Kızartma, kavurma yöntemleri ile yapılan besinlerde yağların oksidasyonu sonucu kanserojen maddelerin açığa çıktığını hatırlatan Öztürk, "Tatilde lezzet amaçlı kızartma ürünlerin servis edilmesi mümkündür ancak kullanılan yağ çeşidi ve kalitesi istediğimiz düzeyde olmaması ve sağlık üzerine olan olumsuz etkileri nedeniyle mümkün olduğunca kızartılmış besinlerden uzak kalınması, daha sıklıkla, buharda, haşlama ve fırın yöntemlerle pişmiş besinler tercih edilmesi gerekir.Deney hayvanları ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalar çok fazla yağ tüketiminin hormona dayalı kanserler, kolorektal kanser riskini arttığını göstermektedir. Yine yağların ateş ile teması sonrası kanserojen maddeler açığa çıkmaktadır. Yazın özellikle yağları güneş görmeyecek bir yerde saklamak içindeki olası artacak zararlı maddelerin oluşma riskini azaltacaktır" ifadelerini kullandı.
Düzenli süt ürünü tüketiminin kolorektal kanser riskini azalttığını anlatan Öztürk, "Ancak yeni yapılmış çalışmalarda prostat kanserinin agresif formları için süt tüketiminin riskli olabileceği gösterilmektedir. Bunlar göz önüne alındığında normal zamanda ve tatilde yoğurt tüketiminin aksatılmaması gerekmektedir" dedi.
Fazla hayvansal kaynaklı protein tüketimi kanser riskini artırdığının altını çizen Öztürk, "Az posa tüketimi, fazla kırmızı et tüketimi ve omega 3 ve omega 6 yağlarının dengesizliği kanser riskinin artmasına katkıda bulunabilir.Günümüzde besinler, besinlere konulan bazı katkı maddeleri, besinlerin pişirilme şekilleri dahil birçok faktör, kanseri oluşturan nedenler arasında sayılmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki besinlerin kanserden koruyucu birçok olumlu etkisi de bulunmaktadır, tüm bu etkilerden yararlanabilmek için besinlerin hazırlanma, satın alma, saklama ve pişirme yöntemlerine çok dikkat etmemiz gerekmektedir.