İlk önce yağlar tükürükle karışarak onu ince, beyaz bir sıvıya dönüştürür. Yağlardaki lipitler tükürükten toksinleri çıkarmaya başlar. Yağ ağzın, dişlerin, diş etlerinin ve dilin etrafında dolaşırken, yağ toksinleri emmeye devam eder ve genellikle kalın, yapışkan ve beyaz bir renk alır. Yağ bu kıvama ulaştığında toksinler yeniden emilmeden tükürülür.
Çok sayıda bilimsel çalışma, yağ çekme terapisinin etkinliğini göstermektedir. Bir çalışma, susam yağıyla yağ çekmenin genel ağız sağlığını iyileştirdiğini gösterdi.
Susam yağının kullanılması, hem diş plağı hem de ağız tükürüğündeki S. mutans (mikrop) miktarının azaltılmasına yardımcı olur. Bilim insanları, yağdaki lipitlerin hem bakterileri dışarı çıkardığına hem de bakterilerin ağız boşluğunun duvarlarına yapışmasını engellediğini söylüyor.
Yağ çekme, zararlı bakterileri temizler ve mantarların aşırı çoğalmasını azaltır. Bu yağlar hücrelerin yeniden yapılanmasına da yardımcı olur ve lenf düğümlerinin ve diğer iç organların düzgün işleyişini sağlar.
Dişlerin, diş etlerinin ve çenelerin genel olarak güçlendirir ve çürük, diş eti iltihabı gibi diş eti ve ağız hastalıklarını önler.
Yağ çekme, ağız kokusunu önler. Diş eti kanaması için potansiyel bütünsel çözümdür. Dudak, ağız ve boğaz kuruluğunun önler.
Yağ çekmenin genel sağlık açısından diğer olası faydaları şunlardır: Migren baş ağrısının giderilmesi, hormon dengesizliklerinin düzeltilmesi, artrit iltihabının ve egzamanın azaltılmasına yardımcı olur.
Bronşit semptomlarını azaltabilir. Normal böbrek fonksiyonunu desteklemeye yardımcı olur. Sinüs tıkanıklığını azaltmaya yardımcı olabilir. Uykusuzluğun azaltılmasına yardımcı olur. Alerji semptomlarını azaltır, vücudu zararlı metallerden ve organizmalardan arındırmaya yardımcı olur.