Karaciğer yağlanmasının bilinen bir ilaç tedavisi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, buna karşı alınacak bazı önlemlerle karaciğerin kendini yenileme özelliğine sahip bir organ olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Alkol tüketimi, bilinçsiz ilaç ve reçetesiz ürünler gibi kötü alışkanlıklarından kurtulup, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile kötüye giden süreç durdurulabilir. Ancak bunun için geç kalınmamalıdır çünkü karaciğerin yapısı bozulup siroz geliştiğinde artık geri dönülemez ve bu aşamadaki birçok hasta için tek umut hastalıklı karaciğerin çıkarılarak yeni ve sağlıklı bir karaciğer nakledilmesidir.”
Öte yandan her yıl siroz hastalarının yüzde 2-3’ünde karaciğer kanseri gelişme riski bulunduğunu ancak zamanında tanı konulursa bu hastaların karaciğer nakli ile hem siroz hem de kanserden kurtulabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, ülkemizde, tedavisi için karaciğer nakli dışında bir ümit kalmamış ve bağışlanacak bir organı bekleyen, Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Bekleme Listesi’ne kayıtlı 2 bin 600 hasta bulunduğunu söylüyor. Prof. Dr. Karakayalı, “Organ bağışı ihtiyacı karşılamaya yetmiyor ve hastaların çoğu bekleme sürecinde ne yazık ki hayatını kaybediyor, bu sırada listeye sürekli yeni hastalar ekleniyor. Buna karşın donör bulan hastaların tedavi edilmesini sağlayan canlı vericili karaciğer nakli sayılarına bakıldığında ülkemiz 1. sırada yer alıyor” diye konuşuyor.
Nakil aşamasında farklı teknikler uygulanıyor. Örneğin, “Domino Nakil” tekniği özel bazı hastalıklarda nakil sırasında hastadan çıkarılan karaciğeri, bir başka hastaya naklederek kişinin yaşamına devam etmesini sağlıyor. Canlı vericiden alınacak olan karaciğer kısmının hastaya küçük gelmesi ve aynı durumda ikinci bir verici adayının da olması durumunda, “Dual Nakil” tekniğiyle her 2 donörün karaciğer parçaları aynı anda alıcıya naklediliyor ve sorun çözülüyor. Ayrıca uygun eşleşme sağlandığında “Çapraz Nakil” yöntemiyle, kan grubu uymayan hastaların vericilerini birbirleriyle değiştirerek 2 hastaya eşzamanlı olarak karaciğer nakli yapılabiliyor. Bütün bu çözüm üreten gelişmelerin temelinde ise giderek artan tecrübe, bilgi birikimi ve hastane genelinde sağlanmış olan uyumlu ekip çalışması yatıyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, karaciğer naklinde ülkemizde kısa zaman önce hayal bile edilemeyecek ameliyatların, günümüzde başarıyla uygulandığını vurgulayarak “Özellikle canlı vericili nakil tecrübesi geliştikçe eskiden nakil şansı olmayan pek çok durum için yeni yöntemler uygulanıyor. Kapalı laparoskopik hatta robotik yöntemlerle tedavi başarıyla yapılabiliyor. Beklenen yaşam sürelerinin aylar hatta haftalar ile sınırlı olduğu ileri evre karaciğer kanserlerinde, önce tümör küçültücü tedaviler uygulayıp, arkasından yaptığımız karaciğer nakilleri ile hastanın yıllarca siroz ve tümörden kurtulmuş olarak yaşamasını sağlıyoruz” bilgilerini paylaşıyor.