06.04.2016 - 17:37 | Son Güncellenme:
Yaklaşık otuzlu yılların başında göz çevresindeki sıkılıkta bir azalma hissediyorsunuz. Ne oluyor derken yorgun olduğunuz günlerde göz altlarında hafif şişlikler ve mor daireler farkediyorsunuz. Kaz ayağı dediğimiz gülmeye bağlı mimik çizgileri beliriyor.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Otuz Beş Yaş’ şiiri farklı anlamlara bürünürken, bir yandan da aynanın karşısında ‘kaşlarım daha kalkık olsa daha mı iyi görünür’ diye düşünüyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz arkadaşlarınız botoksa çoktan başlamış, üstelik daha da ‘fresh’ görünüyorlar. Estetik cerrahlarla tanışmak daha korkutucu tekliflere maruz bırakabilir endişesiyle belki de ilk botoksunuzu bir güzellik merkezinde başka birilerine yaptırıyorsunuz. Ve bir kere yaptırınca sanki yaşlanma ile olan sulhunuz bozuluyor; artık karşı cephelerde onunla sürekli mücadeleye girmek zorunda olan bir estetik neferisiniz.
Tabii her şey bu kadar karamsar olmak zorunda değil. Yaş almak hayatın bir gerçeği. Ama belki estetik yaptırmak da öyle. Yılların sizi ne kadar etkilediği, sizin kendinize nasıl baktığınız ile çok bağlantılı. Hem genel sağlımızı, hem de estetik görünümümüzü korumak bizim elimizde. Gerekli olan şey vücudumuzu iyi tanımak, zayıf halkalarımızı tespit etmek ve bunlarla doğru bir strateji çerçevesinde mücadele etmek.
Peki estetikte zayıf halkalar neler olabilir ?
Prof.Dr.Ferit Demirkan şu uyarılarda bulunuyor:
Çok mimik kullanmak– Alnınızda, göz çevrenizde erken yaşta kırışıklıklar gelişebilir, burdaki en büyük silahınız botoks, tabii doğru uygulanması kaydıyla. Zira botoks yaptırdığı en belli olan kişiler de yine aynı kişiler.
Cildi çok açık renk olmak– Bu cilt tipi güneş ışınlarındaki ultraviyoleye karşı daha korunmasızdır. UVA cildi yaşlandırıp, kırıştırırken, UVB cildi cilt kanserlerine yol açar. Bu kişilerin kendilerini güneşten etkili şekilde korumaları, solaryuma girmemeleri gerekir.
Cildi koyu renk olmak – Bu kişiler yüzde leke oluşumuna çok yatkın olabilirler, özellikle yüzde şişmeye yol açan bir olay yaşanmışsa (kaza, ameliyat gibi) veya cildi soyucu tedaviler kullanılmışsa leke oluşumu neredeyse kaçınılmazdır. Bu gibi durumlarda hem UVA hem de UVB filtreli güneş koruyucuları uzun süre kullanmak gerekir.
Yüzde yumuşak dokuları eriyerek yaşlanmak– Genelde kuzey Avrupa ırklarında görülen bu duruma Türkiye’de de rastlamak mümkün. Şakaklarda çökme, üst göz kapağı bölgesinde ve elmacık kemiklerinin altında çukurlaşma, ağız çevresi ve dudaklarda incelip pörsüme şeklinde ilerleyen bu genetik yaşlanma modelinde kilo değişimlerinden kaçınmak gerekir. Erime bulguları başlayınca da dolgularla vakit kaybetmek yerine tercihan kök hücre destekli yağ enjeksiyonları daha faydalı olabilir.
Çenesi geride olmak – Bu kişilerde gıdık problemleri çok daha erken görünür hale gelebilir. Zira çene altındaki mesafe kısadır. Kiloya dikkat edilmezse gıdıkta bir toplanma erken yaşta ortaya çıkabilir. Bu kişilerde lazer liposuction ile yağlanmayı düzeltmek, dişlerde kapanma bozukluğu yoksa çene ucunu implantlarla öne almak kalıcı bir çözüm sağlayabilir.
