Şimdi dikkatimizi içinde bulunduğumuz ana vereceğiz. Bunun için uygulayabileceğiniz tekniklerden biri “5-4-3-2-1 Tekniği”. Bu tekniği şu şekilde uyguluyoruz:
5: Etrafınızda gördüğünüz 5 şeyin farkına varın. Bu, salonunuzdaki vazo ya da koltuğunuzdaki battaniye olabilir.
4: Etrafınızda dokunabileceğiniz 4 şeyin farkına varın. Bu, yastığınız, oturduğunuz sandalye ya da kitabınız olabilir.
3: Etrafınızda duyduğunuz 3 şeyin farkına varın. Bu, üst komşunuzun ayak sesleri, camı açtığınızda evinizin içine giren kuş cıvıltıları olabilir.
2: Etrafınızda koklayabileceğiniz 2 şeyin farkına varın. Bunlar parfümünüz ya da sabununuz olabilir.
1: Etrafınızda tadını alabileceğiniz 1 şeyin farkına varın. Örneğin evinizdeki bir meyveyi dikkatinizi sadece ona vererek tadın.
5, 4, 3, 2, 1 tekniği sayesinde dikkatinizi içinde bulunduğunuz ana, şimdiye getirmeye çalışın. Gün içinde sık sık kendinizi maymun zihnin esiri bir şekilde buluyorsanız, yukarda bahsettiğim gibi zihnen, bir Zen bahçesine ya da sizin arzu ettiğiniz başka güzel bir yere gidebilirsiniz. Burada amaç zihnimizin içinde bir harikalar diyarı yaratıp sık sık oraya kaçmak değil elbette. Negatif senaryolar bizi ele geçirmeye başladığında, önce zihnimizi sakinleştirmek sonra da zihnimizden çıkıp dikkatimizi ana vermek. Eğer ipleri onun eline verirsek zihnimizin elinde kolaylıkla bir oyuncağa dönüşebiliriz. Zihninizin kölesi olmaktan kaçmanın tek yolu da dikkatinizi gerçekliğe, şimdiki zamana vermektir. Budizm ve Zen Budizm, “mindfulness” gibi biz 21. Yüzyıl insanlarının sık sık karşısına çıkan bazı kavramların kaynağı olan öğretilerdir. Eğer Zen Budizm ve psikoloji arasındaki ilişki ilginizi çekiyorsa Erich Fromm’un “Psikanaliz ve Zen Budizm” kitabını okuyabilirsiniz.