Tiroid hastalıklarının iyot eksikliğine, ailevi eğilime ve günlük yaşam koşullarından kaynaklanan kişisel özelliklere bağlı ortaya çıkabileceğini söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Sarper Işıksel, “İyotlu tuz kullanımı tiroid dokusunun ihtiyaçları için düşünülmüş olup Sağlık Bakanlığı tarafından da iyotlu tuz üretimi ve kullanılması özendirilmiş, yasalarla desteklenmiştir. Herkes iyotlu tuzun faydalı olduğunu bilir ama faydasının ne olduğunu bilmez. Özellikle çocukluk döneminde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalı. Tiroid dokusunun hastalıkları demek olan guatr iki grupta incelenir. Birinci grupta iyot eksikliği sonucu ortaya çıkan endemik guatr vardır. Ülkemizde Karadeniz Bölgesi, Uşak, Ödemiş gibi bölgelerde bazen bütün bir köy ahalisinde görülebilen bu tür guatr vardır. Buralarda toprakta ve sudaki iyot miktarları çok düşüktür ve bu da guatr hastalığına sebep olur. İkinci grupta sporadik yani nonendemik guatr vardır. Bu tip guatrlarda iyot eksikliği söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
Guatr hastalığının hormon düzeyine göre üç grupta incelendiğini bildiren Işıksel şunları söyledi: "Tiroid dokusu esas olarak triiodotironin ve tiroksin isimli iki hormon salgılar. Bunlar T3 ve T4 olarak da bilinirler. İşte guatr bu hormon düzeylerine göre üç grupta incelenirler. Birinci grupta normal seviyede T3 ve T4 salgılanan guatrlar bulunur. Normal seviyede hormon salgılayan guatrlar, adı üstünde hastalarda boyunda şişlik dışında hiçbir şikayete sebep olmaz.
İkinci grupta fazla hormon salgılayan, yani fazla T3 ve T4 üreten guatrlar bulunur. Bunlara 'hipertiroidi' denir. Halk arasında 'zehirli guatr' olarak bilinir. Ancak tabii ki bu guatr zehirli değildir, sadece yakıştırma bir isimdir. Kanser ile de ilgisi yoktur. Zehirli denmesinin sebebi hastalarda çarpıntı, kilo kaybı,sinirlilik, gözlerde fırlama, ellerde titreme, adet düzensizliği gibi çok çarpıcı hastayı çok rahatsız eden şikayetler vermesidir. Hipertiroidi tedavisi ilaçla ve ameliyatladır. Hastalar ameliyattan önce hormon seviyelerinin normale indirilmesi için uzun süreli bir ilaç tedavisine ihtiyaç duyabilirler.
Üçüncü grupta az hormon salgılayan guatrlar bulunur. Az hormon salgılayan guatrlara 'hipotiroidi' denir. Bu hastalarda tiroid hormonları T3 ve T4 seviyeleri düşük bulunur."
Tiroid dokusundan az hormon salgılanan erişkinlerde yorgunluk, halsizlik, kabızlık, yaz günü bile üşüme, çalışma isteğinin kaybolması, saç dökülmesi, tırnak kırılması, cilt kuruluğu olduğunu kaydeden Dr. Sarper Işıksel, "İştah çok azalmıştır ama kilo artışı vardır. Bu kilo artışı vücuttaki su birikmesine bağlıdır. Ses kalınlaşır, ilerleyici bir sağırlık gelişebilir. Hipotiroidinin tedavisi tamamen ilaçlardır. Eksik olan tiroid hormonu ilaç halinde hastaya verilince hasta hızla düzelir ve tamamen normale döner. Bebeklerde ve çocukluk yaşlarında ortaya çıkan hipotiroidi büyüme ve gelişme geriliğine ve hatta zekâ geriliğine yol açar, sağırlık ve dilsizlik olabilir.
Tedavide geç kalınırsa bebek ve çocuklar düzelmez, hastalık kalıcı olur. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'nın kontrolü altında tüm hastanelerde yeni doğan bebeklere hipotiroidi yönünden zorunlu kan tetkiki yapılıyor” şeklinde açıklamada bulundu.
Tek başına guatr demenin çok fazla anlam taşımayacağını ifade eden Dr. Sarper Işıksel şu konulara dikkat çekti: "Birçok kez dile getirdiğimiz gibi onlarca çeşit guatr vardır. Hepsinin özellikleri, teşhis yöntemleri ve tedavileri farklı. Bazıları ilaçla ve ameliyatla tedavi edilir bazıları da radyoaktif maddelerle. Onun için guatr denince hangi tür olduğu mutlaka bilinmeli, bilinmiyorsa araştırılmalı. Aynı şekilde, tiroid kanseri demek de çok anlam ifade etmez. Çünkü tiroid kanserinin de birçok türü var ve hepsinin tedavisinde farklı yöntemler uygulanır. Ancak tüm kanserlerde olduğu gibi tiroid kanserinde de ilk tedavi seçeneği ameliyattır.
Ameliyat, kanserde altın standarttır. Günümüzde tiroid ameliyatlarında standart eğilim tüm tiroid dokusunun alınması ve ömür boyu tiroid hormonu kullanılması şeklindedir. Tiroid kanserleri uzun yıllar guatr zannedilirler ve ancak ayrıntılı tetkiklerle veya ameliyatla teşhis edilirler. Bu yüzden guatrı olan herkes kanser riski altındadır ve mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır.”