İdeal olanın B tipi kişilik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “Bu kişiler psikolojik esnekliğe ve dayanıklılığa sahiptir. Resilience (dayanıklılık) olarak tanımlanan bu yapı, kauçuk gibi esneyip tekrar eski haline dönebilen bir kişilik tipidir. Olaylardan ders çıkarır ve yoluna devam eder. Bu kişilik tipi, stresle başa çıkabilen ve onu avantaja çevirebilen kişilerdir” diye anlattı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ortamdaki şartların veya olayların değiştirmenin mümkün olamayacağını ancak bakış açısının değiştirilebileceğini söyleyerek, “Bu nedenle, ‘Akışı değiştiremiyorsan, bakışını değiştir’ diyoruz. Olayı ele alış tarzınızı değiştirdiğinizde, olayın kendisi aynı kalsa bile verdiğiniz tepkiler daha kontrollü ve sağlıklı olur. Asıl zarar veren akut stres değil, kronik strestir. Kronik stres uzun süre devam ettiğinde vücutta doku hasarına neden olur. Ancak kişi psikolojik dayanıklılığı öğrenir ve stres yönetimini başarabilirse, olaylarla daha iyi başa çıkabilir. Zorluklar karşısında soğukkanlı kalabilir ve krizleri yönetebilir. Bu da bir eğitim sürecidir. Kişinin kendisini eğitmesi gerekir. Yaşadığı her olayı ‘Bu bana ne öğretti?’ diyerek değerlendirmeli, kaçınmak yerine analiz etmeli ve stresini yönetmeyi öğrenmelidir. Bunu kendi kendine başarmak herkes için kolay değildir. İnsanlar strese genellikle iki farklı şekilde tepki verir. Bazıları stresi bir tehdit olarak görür ve ona karşı savaş açar. Bazı insanlar ise stresi yok sayarak ya da rasyonalize ederek kendilerini kandırırlar” diye konuştu.