması bu şiddete karşı gençleri savunmasız bırakabiliyor. Gençlerin güvenli ilişki konusunda bilgilendirilmesi ve yanlarında olunduğunu bilmesi, flört şiddeti ile karşılaşmaları durumunda onları daha güçlü kılıyor. Ancak özellikle flörtün gençler için meşru olarak görünmediği kapalı toplumlarda, gençler bu şiddete maruz kaldıkları zaman kendilerini savunmakta zorlanıyor, tehditler karşısında siniyor.