“Ergenlik dönemi, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş yaptığı ve vücudun birçok fizyolojik ve psikolojik değişim yaşadığı bir dönemdir. Dolayısıyla bu dönemde yapılacak aşılamalar hem çocuk hem de toplum sağlığı için büyük önem taşır” diye konuşan Doç. Dr. Kara, ergenlik dönemi aşılamalarının önemini şöyle özetledi: “Öncelikle bu dönemde bağışıklık sistemi hala gelişim aşamasında olduğu için yapılan aşılar, vücudu ciddi ve potansiyel hastalıklara karşı korur. Bunların başında da difteri, tetanoz, boğmaca (pertussis), menenjit, insan papilloma virüsü (HPV), hepatit B ve grip gibi bulaşıcı hastalıklar yer alır. Özellikle ergenlik döneminde yapılmasını önerdiğimiz HPV aşısı, rahim ağzı kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine karşı koruma sağlaması açısından ayrıca önem taşır. Aşıyla birlikte sadece çocukluk döneminde değil, kişilerin ileriki yaşlarda sağlık sorunlarının önlenmesine de yardımcı olunabilir ki bunun en güzel örneği hepatit B aşısının karaciğer kanseri riskini azaltmasıdır.” Aşılanmanın bireysel sağlığı korumasının yanında toplum sağlığının korunmasında da son derece elzem olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kara: “Ergenlerin aşılanması, toplumun genel sağlığını da korur. Toplumsal bağışıklık, aşılanmış bireylerin, aşılanmamış veya bağışıklığı zayıf olan bireyleri koruma altına alması anlamına gelir ki bu da hastalıkların yayılmasını önler” dedi.
“Bununla birlikte, tarih boyunca aşılar kendi başarılarının kurbanı olmuşlardır” diyen Doç. Dr. Kara, “Aşı kararsızlığı/ karşıtlığının aşı uygulamasında aksaklıklara yol açması, unutulan pek çok enfeksiyon hastalığının maalesef yeniden ortaya çıkmasına sebep olmaktadır” dedi. Son dönemlerde bunun etkisinin en çok, kızamık, boğmaca gibi hastalıkların yeniden artması ile kendini gösterdiğini hatırlatan Doç. Dr. Kara, “Aşılar, tıpkı bir kişinin enfeksiyon kapması durumunda olduğu gibi, bağışıklık sistemini antikor üretmesi için uyararak çalışır. Ancak bakteri ve virüslerden farklı olarak aşılar aslında insanları hasta etmez” diye konuştu.