24.03.2020 - 16:08 | Son Güncellenme:
Tam bir çevirisi olmasa da hedeflerinize, hayallerinize ulaşana kadar zorluklarla mücadele etmenizi hatırlatan, dayanaklılığı ve aynı zamanda cesur olmanızı da hatırlatan içinizdeki gücü bulmanızı sağlayan bir Fin kavramı. Özetle içinizde var olan 'asıl gücü' ortaya çıkarma sanatı.
Finliler icin çok özel olan bu kelimenin kökeni İkinci Dünya Savaşına dayanıyor. Sovyetler Birliği’nin Finlandiya’ya karşı savaş ilan etmesiyle, Finliler çok fazla sayıda kayıp vermişler. Sovyetlere nazaran onlara karşı daha techizatsız ve donanmasızlarmış. Buna rağmen Finlilerin Sovyetler karşısındaki sergilediği duruş sovyetleri hayrete düşürmüş diyebiliriz. Finlilerin sahip olduğu sisu inançları onları her zaman ayakta tutmuş. Sisu, cesur olmak ve teslim olmamak anlamında onlar için bir ışık kaynağı olmuş. Şimdi anlıyorum ki Finlandiya insanı ile ilgili kafamda oluşan tüm olumlu fikirlerin sebebi buymuş. Yaşam kalitelerinin yüksek olması, sorunsuz bir topluluk olmaları birbirlerine duydukları saygı ve sevgisin kökü Sisu'dan geliyormuş. Asıl keramet Sisu'ymuş meğer...
Hiçbir şey yapmadan yalnızca gününüzün bir saatini kendinize ayırın ve bu süre içerisinde hiçbir şey yapmayın. Aklınıza gelen her fikirle sahip olduğunuz düşüncelerle yüzleşin. Yalnıca yüzleşin ve kendinizi dinleyin.
Hayatın yoğunluğundan, kalabalık ve boğucu alanlardan arının. Doğa yürüyüşü yapın. Havayı koklayın, gök içinize dolsun. Derin nefesler alın ve nefesinizi dinleyin.
Bu felsefeyi yaşayabilmenin önemli kurallarından biri hareket ve plan. Yaptığınız planları ötelemeyin mutlaka onları gerçekleştirin. Yarına ertelemek aslında kendini kandırmaktır ve unutmayın sisu cesurları ve inananları sever.
Sisu tarzı ile iletişim kurmak istiyorsanız doğru,saygılı ve dürüst olmanız gerekir. Bu nedenle iyi bir dinleyici olup, konuşan kişiye hoş olmasa bile gerçeği söylemelisiniz.
Kendine ve başkalarına saygı, Finlandiya halkı için esastır. Herkes birbiri için kaygılanır ve herkes birbirinin hakkını gözetir çünkü onların 'ancak birlikte olursak güçlü oluruz' fikrine inançları büyüktür. İşte bu yüzden saygı duymak ve birbirimize özen göstermek bize daha iyi bir yaşam kalitesi verir. Bunu hatırlayın...
Günlük yaşantılarımızda belirli sebeplerden doğan stresimiz hayatımızın büyük bir bölümünü olumsuz etkiliyor. Öyle ki stres bütün hastalıklarımızın kaynağı aslında. Stres elle tutulmayan gözle görülmeyen kendimize yaptığımız en büyük haksızlık. Sisu felsefesinde strese yer yok. Eğer bu felsefeyi yaşamak istiyorsanız stresi hayatınızdan çıkarmak en azından kontrolleri elinize almak durumundasınız.
Zaman zaman içinden çıkamadığımızı düşündüğümüz durumlar yaşarız ama hangi problem beraberinde sonucu getirmez ki? Yaşadığımız tüm zorlukları kabul edip onlarla yüzleşmeliyiz. Hatalarımızda dost yanlışlarımızla arkadaş olmalıyız mesela. Her defasında karşımıza çıktıklarında onları birer düşman gibi değil bizden bir parça gibi kabul etmeliyiz. İçimizdeki gücü kendimize inanarak yaşatabiliriz ve ancak kendimize inanırsak gökyüzüne bir yıldız, yeryüzüne bir iz bırakabiliriz.