10.10.2019 - 11:02 | Son Güncellenme:
Bel ağrısı, toplumda çok yaygın olarak görülen bir sağlık problemi ve ağrıların büyük çoğunluğu mekanik kaynaklı. Mekanik bel ağrısı, omurgayı oluşturan yapıların aşırı kullanılması, zorlanması veya deforme olması sonucu gelişen bir durumdur. Ağrı; bel fıtığı, kireçlemeler, kas tutulması ve kanal darlığı gibi nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Sigara içenlerde, uzun yol şoförlerinde, vibrasyonlu aletlerle çalışanlarda, ağır yük kaldıranlarda, uzun süre ayakta çalışanlarda ve stresli kişilerde görülme riski daha fazladır. Gençlerde daha çok bel fıtığı yaşlılarda ise ‘spondiloz’ denilen omurgaların kireçlenmesine bağlı şikayetlerden söz edilir. Kanal darlığında ise bacaklarda uyuşma ağrı ve özellikle yürüme mesafesinde azalma meydana gelir. Hastalar günlük iş ve gücünden geri kalacak kadar ortaya çıkan dayanılmaz ağrılarla hekimlere başvurur.
Bel ağrılarının önemli nedenlerinden biri de 'ankilozan spondilit' olarak bilinen romatizmal hastalıklardır. Ankilozan spondilit, genellikle genç erkeklerde daha sık görülen önemli bir sağlık sorunudur. Hastaların yüzde 80’ninde ilk şikayetler 30 yaşından önce başlar. Hastalığın ‘HLA B27’ geniyle ilişkili olduğu belirlenmiştir.
Bel fıtığından farklı olarak bu hastalıkta ağrı istirahatle geçmez ve aksine artış gösterir. Ankilozan spondilit hastalığında belde belirgin bir ağrı olmasa bile, ‘entezopati’ denilen gezici kalça ağrısı ve topuklarda ağrı, ‘artrit’ denilen diz ve ayak bileklerinde şişme ortaya çıkar. Sabahları uyandıktan sonra belde 1 saatten fazla süren tutulma varsa hastanın bir uzman yardımı alması ve ağrı kaynağının bulunmasına yönelik tedavi yaklaşımı önerilir.
1)Ankilozan spondilit, genellikle ilk olarak leğen kemiği eklemlerinin tutulumu ile başlar.
2)3 aydan daha uzun süren inflamatuar bel ağrısı, bel ve kalça bölgesinde hissedilir ve sabaha karşı artmasıyla bilinir.
3)Ağrı, egzersiz ya da hareketle azalır ve istirahatle artar. Anti-romatizmal ilaçlar, ağrının seviyesini düşürür.
4)Bu hastalıktaki bel ağrısı, 40 yaşından önce gece ağrısı ile başlar, 3 aydan uzun sürer, sabahları ise belde bir saati aşan tutukluk ortaya çıkar. Mekanik bel ağrıları ise ani başlangıçlı fiziksel aktiviteyle artıp ve istirahatle azalır.
Ankilozan spondilit diğer romatizmal hastalıklar gibi sistemik bir hastalıktır. Hastalığın ilerleyişi zamanla omurga tutulumuna, kamburluğa (kifoz) ve omurganın her yöne hareketinin kısıtlanmasına neden olur. Zamanla göğüs kafesi eklemlerinin de etkilenmesiyle akciğer kapasitesinde azalma görülür.
Bu nedenle sigara kullanımı ankilozan spondilit hastalığında çok daha zarar verici boyuttadır. Hastalığın etkisiyle gözde üveit denilen iltihabi durum ortaya çıkabilir, kalpteki aort damarı etkilenebilir. Kemik erimesi ise sık görülen bir durumdur. Muayene sırasında omurganın kısıtlılığı, bel kalça ağrısı, gözde kızarıklık, eklemlerde şişlik ve daktilit denilen parmaklarda şişme şekil bozukluğu göze çarpar. Ancak erken dönemde bu sayılan klinik bulguların hiçbiri olmayabilir. Hasta sadece bel ve kalça ağrısı şikayeti ile hekime başvurabilir.
Ankilozan spondilit tedavisinde fizik tedavi ve rehabilitasyon çok önemli bir yer tutar. Eklem hareket açıklığı, bel ve sırt kaslarını güçlendirme, postur ve solunum egzersizleri hastaların yaşam kalitesi için gereklidir. Ağrı ve tutukluğu azaltmak için ilaç tedavisi uygulanır. Ankilozan spondilit hastalığında egzersiz, hastaların yaşam biçimi olmalı ve bu bilinç hastalara aşılanmalıdır. Yine fizik tedavi yöntemleri de (sıcak-soğuk uygulamalar, derin ısıtıcılar, aneljezik akımlar) hastaları rahatlatıcı etkiye sahiptir.