25.03.2020 - 12:06 | Son Güncellenme:
Corona virüsten korunmak şöyle dursun, akıl sağlığımızı korumakta oldukça zorlandığımız günlerdeyiz. Her gün artan ölümler ve vakalar, WhatsApp gruplarından yayılan ürkütücü ses kayıtları ve görseller, Twitter başta olmak üzere sosyal medya hesaplarında maruz kaldığımız negatif ve nefret dolu söylemler… Bütün bunların içinde hala geleceğe umutla bakmayı nasıl başarabiliriz? Yaşam Koçu ve Yoga Eğitmeni Sevil Eskicioğlu Özkal yanıtladı.
Zihnimiz hep bir anlam bulmaya çalışır. Şu anda da alışıldık bir durumun dışına çıkıldığı için, kendince benzer bir şey bulmak istiyor, bulamadıkça geçmişteki benzer hisler (belirsizlik, kaos, travma, kriz, yasaklar...) ile bağlantı kuruyor. Ve bu da anksiyetimizi arttırıyor. Stres seviyemizin yükseldiğini fark ettiğimizde, bilinçli yavaş ve derin nefes alalım, sonra bırakalım. Bunu 5 defa yapalım. Çünkü stresli olduğumuzda istemsizce hızlı kısa kısa nefesler alırız, bunu fark edip uzun yavaş ve derin nefeslerle kestiğimizde stres seviyemiz azalmaya başlar. Odağımızı bedenimize indirelim. "Şu ana" dönelim. Endişe, geçmiş bilgilerle hesaplar yapıp gelecekle ilgili negatif senaryolar üretme halidir. İlk yapmamız gereken, "şu ana" ve bedenimize geri gelmek.
Zihnimize ve bedenimize, rahatlamasına yardımcı olacak pozitif konuşmalar yapmamız çok önemli. Tıpkı küçük bir çocuğa güvende hissetmesi için konuşmak gibi, kendimize "Korunuyorsun", "Güvendesin", "Evren yanında" diye tekrarlayabiliriz. Louise Hay'in "Her şey yolunda" olumlama cümlesi de sıklıkla kendimize söyleyebileceğimiz ve akılda kalıcı mantralardan biridir. Kendimize söylediğimiz ve zihnimizde dönecek böyle bir mantra, bizi aynı zamanda dışarıdaki negatif söylemlerden de korumuş oluyor. Ama, "Nasıl olsa kendime güzel şeyler söylüyorum" diye düşünüp bütün negatifliklerin içine de dalmamalıyız. Kendimizi duygusal olarak da korumaya alalım. Başkalarının negatifliğinin bizi de sürüklemesine izin vermeyelim. Biz ışık olursak, onlara da ışıklarını hatırlatabiliriz.
Bunu fark etmenin en güzel yolu hislerimizi takip etmek. Hislerimiz negatif ise (kızgın, stresli, endişeli, üzgün, panik...) evrene de negatif enerji gönderiyoruz diye düşünebiliriz. Örneğin, maalesef sürekli söylediğimiz "karantina" kelimesi gibi. Her bir kelimemiz o kadar kuvvetli ki! Çünkü o kelimelerin bize çağrıştırdığı görüntüler, hisler var. Yani farkında olmadan kendimizi o enerjilere yönlendirmiş oluyoruz.
Mindfulness yani bilinçli farkındalık dediğimiz şey, kendimizi durdurup "Bir dakika, ben niye şu anda böyle hissediyorum; aklımdan ne geçiyordu az önce?" diye sorma gücümüz. Bu kullandığımız kelimeleri ve cümleleri yakaladığımızda ise onları bizi rahatlatacak, daha pozitif beklentiye geçmemizi sağlayacak şekilde dönüştürmeliyiz. Mesela, normalde bir çok kişi "evden çalışma" isterdi eskiden öyle değil mi? Biraz işin bu taraflarına odaklanarak, şu anda "evden çalışmayı deneyimlediğimiz bir dönemdeyiz" diye düşünebiliriz. Ya da, "Çok şükür ne güzel internet ve bir çok altyapı sayesinde herkesle nasıl da iletişim halindeyiz" diye düşünebiliriz. Böylece en temel ihtiyaçlarımızdan olan birileriyle iletişimde olma halinden ayrı kalmışız enerjisini de yaymamış oluruz.
Louise Hay'in "All is well / Herşey yolunda" cümlesi benim sürekli dilimdeki cümlelerden. "Çok güzel şeyler bizi bekliyor", "Evren benim yanımda" ,"Güvendeyim, güvendeyiz", "Bedenim sağlıklı olmak üzerine programlı" , "Destekleniyorum" cümleleri şu andaki ruh halimizi destekleyecek cümlelerden bazıları. Şunu hep hatırlayalım; yaşadığımız her negatif deneyim benzer güçte pozitif bir deneyimi bizler için Evrende hazırlar. Problem oluştuğu anda çözümü oluşmuştur. En güzel yapacağımız şey, pozitif beklentimiz ile bu enerji ile hizalanmak için kendimizi yönlendirmek. Sabah uyandığımızda ve akşam yatmadan önce mutlaka bize kendimizi iyi hissettiren mantraları tekrarlayalım. Ve asla yalnız olmadığımızı unutmayalım. Bu işte hep beraberiz ve destekleniyoruz.