06.01.2022 - 14:15 | Son Güncellenme:
Buda “şefkatin kendini de içermiyorsa eksiktir” der, ki bu laf çok doğrudur. Evet eğer biz başkalarına gösterdiğimiz şefkati kendimize de göstermiyorsak bizim şefkatimiz de bir eksiklik var demektir. Kendinize karşı öz-şefkatli olup olmadığınızı anlamak için, kendinize şu soruları sorabilirsiniz. En yakın arkadaşınız kim? Ona nasıl davranıyorsunuz? Belki arkadaşınız kimi zaman hoşunuza gitmeyen bir harekette bulunuyor ancak arkadaşınızın iyi niyetinden şüphe etmediğiniz için ona o kadar da çok bozulmuyorsunuz. Peki ya siz kendinize en iyi arkadaşınıza davrandığınız gibi mi davranıyorsunuz? Hoşunuza gitmeyen bir hareket yaptığınızda arkadaşınıza gösterdiğiniz toleransı kendinize de gösteriyor musunuz? Göstermiyorsanız neden? Arkadaşınıza verdiğiniz şefkati kendinize de vermiyorsanız bu işte bir terslik var demektir. Ya arkadaşınıza gösterdiğiniz şefkatte samimi değilsiniz, ya da kendinize karşı çok acımasızsınız. Biz hepimiz kendi kendimizin en iyi arkadaşı olmak zorundayız. O halde kendimize daima şefkat, sevgi dolu ve nezaketle davranmalıyız.
Öz şefkat ve kendini şımartmak birbirinden farklı durumlardır. Diyelim bir kişi kendini şımartmak adına kendine düzenli olarak cilt bakımı yapıyor ama bir hata yaptığında kendini sert bir şekilde eleştiriyor. Bu durumda kişi kendini şımartıyor ama kendine öz şefkat göstermiyor demektir. Öz şefkat anlık zevkler peşinde koşmak da değildir. Örneğin “bugün çok stresliyim, tüm gün abur cubur yemek istiyorum” gibi bir fikir anlık zevk almaya yönelik bir fikirdir. Öz şefkate sahip biri stresli olduğunda spor yapmak, bitki çayı içmek gibi daha sağlıklı yöntemlere başvuracaktır. Tabii ki kırk yılda bir abur cubur yemenin bir zararı yok. Ancak kişi bu tip davranışların öz şefkat kökenli olduğunu zannedip, sık sık bu davranışları sergiliyorsa ortada bir sorun var demektir. Öz şefkat bize faydalı olmayacak bazı anlık zevklerin peşinden koşmak yerine daha çok kendinin sağlıklı ve iyi olma halini arzulamayı içerir.
Eğer kendimizi sürekli olarak eleştiren bir yapımız varsa öz şefkatli olmaya yönelik ilk adımı kendimizi eleştirmekten vazgeçerek atabiliriz. Genelde çoğumuzun içinde acımasız bir eleştirmen ve o eleştirmenin bizi yerden yere vuran sözleri var. İçimizdeki nezaketi her daim canlı tutmak ve kendimizi daha az eleştirmeye başlamak için “Metta Sevgiden Doğan Şefkat” meditasyonunu yapabiliriz. Meditasyon hiçbir dinle ilgisi olmayan bir zihin rahatlatma tekniğidir ve birçok çeşidi vardır. İçimizdeki şefkati canlandırmaya yönelik ‘Metta Sevgiden Doğan Şefkat” meditasyonu benim favorilerimden biri. Metta, Pali lisanında nezaket, iyi niyet anlamlarına gelen bir kelimedir.
Rahat bir pozisyonda oturun. Elleriniz dizlerinizin üstünde olabilir. Gözlerinizi kapayın. Kalbinizden kendinize doğru sevgi, nezaket ve şefkat hislerinin aktığını hayal edin. Mettayı ilk önce kendimize yönelik yapıyoruz. Kendinizi hayal edip şu cümleleri tekrarlayın:
-Mutlu olmayı diliyorum.
-İyi olmayı diliyorum.
-Emniyette olmayı diliyorum.
-Huzur ve güven içinde olmayı diliyorum.
“Mutlu olmasını diliyorum. İyi olmasını diliyorum. Emniyette olmasını diliyorum. Huzur ve güven içinde olmasını diliyorum.” Şimdi bu cümleleri nötr duygular beslediğiniz birine söyleyin. Geldik meditasyonun en zorlu kısmına. Şimdi tüm bu güzel dilekleri hiç sevmediğiniz, hoşlanmadığınız bir insan için dileyin. İlk başlarda zorlanabilirsiniz. Ama yine de deneyin. En sonunda bu dilekleri hayvanlar ve bitkiler de dahil olmak üzere dünyadaki tüm canlılar için söyleyin. Gözlerinizi yavaşça açın ve meditasyonda elde ettiğiniz güzel duyguları gün boyu içinizde taşımaya çalışın. Metta meditasyonunu haftada bir, iki defa yapmaya çalışın. Zamanla içinizde hem kendinize yönelik, hem de dış dünyaya yönelik olan şefkatin ve nezaketin artmaya başladığını görebilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki öz şefkatin davranışsal bir tarafı da vardır. Kendinize gösterdiğiniz şefkati davranışlarınıza da yansıtmaya özen gösterin. Daha iyi beslenin örneğin. Vücudunuza yararlı gelecek besinler tüketin. Eğer yapmıyorsanız spora başlayın. En azından günde on beş, yirmi dakika yürüyün. Fiziksel ve de ruhsal olarak kendi iyiliğini isteyen biri gibi davranın. Kendinize gün içinde nefes alma alanları yaratın. Öz şefkati bencillik gibi algılayıp kendimize şefkat göstermekten kaçıyor olabiliriz. Oysa kişinin kendine şefkat göstermesi bencillik değil, psikolojik sağlığımız için önemli bir durumdur.