Yer değiştirmemiş bir kırıktır ya da halk arasındaki deyimiyle bir çatlaktır. İkinci tip stres kırığında ise kemiğin yapısı bozuktur. Yani burada kemik normal değildir. Basit bir travmayla bile bu kırık yada çatlak adını verdiğimiz tablo ortaya çıkar” diye konuştu.
Stres kırığının en sık ayakta görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Özkaya, “Bunun haricinde dizinde kireçlenmesi olan bir insanın kaval kemiğinde görülebilir. Leğen kemiğinde yaşla birlikte bazı kadınlarda görülebilir. Omurgada da yaşanabilir. Ama en sık görüldüğü yer ayak kemiğidir. Daha fazla tarak ve topuk kemiklerinde görülür. Hastalarımız yüzde 95'i ağrıyla bize başvururlar. Röntgen çektirdiğinizde bir şey göremezsiniz. Eğer doktor hastanın öyküsünde böyle bir hastalıktan şüpheleniyorsa kapsamlı görüntüleme yöntemleriyle bunu belirleyebilir” ifadelerini kullandı.
Aşırı spor yapanların ilk sırada olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkaya, şöyle devam etti:
“Bunu kemik metabolizması bozuk olanlar takip eder. Özellikle burada kadınlar gündeme geliyor. Osteoporoz sonrasında kadınlarda daha fazla görülebilir. Yıllardır spor yapmamış birisi ağır bir şekilde birden spor yapmaya başlarsa onlar da risk altındadır. Düzenli spor yapanlarda çok fazla görülmez ama birdenbire kemiğe yüklenenlerde daha fazla görülür. Tedavi edilmeyen stres kırığı ayakta şekil bozukluğu yapabilir. Ama öncesinde iyi bir teşhis koymak önemlidir.”
“Yüksek topuklu sivri burunlu göze hoş gelen ayakkabılardan kadınların uzak durması gerekiyor. Bu ayakkabılar ayağı hiç anatomik olmayan postürü zorlar. Tarak kemiklerinin başına alırı yük biner. Bu nedenle her ne kadar şıklığı sağlasa da bu tip ayakkabılardan uzak durmak gerekir. Erkekler içinde altı kösele ya da çok sert deriden yapılmış ayakkabılar tercih edilmemelidir. Varlığı ve yokluğu belli olmayan ayakkabılar tercih edilmeli. İnsan sınırlarını bilmeli ve spora birdenbire başlamamalıdır.”
Tedavide öncelikle aşırı yükten kurtulmak gerektiğinin altını çizen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Özkaya, “İlk önce etken olan şey aşırı yük ise bundan kurtarmak ve ayağı istirahate almak lazım. Eğer altta yatan bir metabolik bozukluk ise ona yönelik tedavi gerekir. Alçı, bileklik gibi genelde alçı dışı yöntemler kullanılır. Tamamen ayağı istirahate almak gerekir. onlarda ihmal edilirse nadir de olsa cerrahi uygulanır. Özellikle osteoporoz kaynaklı leğen kemiği kırıklarında son zamanlarda biraz daha fazla cerrahi ağırlıklı düşünmeye başlanır” değerlendirmesinde bulundu.