S.O.: Feng Shui evrensel Qi enerjisinin çalışılmasıdır. Qi aldığımız havadır, hayatın nefesi, düşüncelerimiz ve enerjidir. Qi hareketlidir; akar, yükselir, alçalır, camdan geçer, duvardan sızar, yürürken önümüzde taşırız. Kaynaktan yeryüzüne hayatın devamlılığı için sürekli Qi enerjisi akar, bu enerji evin merkezine hem yerden hem de gökyüzünden gelir ve dağılır. Evin merkezi onun kalbidir. Ne tip Qi aldığı merkezden anlaşılır. Aynı zamanda camlardan ve ana kapıdan içeri girer.
Hızlı rüzgar sha qi (negatif enerji), hafif rüzgar sheng qi'dir (pozitif enerji). Çirkin binalar sha qi (negatif enerji), güzel binalar sheng qi'dir (pozitif enerji). Negatif düşünceler sha qi (negatif enerji), pozitif düşünceler sheng qi'dir (pozitif enerji).
Feng Shui ile Qi enerjisini inceleyebiliyoruz. Dokuz çeşit yıldızımız var. Hepsi canlıdır, onları yaşayan varlıklar olarak nitelendiriyoruz ve ona göre davranıyoruz. Biz insanlar gibi sevdikleri ve sevmedikleri, onları sinirlendiren şeyler var. Feng Shui'de kuvvetlendirmemiz gereken elementleri yıldızların elementlerinden faydalanarak kuvvetlendiriyoruz. Bunun için kuvvetlendiren, zayıflatan ya da kontrol eden element döngüsünü kullanıyoruz.
Evinizin Feng Shui analizi tüm bu enerjilerin hayatınızın gidişatını nasıl etkilediğini gösterir. Evdeki yıldızlarda uzun zaman geçirdiğiniz mekanda hastalık yıldızları varsa hastalanır; trafik kazası yıldızları varsa trafik kazası geçirir; para, iş geliştirici yıldızlar varsa para kazanırsınız. Olumsuz olan yıldızlar onları rahatlatan tedaviler getirilince yumuşarlar. Tıpkı birer canlı varlık gibi sizi etkilerler. Feng Shui bu enerjilerden sizin en olumlu şekilde faydalanmanızı ve hayatınıza denge, sağlık ve iyilik getirmenizi sağlar.
S.O.: Feng Shui'yi bir iş olarak sahiplenip benimsemem için öncelikle benim ikna olmam gerekiyordu ve bunun tek yolu da vakaları inceleyerek öğrendiklerimin gerçek hayatta sonuç verip vermediğini görmekti. Her yeni vaka, her yeni yıldız haritası ve yıldız haritasının yaşananları olduğu gibi saflığıyla aktarması bu işe hayranlığımı arttırdı ve ikna olup dört elle sarılmamı sağladı. Burada danışanlarımın teker teker yaşadıklarını anlatmam doğru olmaz, konular sadece ben ve danışanlarım arasında gizlidir ancak şunu söyleyebilirim; evin yıldız haritası hayatta başınıza gelen olayların kısa bir özeti. Evi siz yapıyorsunuz ve ev sizi yapıyor; yaşadıklarınızı belirliyor.
S.O.: Bunun için binanın planı, oturuş ve bakış yönünün belirlenmesi, pusula okumasıyla kaç dereceye baktığının bulunması, inşaatın bittiği tarih ve yaşayanların doğum tarihi bilgisi gerekiyor. Hiçbir evin haritası bir diğerine benzemiyor; nasıl kişilerin doğum haritaları farklıysa evlerin de enerji dağılım haritaları farklı çıkıyor. Analizden sonra yapılacaklar detaylı belirlenebiliyor.
S.O.: Su şelalesi, su ve bereket enerjisi getirir. Bitkiler, ağaç, şifalı taşlar, toprak, mumlar ateş, metalik objeler metal… Mekan hangisini görmek istiyorsa ve size bireysel olarak hangisi iyi geliyorsa onu kullanıyoruz. Evi tanımadan genel önerilerde bulunmak sahte şifacılık sayılabilir. Evinizde ters bir enerji varsa bunu siz hissedersiniz, yaşadığınız deneyimler bunu gösterir. Enerji haritasındaki rakamlar bu deneyimi kısaca anlatır. Evinizde deneme yanılma yoluyla kendiniz değişiklik yapmayı deneyebilirsiniz.