Ailede saçı dökülen erkekler olması – Erkeklerde görülen saç dökülmesinde genetik geçiş önemli bir rol oynamaktadır. Ailede saçı dökülen baba, dayı veya dedeler olan erkek bireylerde benzeri bir risk mevcuttur. Bu kişlerde saç dökülmesi başlarsa erken dönemde finasteride kullanarak saçı döken hormonların seviyesini azaltmak mümkün olabilir. Saç ekilmesi durumunda da tepede kalan saçları korumak için benzer bir tedavi yapılabilir.
Kilo almaya meyilli olmak– Ergenlik çağına kadar vücuttaki yağ hücreleri çoğalmaya devam etmekte, ama sonrasında sabit sayıda kalmaktadırlar. Obez çocuklarla normal çocuklar arasında yapılan karşılaştırmalarda toplam yağ hücre sayısının obezlerde hayat boyu daha yüksek kaldığı tespit edilmiştir. Daha ilginç olarak yetişkin hayatta liposuction yapılıp hücrelerin sayısı azaltılsa bile obez bireyler kök hücrelerin yardımı ile kısa zamanda eski sayıya ulaşmaktadırlar. Dolayısı ile çocukluk çağında obeziteden korunmak sağlık olduğu kadar estetik açıdan da önemlidir.
Vücut tipi– İdeal olanı yağlanmanın dengeli bir şekilde dağıldığı vücut tipine sahip olmaktır. Ama eğer elma tipi iseniz bütün kilolar karın ve göğüslerinize, armut tipi iseniz kalçalarınıza gider, lenfoid denen tipte ise sadece bacaklar kalınlaşır. İdeal olmayan vücut tipine sahip olanlar kilolarına çok dikkat etmelidir. Aksi takdirde elma tipinde meme küçültme ve abdominoplasti, armut tipinde liposuction hastası olabilirsiniz. Lenfoid tipte ise estetik cerrahi de çok yardımcı olamamaktadır.
Büyük göğüslü olmak– Göğüsler sadece meme bezi ve yağdan oluşur, bunları yerinde tutan tek şey ise cildin elastikiyetidir. Spor yaparak, göğüs kaslarını çalıştırarak memeleri toplamak mümkün değildir. Yerçekimi büyük göğüslere daha fazla etki eder. Bu kişilerin göğüslerini sütyenle desteklemeleri, spor yaparken sallanmayı azaltacak bustiyerler giymeleri, kilo ve gebelik konusunda dikkatli olmaları gerekir.
Gebe kalmak çocuktaki kök hücrelerin anneye geçmesi ile aslında gençleşme sağlayan bir olgudur. Ancak büyük göğüslü kişilerde hormonların da etkisi ile daha fazla bir büyüme, emzirme sonrasında da içinin boşalması ile sarkma ve boşalma ortaya çıkabilir. Emzirmek göğüsleri sarkıtmaz ama emzirmeyi yavaş yavaş bırakmak önerilmektedir. Sarkan göğüsler için yapılacak işlem meme toplama ameliyatıdır. Bu işlemi çocuk yapma planlarını bitirdikten sonra yapmak en iyi yaklaşım olabilir.
Bu tür detaylara dikkat ederek yaşlanmayı ve deformasyonu geciktirmek, gereken yerde de estetik yardım almak size daha mutlu ve özgüvenli bir yaşam sağlayabilir. Estetikte amaç 60 yaşında iken genç kız gibi görünmek (ve giyinmek) olmamalıdır. Doğru yaklaşım farkındalık kazanıp önlemler almak ve zamanı geldikçe, biriktirmeden, gereken işlemleri yaptırmaktır.
Nasıl 6 ayda bir diş temizliği yaptırıyorsak, senede bir kez yüzümüze cilt soyucu bir bakım yaptırmamız da gerekir. Zira yüzümüz de sürekli yıpratıcı dış etkenlere açık kalmaktadır. Ayrıca yaşlanmayla ortaya çıkan olumsuzlukların birbirini tetikleyebileceği de bilinmelidir. Örneğin üst göz kapağı veya kaş düşüklüğünü düzelttirmemek sürekli kaşlarınızı kaldırmanıza ve alında derin çizgiler oluşmasına yol açabilir. Aşırı büyük memelerin veya sarkan bir karnın omurga dengesini bozması da diğer bir örnektir.