14.05.2020 - 10:34 | Son Güncellenme:
Gerçek şu ki, dezenfaktan ürünlerini kullanmak şüphesiz COVID-19'un yayılmasını durdurmaya yardımcı olsa da, cildinizin mikrobiyomunu bozarak zamanla vücudunuza zarar verebilir. Buna karşılık, bu sizi potansiyel olarak enfeksiyona daha duyarlı hale getirebilir.
Mikrobiyom aslında cilt bariyerinde yaşayan bir organizma topluluğudur.
Cildinizi sağlıklı tutmak için mükemmel bir dengede yaşayan çeşitli bakteri, mantar, akar ve virüs formlarından oluşur.
Şöyle düşünün: Vücudunuza giren farklı patojenler söz konusu olduğunda, cildiniz vücudunuzun ilk savunma hattıdır.
Cilde temas eden dezenfektan ürünlerinin yoğun kullanımı, cilt üzerinde yaşayan organizmaların çoğunu yok ederek mikrobiyomu dengesiz bırakır. Bu cilt tahrişine, mikro sıyrıklara ve cilt tahrişlerine yol açabilir.
Eğer cilt mikrobiyomu dengede ise, cildiniz optimum seviyelerde çalışabilir. Yani, cilt mikrobiyomundaki bakteri ve mantarlar, enerjilerini, patojenlerin büyümesini önleyerek cilt sağlığını korumaya yardımcı olan antimikrobiyal peptitler üretmek için kullanabilirler.
Bu iyi mikroplar, cilt hücrelerini virüsleri yok eden antimikrobiyal peptitler üretmeleri için uyarabilir.
Mikrobiyom dengesiz ise bu iyi mikroplar bizi patojenlerden çok iyi koruyamaz. Hepsinden önemlisi, sağlıksız bir cilt bariyerine sahip olmak virüslerin vücuda girmesini kolaylaştırıyor.
Cilt mikrobiyomu dengede değilse, cilt mikrobiyomu viral enfeksiyonlara karşı direncimizi azaltabilecek staphylococcus aureus, cutibacterium acnes veya psödomonas gibi daha fazla sayıda patojen içerebilir.
Dengesiz bir mikrobiyomda saklanan patojenler, bir virüs ilk enfeksiyona neden olduktan sonra ikincil enfeksiyonlara da neden olabilir. Bu da daha uzun iyileşme veya daha fazla komplikasyona yol açar.
Ciltte herhangi bir kuruluk, hassasiyet veya kopukluk fark ederseniz, mikrobiyomunuzun dengesi büyük ihtimalle bozulmuştur.
Tehlikeli bir bariyer aynı zamanda cilt nemlenmesinde bir kayba yol açar ve iltihaplanmaya neden olabilir.