24.05.2021 - 13:46 | Son Güncellenme:
Selen Serdaroğlu
Haber: Selen Serdaroğlu | selen.serdaroglu@milliyet.com.tr | “Ailene benimle birlikte olduğunu söyleyeceğim! Abine aramızdakileri anlatacağım! Gönderdiğin fotoğrafları İnternet’te yayınlayacağım! Okulda kimseyle konuşmayacaksın! Arkadaşlarınla görüşmeni istemiyorum! Oraya gidemezsin! Bensiz hele bir git, görürsün sen dünya kaç bucakmış…” Bu sözler tanıdık geldi mi? Özellikle kapalı toplumlarda ağırlıkla erkeklerin kadınlara yönelik gerçekleştirdiği baskı, başta duygusal, sonrasında da kaçınılmaz olarak fiziksel hale dönüşen şiddet, sıklıkla karşılaşılan bir durum. Ancak aileden çekinme, çevre korkusu, “fotoğraflarımı yayınlarsa, ifşa olursam herkese rezil olurum” düşüncesi ile çoğu ilişkide flört aşamasında gerçekleşen bu şiddet dillendirilmiyor, hasır altı ediliyor. Özellikle kadına karşı gerçekleştirilen ve göz ardı edilen, “zamanla düzelir, onu sevdiğimi anlayınca geçer, şu anda bana güvenmiyor, zamanla oturur, beni çok sevdiğinden yapıyor, o kadar çok seviyor ki çok kıskanıyor” gibi düşünceler ilişkiyi daha iyi yere götürmek bir yana, çok daha büyük çıkmazlara taşıyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin bir araştırmasına göre flört şiddetinin en yoğun yaşandığı dönem 16-24 yaş aralığı. Ancak eğitimcilerin ve ebeveynlerin gençlerin duygusal ve cinsel gelişimleri konusuna daha az duyarlı olması bu şiddete karşı gençleri savunmasız bırakabiliyor. Gençlerin güvenli ilişki konusunda bilgilendirilmesi ve yanlarında olunduğunu bilmesi, flört şiddeti ile karşılaşmaları durumunda onları daha güçlü kılıyor. Ancak özellikle flörtün gençler için meşru olarak görünmediği kapalı toplumlarda, gençler bu şiddete maruz kaldıkları zaman kendilerini savunmakta zorlanıyor, tehditler karşısında siniyor.
Flört şiddeti ile ilgili hazırladığımız bu röportajda sorularımıza yanıt verdiği için Av. Cansen Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Av. Cansen Erdoğan: Flört şiddeti son zamanların en çok konuşulan ve en çok yaşanan şiddet türlerinden biri. Acı bir şey çünkü normal şartlarda evlilik birliği devam ederken uğranılan şiddetler yine "çocuk vardır, aileler üzülür, kol kırılır yen içinde kalır" mantığı ile katlanılan şiddetler olsa da flört şiddeti aslında hiçbir resmi bağ olmadan da bir tarafın diğer tarafa uyguladığı bir şiddet türü ve buna katlanılması gerçekten zor.
CE: Özellikle flört şiddetinde karşılaştığımız en önemli şey sevgi ve aşk kisvesi altında insanların birbirilerinin duygularını sömürmesi. Burada bakıldığı zaman şunu görüyoruz. “Ben seni seviyorum, o yüzden kıskanıyorum. Ben seni seviyorum, seninle birlikte olmak istiyorum, o yüzden buralara gitmeni, şunlarla görüşmeni istemiyorum”. Bunlar psikolojik şiddetin aslında en çok görünen yansımaları. Bir de özellikle ceza hukuku anlamında karşılaşılan bir suç da var ki, o da aslında tehdit suçu.
CE: Kanunen de suç sayılan ve flört şiddetinde de karşımıza çıkan tehdit suçunu şu şekilde açıklayabiliriz: Flört şiddetinde çok sık karşılaşılan tehdit suçu birlikte olunan kişinin uygunsuz fotoğraflarının haberi olmaksızın çekilip ilişkinin devamı için ilişki süresince bunun diğer aile fertlerine veya topluma ifşa etmekle tehdit edilerek bu ilişkiyi sürdürmek, ilişki sırasında da karşısındakini kontrol edip ona istediği şeyleri yaptırtma durumudur. Uygunsuz fotoğrafların çekilmesi ve bu konu ile ilgili kişinin tehdit edilmesi, kişiyi, özellikle kadınları mahcubiyet, utanma duygularıyla karşı karşıya bırakıp, bunların öğrenilmemesi için istemediği şeylere boyun eğme hali olarak karşımıza çıkıyor. Bu, çok acı ve ciddi bir şekilde ele alınması gereken hususlardan bir tanesi. Genellikle üçüncü sayfa haberlerinde gördüğümüz, flört ve ilişki sırasında karşılaşılan olaylar da sıklıkla karşımıza çıkan olayların bir uzantısı.
