DOĞRUSU: En sık rastlanan korkulardan biri bu; ”cinsel hayat bitecek”. Oysa menopozda cinsellik bitmiyor. Aktif ve haz alınabilecek bir cinsellik mümkün. Cinsel ilişki sırasında kuruluk, vajinada daralma, yanma, tahriş ve ilişki sonrasında damlama gibi sık rastlanan bu sorunlar kolayca tedavi edilebiliyor. Yaygın inanışın aksine, menopoz sürecinde cinsel yaşamın daha da kaliteli yaşanabileceğine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen, ”Normal cinsel yaşamına devam eden kadınlarda bu belirtiler daha az görülüyor. İlişki sıklığı azalan kadınlarda ise sorunlar daha hızlı ilerliyor. Hatta östrojen alımı ile vajen dokusundaki incelme ve cinsel ilişki kalitesini bozan diğer faktörler önleneceği için cinsel yaşamın kalitesi artıyor” diyor. Tabii bir de artık doğum kontrol ihtiyacının olmamasından kaynaklanan rahatlık da yaşanıyor.
HORMON KULLANILMAMALIDIR.
DOĞRUSU: Kadınların korkulu rüyası olan ateş basması ve terleme gibi menopoz şikayetlerini her kadın yaşamıyor. Bazı kadınlar bu sorunları yoğun yaşarken, bazıları ise çok hafif yaşıyor. Kadından kadına farklılık gösteren bu belirtilerin azaltılması ya da giderilmesi mümkün. Bunun için hormon kullanılıyor. Ancak her kadın için bu tedavi uygun olmayabiliyor. Özellikle meme kanseri riski yüksek olan ve kalp hastası kadınlarda hormon tedavisi riskli olabileceğinden doktor kontrolünde alternatif tedaviler uygulanıyor. Ayrıca hormon eksikliği vajinal kuruluğa yol açıyorsa, vajinal yoldan kullanılan ve bir hormon olan östrojen tableti uzun yıllar kullanılabiliyor.
DOĞRUSU: Asla! Kadınlık algısı yalnızca fizyolojik değildir, sosyal ve psikolojik yönleri de vardır. Menopoz kadının sadece yumurta rezervinin bitmesi ve buna bağlı olarak östrojen hormonunun eksikliğidir. Bu süreçte, kadın sadece çocuk doğurma imkanını kaybediyor. Doğurganlık dışında, kadınlar cinsellik de dahil her türlü kadınlık fonksiyonlarını yerine getirebiliyorlar.
ERKEN MENOPOZDA HORMON KULLANILMAMALIDIR.
DOĞRUSU: Erken menopoz 40 yaşından önce adetin kesilmesi anlamına geliyor, ancak buna “menopoz” dememek gerekiyor. Nasıl ki tiroit bezi çalışmadığında tiroit hormonu veriliyorsa, 40 yaşından önce yumurtalık fonksiyonları duran kadınlara da doğal menopoz yaşına kadar östrojen takviye ediliyor. Böylece erken menopoza girenler, olması gereken doğal menopoz yaşına kadar bu takviye ile destekleniyor.
DOĞRUSU: Östrojen eksikliğinin şişmanlıkla doğrudan ilişkisi bulunmuyor. Menopoza giren bir kadın dengeli beslenerek ve kalori hesabını iyi tutarak kilosuna dikkat ederse, sporunu yaparsa daha az sorun yaşıyor. Hem kemik erimesini engellemesi, hem vücut postürünü düzeltmesi açısından spor önemli fayda sağlıyor ve kilo alımının önüne geçiyor.
JİNEKOLOJİK MUAYENEYE GEREK YOKTUR.
DOĞRUSU: Düzenli jinekolojik muayene hayatın her döneminde önemini koruyor. Çünkü, bu dönemde sadece menopozla ilgili şikayetler değil, aynı zamanda jinekolojik pek çok hastalık da erkenden saptanabiliyor. Özellikle meme, rahim, yumurtalık ve vulva kanserlerinin erken belirtileri tespit edilerek, tedavinin başarısı yükseltilebiliyor.
DOĞRUSU: Zaman zaman menopoza girme yaşında anne ile kızı arasında uyum olsa da, bu mutlak bir kural değildir. Zira, menopoz yaşını etkileyen pek çok faktör vardır. Bunlar; kilo, sigara ve alkol kullanımı, kronik hastalıklar, geçirilen ameliyatlar, radyoterapi veya kemoterapi tedavisi görülmesi, yüksek stres ile doğum sayısıdır.
MENOPOZ DÖNEMİNDE ADET OLUNMADIĞI İÇİN KİRLİ KAN ATILMAZ.
DOĞRUSU: Kadınların adet döneminde kanamalarının olmasıyla kirli kandan kurtulduklarını düşünüp rahatladıklarından bahseden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen, şunları söylüyor: “Adet, rahim içi dokusunun yumurtalıklardan salgılanan hormonlarla kalınlaşarak her ay gebelik için hazırlanması anlamına geliyor; gebe kalınmazsa rahim içi dokusu adet kanaması ile atılıyor, yenisi için tekrar kalınlaşıyor. Menopoz sonrası yumurtalıklar hormon salgılamadıkları için adet kanaması da olmuyor. Dolayısıyla menopoz döneminde kanamanın olmaması doğal bir sonuçtur ve endişe edilmemelidir”.