Bazı küçük çocukların; arkadaşının elinden oyuncağını çektiğine, ağlatmak için vurduğuna, zor durumda bırakmak için şikâyet ettiğine hemen herkesin tanık olduğuna değinen Selin Karabulut Hızlan, “Dolayısıyla zorbalık, sosyalleşmeye başladığımızda hayatımıza giriyor. Ebeveynler uygun çocuk yetiştirme tutumları göstermediğinde bu durum ilkokul, ortaokul, lise hatta yetişkinlik dönemine de aktarılabiliyor. Bu sebeple sayılan davranışlardan biri gözlemlendiğinde ebeveyn-okul-öğretmen-psikoterapist-rehber öğretmen iş birliği ile konunun çözülmesi önemli” bilgilerini paylaştı.
Çocuğun akran zorbalığına uğradığının 11 belirtisi
Akran zorbalığını fark edebilmek ve anlayabilmek için ilk önce çocuğun okul yaşamına bakmak gerektiğini söyleyen Hızlan, “Kimlerle arkadaş, teneffüste ne yapıyor, yemeğini nerede yiyor, parasını nereye harcıyor, kimlerle mesajlaşıyor, kimlerle oynuyor, kimlerden nasıl bahsediyor, kimlerden çekiniyor veya huzursuz oluyor gibi soruların cevaplarına sahip olmak gerekiyor. Bu soruların cevaplarına hâkim olmadıkları için birçok ebeveyn ve hatta okul yönetimi, çocuğun zorbalığa maruz kaldığını maalesef bilmiyor ve anlayamıyor. Çocuklar genellikle yaşadığı zorbalığı kendiliğinden paylaşmaz bu yüzden soru işareti uyandıran ipuçlarını yakalayabilmek önemli” dedi.
Uzm. Psk. Selin Karabulut Hızlan, akran zorbalığının çocuk üzerindeki 11 belirtisini paylaştı:
1- Okula gitme motivasyonu azalabilir.
2- Kıymetli eşyalarından örnek olarak harçlığını kaybettiğini veya nerede olduğunu bilmediğini söyleyebilir.
3- Kişisel eşyaları yırtık, boyalı ya da zarar verilmiş hale gelebilir.
4- Sosyal medya gruplarından çıkmak isteyebilir.
5- Çeşitli organizasyonlara katılmak istemeyebilir.
6- Vücudunda düştüm, vurdum, bilmiyorum gibi ifadelerle açıklamaya çalıştığı çürük ve morluklar gözlemlenebilir.
7- Kendini ‘beceriksiz, aptal, farklı, yetersiz’ hissettiğini söyleyebilir.
8- Keyif aldığı şeyleri bile artık yapmak istemediğini söyleyebilir.
9- Kendine ve etrafına duyduğu güven azalabilir.
10- İçine kapanabilir.
11- Akademik başarısı düşebilir.
Zorbalık eden çocuğun da en az mağdur edilen çocuk kadar yardıma ihtiyacı olduğunu paylaşan Hızlan, “Derdini zorbalıkla ifade etmesinin elbet bir sebebi vardır. Bunda da ailesi başta olmak üzere bulunduğu evin, çevrenin, yaşadıklarının, ebeveyn zorbalığına maruz kalmış olmasının veya birçok şeyin etkisi olabilir. O yüzden akran zorbalığını sadece mağdurlar için konuşmak, durumu eksik ele almaktır ve çözüm bulamamayı beraberinde getirir” şeklinde konuştu.
Aileye duyulan güven zedelenmemeli
Çocukların başka kimse olmasa da ailesi tarafından sonsuz şekilde sevileceğini hissetmesinin olası zorbalık durumlarında alacakları yarayı hafiflettiğini anlatan Hızlan, “Çocuğun ‘Ailem beni korur, ne gerekiyorsa yapar’ düşüncesi ve güven duygusu zedelenmemeli. Yaşanan olumsuzluklar görmezden gelinmemeli, sessiz kalınmamalı. Ancak problemin çözümünde, zorbalık eden çocuk ya da ebeveynleriyle suçlayıcı tonda konuşmak işleri zorlaştırabileceği için dikkatli olunmalı. Okul yönetimine de sorumlulukları hatırlatılmalı, okul saatleri içindeki olumsuzluklardan haberdar olmaları gerektiği vurgulanmalı ve yardım istenmeli” diye konuştu.
Öz güvenli çocuk yetiştirmek adı altında çocuğun her istediğini, istediği an ve istediği şekilde yapmanın ‘zorba adayı’ yaratma ihtimalini artırdığını hatırlatan Hızlan, “Başkalarının hak ve özgürlüklerini gözeterek yetiştirilen çocuklar daha anlayışlı olur, empati yeteneği güçlenir bunun sonucunda da iletişimi zorbalık etmeden kurabilmeyi öğrenir” dedi.