CE: Tehdit suçu aslında ceza kanunun en önemli suçlarından bir tanesi. Altını çizmek istediğim çok önemli bir konu var ki, tehdit suçu şikâyete bağlı bir suç, lakin ondan sonra bir kamu suçu. Tehdit; uygunsuz fotoğrafların çekilmesi ve bunun ifşa edilmesi tehdidi ile istediklerin yaptırılması şeklinde olduğu gibi, sözle, "benden ayrılırsan, benimle birlikte olduğunu veya bunları söylediğini herkese yayacağım" veya "ailene yalan söylediğini; abine, kardeşine şunu şunu söyleyerek onları aldatıp kandırdığını bizzat duymalarını sağlayacağım" diyerek de olur. İlişkinin devamını sağlamak için gerçekleştirilen tehdit de bir suç kapsamında değerlendiriliyor ve tehdit cezai anlamda ele alınması gereken hukuki bir durumdur; bunun da müeyyidesi çok ağırdır.
CE: Tehdit şikâyete bağlı bir suç olsa da devamı artık bir kamu suçu olarak ele alınır. Sonrasında karşınızdaki kişi pişman olsa ve bir şekilde siz şikayetinizi geri almaya kalkışsanız dahi tehdit suçundan yargılanan kişinin artık muhatabı devlettir. Devlet o davayı sizin yerinize devam ettirir.
CE: Özellikle flört döneminde karşımıza çıkan bir durum olan tehdit durumuna maruz kalmış kişilerin buna ilişkin söylemlerini kayıt altına alması, buna ilişkin mesajların saklanması, bu durumda çok büyük önem arz ediyor. Çünkü tehdit suçunun cezası çok büyük, bir devlet suçu ve bu konu ile ilgili olarak da yaptırımları bir hayli ağır. İspatınız ne kadar kuvvetli olursa, karşınızdaki kişinin ceza alması da bir o kadar muhtemel.
CE: Bu konu ile ilgili özellikle T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve kadın dernekleri, kadın kuruluşları çok ciddi çalışmalar içerisinde ama önemlisi aile ilgili olan bağların kuvvetli tutulması gerekiyor. Genç kızlar ailelerinden çekindiği için psikolojik ya da fiziksel şiddeti çevresinden saklıyor!Genellikle anne ve babaya söyleyememe; kardeşle, abiyle paylaşamama durumları halinde bu bataklık gittikçe büyüyor ve bataklığın içine gömülünce içinden çıkılması bir o kadar imkânsız hale geliyor. Herhangi bir şekilde tehdide uğrayan, bir şekilde hukuki yollarını, haklarını bilmeyen kişilerin uğradığı bu durum da aslında kişi ruhsal ve bedensel büyük zararlara uğruyor. Ancak bunun ceza hukuku kapsamında da büyük bir yeri var. Bu anlamda genç kızların karşılaştıkları psikolojik veya fiziksel şiddete karşı kanunun onların yanlarında olduğunu bilmesi çok önemli. Yalnız değiller ve hukuk onları, aralarında resmi bir bağ olmasa bile koruyor.
CE: Gerçi bu bir evli çiftte erkeğe verilmiş bir cezaydı, yine de bunu da paylaşmak istiyorum. Ankara Asliye Ceza Mahkemesi, birlikte olan kişiler arasındaki şiddete dayalı bir dava sonucunda şöyle bir ceza verdi. Yüz adet el ilanı, el broşürü hazırlattı. Bu broşürde şu yazıyordu. "Boz ayılar isteseler bir sığırı bir yumrukta alt edebilir, bunu yapabilecek güçtedirler. Sadece bunu eşlerine yapmazlar” Bu ilanı yüz kişiye dağıttırdılar. Okuduğumda benim çok hoşuma gitmiş bir karardı. Aynı şekilde yine Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir diğer ceza ise eşe, şiddet uyguladığı karısı ile belirli bir süre boyunca haftada bir gün yemeğe çıkma cezası verildi.
CE: İlginç cezalar ve ilginç yaptırımlar var ama bunların içinde en hassası tehdit. Tehdit suçunun müeyyidesi çok fazla. Ayrıca tehdit eden kişi sonradan pişman olsa veya karşısındaki kişi ifadesini, şikayetini geri alsa dahi bu bir kamu suçu olarak varlığını sürdürüyor. O nedenle flört halinde, upuzun bir yolun başlangıcındaki önemli dönemde psikolojik, fiziksel, ekonomik ya da cinsel; herhangi bir şiddete uğruyorsanız mutlaka ve mutlaka ilişkinin sonlandırılması, bu konu ile ilgili mümkünse aile bireylerinin, değilse de kolluk kuvvetlerinin haberdar edilmesi, olası sıkıntıların ve farklı sonuçların yaşanmasını engelleyecektir.