Fazla tuzlu bir beslenme şekli benimsendiğinde kemiklerde zayıflama ve hatta kırılma riski ciddi oranda artıyor. Ayrıca fazla tuz, kemiklerde deformasyonlara neden olur. Tuz tüketiminin sebep olduğu hastalıkların başında ise böbrek rahatsızlıkları geliyor. Araştırmalara göre; diyette günlük 6 gramlık tuz artışı büyük tansiyonu 9 mmHg yükseltiyor. Yüksek tansiyon en çok kalp, beyin, böbrek, büyük atardamar ve gözlere zarar veriyor.
Bazı bilim insanları düşük tuza dayalı beslenmenin yüksek tansiyona neden olabileceğini söylüyor. Vücuttaki sodyum seviyesinin düşük olması aynı zamanda sinir ve kas hücrelerinin fonksiyonlarını bozarak baş ağrısı, bulantı, kusma, kas güçsüzlüğü ve kramp gibi belirtilere sebep olabiliyor.
Deniz tuzu, kaya tuzu, himalaya tuzu ve yöresel tuzlar arasından mineral içeriği en zengin olanın tercih edilmesi uzmanlar tarafından öneriliyor. Ancak birçok isim bu konuda farklı noktalarıyla tuzu değerlendirdiğinden farklı öneriler de çıkabiliyor. Deniz tuzu mineral açısından rafine tuza oranla daha zengin olduğundan öne çıkıyor. Ancak bazı noktalarda ise kaya tuzu ve himalaya tuzu da farklı mineraller içerdiğinden öne çıkabiliyor. Kişiler kendilerine en uygun içeriğe sahip tuzu seçerse daha sağlıklı bir tüketim yapmış olur.
Yavuz Dizdar: ‘Kaya tuzu tuzdur, insan vücuduna yararlıdır, diğeri rafinedir.’Canan Karatay: ‘Vücudumuzun tuz ihtiyacını doğal ve işlenmemiş olan kristal kaya tuzu ile karşılamamız gerekiyor.’Ender Saraç: ‘En iyi tuz kaya tuzu, yani turşu yaptığımız tuzdur.’İbrahim Saraçoğlu: ‘Çankırı ve Çorum yörelerinde sadece sodyum klorür içermeyen, magnezyum, potasyum, selenyum ve mineral içeren tuzları kullanmalıyız.’