Doğal malzemeler nefes alır ve iyi hissettirir. Su harika bir bolluk-bereket kanalıdır. Bitkiler eve oksijen getirir. Mumlar tartışma ve argümanları azaltır. Müzik hem mekanın hem sizin ruhunuza iyi gelir. Hissiyatınız doğrultusunda objeleri ve eşyaları farklı köşelere yerleştirebilirsiniz. En çok oturmak isteyeceğiniz yer genelde en iyi enerjinin olduğu yerdir. Bunu hissedebilirsiniz.
S.O.: Renklerin tümü bir amaç için yaratılmıştır. Hepsi farklı enerjileri temsil eder. Hiç fark ettiniz mi gökkuşağının renkleriyle çakralarımızın renkleri aynıdır. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor. Her çakra farklı türde enerji alır ve durumu hayatımızın o alanındaki dengemizi gösterir. Eksik renk alındığında bu bizi canlandırabilir ya da sessizleştirebilir, heyecanlandırabilir ya da sakinleştirebilir, sıcak ya da soğuk hissettirebilir, kızdırabilir ya da zevk verebilir, spiritüel olarak bizi yukarı taşıyabilir, en önemlisi de duygularımızı dengeleyebilir ve hayatımızı dönüştürebilir.
Eğer bir renge doğru çekiliyorsanız bu yaşamınızda eksikliğini hissettiğiniz ihtiyacınız olan enerji olabilir, yaşam koşulları veya kimliğinizle ilgili olabilir veya daha yüksek ihtimalle bilinç düzeyinde çok farkında olmadığımız bilinçaltında en derin istek ve düşünce süreçlerinizi gösterebilir. Form nasıl beynin sol kısmıyla bağlantılıysa (mantık ve sağduyu), renkler beynin sağ kısmıyla bağlantılıdır (duygular, içgüdü ve yaratıcılık). Renkler bilinçli seviyede, yüzeyde bilmediğimiz farkında olmadığımız özelliklerimizi gösterir. Mekanda renkler belirli bir elementi getirmeye yardımcı olur. Denge ve harmoni içinde yaşamak için mekanımızın enerjisine ve rengine özen göstermelisiniz.
S.O.: Pantone her sene sekiz tane güzel renk çıkarıyor, içlerinde sıcak ve soğuk tonların yanında natürel renklerde olanlar da var. Her sene trend renkler buna göre belirleniyor. Biz bu renklerden seçerken mutlaka enerjiyle uyumlu olan, en faydalı, mekanın kullanım amacına uygun renklerin kullanımını öneriyoruz. Her evde ve her odada enerji farklılık gösterdiği için seçtiğimiz renk de değişiyor, eve özel, kişiye özel... Elementsel olarak ateş için kırmızı, mor, pembe, turuncu ve sarı; metal için beyaz ve gold; ağaç için açık yeşil ve açık mavi; su için koyu mavi, koyu yeşil ve siyah; toprak için krem ve bej. Çift elementlilerden ateş ve metal için lila; toprak ve ateş için sıcak krem; su ve ağaç için mavi renk seçiyoruz. Ming guasına göre çocuğunuzun odası için renk seçmek isterseniz 'Doğum tarihine göre çocuğunuzun odası ne renk olmalı'' makalemi okuyabilirsiniz.
