Horlama ve uyku apnesi tedavisinde ilk adım, bu problemin önemli bir hastalık olduğunu kabul etmektir. Çünkü kişi, uyku sırasında yaşadıklarını fark etmediği ve kendi horlamasından rahatsızlık duymadığı için doktora başvurmaya gerek görmeyebilir. Hekim desteğine ihtiyaç duyan hastalar ise, büyük çoğunlukla eşleri ya da arkadaşları tarafından tedaviye yönlendirilen kişilerden oluşuyor.
Yetişkin bireylerin ortalama yüzde 30’u uyku sırasında horlama sorunu yaşabiliyor. Ancak her horlamanın, uyku apnesini işaret ettiği söylenemez. Horlama eşliğindeki uykularda nefes durmaları yaşanıyor ve kişi 10 saniyeyi aşkın bir süre soluksuz kalıyorsa, uyku apnesinden şüphelenilebilir.Büyük dikkat gerektiren uyku-apne sendromu, uyuma düzenini bozması nedeniyle kalp büyümesi, yüksek tansiyon ve erken demans hastalıklarına zemin hazırlayabiliyor.
Uykuda geniz, küçük dil ve yumuşak damağın oluşturduğu dokular, nefes alıp verme sırasında gevşeyebiliyor veya üst üste binebiliyor. Bu durum da dokuların, titreşim yaşamasına, titreşimin de horlamaya dönüşmesine neden olabiliyor. Ayrıca, geniz etleri horlamayı, bir sonraki aşamada da uyku apnesini tetikleyebiliyor.Uyku-apne sendromunun tedavisinde ise, bugüne kadar cerrahi operasyonlara başvurulmaktaydı. Fakat tamamen güvenli ve ağrısız bir yöntem olan lazer uygulaması artık çok daha popüler durumda. Sarkık küçük dil ve yumuşak damak gibi durumlarda kas dokusu lazer tekniği ile büzüştürülebiliyor. Böylece horlama ve uyku apnesi problemlerinden kurtulmak mümkün olabiliyor.Çalışmalar şimdiye dek hayvanlar üzerinde denenirken, günümüzde ise insanların tedavisinde kullanılıyor. Bu lazer tedavisi sayesinde ise yüzde 60 oranında bir iyileşme sağlanabiliyor. Ancak lazerin, hamilelerde uygulanması önerilmiyor.
Lazer uygulamasına geçilmeden önce geniz bölgesi, anestezik bir sprey ile uyuşturuluyor. Ardından sorun olduğu düşünülen küçük dil, damak veya çevre dokulara lazer uygulanıyor. 10 ila 15 dakika arasında süren işlem sırasında, herhangi bir ağrı ya da rahatsızlık hissedilmiyor.Horlama veya apne sorununda en erken 2 gün, en geç 1 ay içerisinde büyük oranda azalma görülüyor. Kişi sağlıklı bir uyku düzenine kavuşuyor. Çok az sayıda hasta grubunda ise 2. ve 3. seanslara gerek duyulabiliyor.