S.O.: Bir mekanla nasıl anlaştığınızı ming guanız belirler. Ming gua sizin için koruyucu ruh gibidir. Ming guanızı sinemoktay.com “ming gua hesaplama”dan bulabilirsiniz. Bununla beraber beş duyunuzu kullanarak bilinçaltınızı yormayan çalışmayı kolaylaştıran ortamlar yaratın;
1. Bitkiler ve su ofisin bereketini arttırır, mekana doğayı getirir, havayı temizler ve stres seviyesini azaltırlar. Bitkilerden ve su şelalelerinden faydalanın. Japon Kozaburo Takenaka bitkilerin sadece havayı temizlemekle kalmayıp insan zihnin sakinleştirdiğini keşfederek hastane ve kamu binalarında ''ekoloji bahçeleri'' fikrini geliştirdi. Kan basıncını düşürerek stresi azaltmak isteyen herkes iç mekan bitkilerini kullanılmalı.
2. Esansiyel yağlar konsantre doğal kokularıyla modunuzu hızla yükseltir;
-Ağaç kokuları sedir, palo santo, buhur, topraklanmanızı sağlar.
-Biberiye canlandırır.
-Tütsü konsantre olup meditasyon yapmak için iyidir.
-Kehribar ve vanilya samimi bir ortam yaratır.
-Baharatlar ve meyveler mutfakta güzel kokular yayar.
-Banyoda taze olan her şey iyi gider, narenciye kokuları garantidir.
-Yağlar yerine kokuları veren bitkileri evde yetiştirebilirsiniz; philadelphus, yasemin, hanımeli, gül, okaliptus, lavanta, biberiye, nane, sümbül.
3. Tüm araştırmalar dağınıklığı toplamanın stres seviyesini düşürerek mekansal huzuru en hızlı getiren öğe olduğunu gösteriyor. Ayağa kalkıp elinizi eşyaların üzerinde gezdirin. Enerjisi nasıl? Eliniz aşağıya iniyorsa ve ağırlık oluyorsa negatif, eliniz havaya kalkıyorsa bu hafifliktir ve pozitiftir. Ağır olan eşyadan kurtulun, evi, ofisi hafifletebildiğiniz kadar hafifletin.
4. En gergin olduğumuz ve acil iş yetiştirmemiz gereken anlarda bilgisayarımız takılır çünkü beynimizden yayılan negatif radyo frekansı algılar. Bilgisayarlara olumlama yüklemek çözüm olabilir. Açtığımız an ilk gördüğümüz söz ''Günaydın, bugün nasılsın? Sevildiğim zaman iyi çalışırım. Seni seviyorum.'' olabilir. Duvara da; ''Bu iş yerinde herkes birbirine saygılıdır, bu iş yeri herkes için en ideal çalışma ortamıdır'' gibi yazılar asabilirsiniz.
5. Masanızı organize ederken soldan sağa yapılacak projeler olarak düzenlerseniz bu size zaman kazandırır. Masanızın sağını çoğunlukla boş bırakın ve sol tarafa yeni gelen evrakları koyun.
6. Müzik kadar hızlı frekans yükselten bir şey yoktur herhalde; her müziğin sizi nasıl etkilediğine dikkat edin, özellikle klasik müziğin iyi gelmediği hiçbir canlı tanımıyorum. Bildiğimiz ama unuttuğumuz bu tüyoları hatırlamak size iyi gelecektir.
2001 yılında iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul’da beş sene boyunca hatırı sayılır mimarlarla beraber 200’ün üzerinde bireysel ve kurumsal projeyi hayata geçiren Sinem Oktay, 2006 yılında kendi mimarlık ofisini kurdu. Kendi tarzını birikimleriyle harmanlayıp birçok başarılı konut ve ofis projelerine imza attı. Bu projeler sırasında tasarımın sadece şekilsellik değil bir ruhla bütünleşmesi gerektiğini ve hep bir şeyin eksik kaldığını hissetti. Bu dönemde aradığı soruların cevabını Feng Shui’de buldu. Daha sonra Feng Shui’yi tasarımın kalbine yerleştirmeyi amaç edinen Sinem Oktay dünyaca ünlü Feng Shui master’ı Joseph Yu’nun sahip olduğu Feng Shui Researh Center’da eğitimini tamamladı. 100’ün üzerinde ülkede danışmanı olan Feng Shui Research Center Akademisi’nin Türkiye’deki ilk ve tek kıdemli Feng Shui danışmanı ve uygulayıcısı ünvanına sahip oldu.