İspanya’nın başkenti, Tapas, Paella ve Flamenco’nun şehri Madrid…
Ve Madrid’in başkenti Puerta del sol meydanı:)
Çünkü her yol bu meydana çıkıyor. Kardeşim ve eşiyle geçirdiğimiz 3 gecenin 3 gündüzün her bir zaman aralığında kendimizi Puerta del Sol’de bulduk. Bu meydan var oldukça panik yok ! Kaybolamazsınız.
Bizim gittiğimiz dönemde Real Madrid maçı varmış. Hayatımda ilk kez “İğne atsan yere düşmez” in ne demek olduğunu bu meydanda gördüm. Turistler, halk, çoluk çocuk bebek arabalarında…İnsanların umrunda mı dünya:)
Adım atamıyorsunuz, herkes birbirine karışmış durumdaydı puerta del sol meydanında. Bu meydanın çıktığı tüm ara sokaklar da kalabalıktı. Beni dinlerseniz maç zamanını öğrenip Madrid’i boşken gezmeye gidin.
Hani yeni yıl gecesi sonrası sokaklar mahvolur ya.. Ben bunun başka versiyonunu bol kırılmış şişeli, bol kağıt peçeteli, kötü kokulu olarak Real Madrid maçı sonrası Madrid merkezinde gördüm. İnsan mıyız neyiz gerçekten bilmiyorum.
Şimdi gelelim şehrin bendeki etkilerine.
Ben Madrid’i sevdim. Onca zorluk, onca kargaşa beni yıldırmadı çünkü herşey maçla alakalıydı. Ancak hadi ispanyaya gidelim derseniz kesinlikle önce Barselona’yı seçin derim. Madrid çok büyük bir şehir değil. Merkez küçük. Bence bir turiste göre iyi bir şey. Her yer yürüme mesafesinde.
Madrid’in Gran Via adında Bağdat caddesi tarzı büyük merkezi bir caddesi var. Biz burada konakladık. İstediğiniz bütçeyle istediğiniz kalitede bir çok otel var bu caddede. Booking sitesine girip tercihlerinizi seçip bulabilirsiniz. “Calle gran via” diye araştırın.
Uçak saatimiz öğlene denk geldi, trafiğe girmeyelim diye havaalanından metro sistemini tercih ettik. Valizlerinizi alıp çıktıktan sonra metro için fazlasıyla uzun yürüyorsunuz. Ben “şehre geldik artık” diye dalga geçmeye başladım. Turistler için Madrid Card var. 3-4 güne ideal. Ancak çoğu avrupa ülkesinde olduğu gibi havaalanından şehir merkezine giden tren-metro ayrıca ödeniyor. Bu tarz turist kartlarında tüm taşıma araçları, çoğu müze bedavaya geliyor..Bedava derken biraz daha hesaplı demek istiyorum hele ki kalabalık aileyseniz. Valizleri alıp çıktığınızda satış yapan yerleri göreceksiniz.
Nerede kalmıştık ?
Gran Via daki otelimize gelmek için havaalanından 2 metro değiştirdik. Valiz ağırsa zor oluyor. Benim valizim her zaman ağırdır:) Callao ve Gran Via isimli metro duraklarının bulunduğu bölge tam merkezi çünkü bu cadde uzun bir cadde.
Size benim çok kullandığım güvenilir başka bir tavsiye; “Airport taxi transfers” diye özel araç yollayan bir firma var ve dünyanın 30 ülkesinde “Türkiye dahil” çalışıyor. Bu siteyi deneyin. Rezervasyon yapmak da çok kolay. Size hemen konfirmasyon yolluyorlar. Muhakkak 10-15 dakika önceden geldiklerine şahit de oldum. Ben memnunum.
(Dipnot; İnanır mısınız New York’ta ülkemizde ismini duyurmuş bir Türk firmasını ayarladık “Türk” diye ve uçağa yetişeceğimiz dönüş günü araba gelmedi. Ben mail atmasam neden gelmediğine dair bir açıklama da yok. Ya uçağı kaçırsak ? Bu yüzden illa Türk firması bulalım diye düşünmeyin. İsim vermiyorum yine de Türk firma diye)
Ve Madrid’e geldik. Az önce bahsettiğim Callao metrosuna yakın yerde otel bulduğunuzu düşünüyorum çünkü bu metro durağının olduğu yerden kendinizi aşağı bırakırsanız bahsettiğim Puerta del sol meydanı var. Şimdi size müthiş bir plan çizeceğim. Her yerden geçecek ve aynı yolu tekrarlamayacaksınız.
Callao metrosunun orada Starbucks solunuzda olacak şekilde dümdüz aşağı inin. Sağlı sollu her yer dükkan. Sonunda meydana varacaksınız. Bu meydan yarım ay şeklinde ve beş koldan küçük sokaklara ayrılıyor. Özellikle sokaklardan biri “Calle del Arenal” de meraklılarına Real Madrid mağazası var. O sokağı dümdüz bitirdiğinizde güzel bir meydana ve Madrid kraliyet sarayına çıkacaksınız. Sarayın önünde fotograflık Plaza de oriente var. Teatro Real var. Sarayın hemen yanında “Catedral de la Almudena “ var. Küçücük ve çok güzel bir katedral. Önce tüm bunları geziyoruz. Katedral bedava, kraliyet sarayı giriş 10 euro. İçeride fotoğraf yasak.
Katedralin karşısından “Calle Mayor” geçiyor. O sokağa girin ve yine sağlı sollu mağazaları dolaşarak meşhur “Plaza Mayor” a çıkın. Bu arada plaza mayor’a gelmeden hemen yanında “Mercado de San Miguel” var. Orada muhakkak ispanya’nın tapaslarından yemelisiniz. Plaza Mayor’da da kahvenizi içersiniz.
Plaza Mayor dört yanı binayla sarılı pasajlardan geçişler yapılmış sıcak bir meydan. İçinde “El saportal” restoranı gördüğünüz yerde kapısından dışarı çıkın. Sağda Mimi’s krepçi var. Deneyin:) O yol boyunca ilerleyin. Ve karşınızda yine Puerta del Sol meydanı.
Bu meydana yüzünüzü verdiğinizde sol tarafta önünde hep kuyruk göreceğiniz “Mallorquina” isimli bir pastane var. Beğeneceksiniz:) Bol kremalı gördüğünüz tatlılardan korkmayın çünkü çok hafif.
Bu kez meydanın en sağına ilerleyip Carrera de S. Jeronimo sokağını dümdüz bitirirseniz Thyssen Bornemizsa, Prado müzesi (Paris’in Louvre’u, Madrid’in Prado’su) , Picasso, Dali vs eserleri ağırlayan Reina Sofia Müzesi, Retiro Park yakın mesafelerde o bölgedeler. Prado müzesi saat 18.00-20.00 arasında bedava giriş veriyor. Diğer saatler giriş 14 euro. Bornemizsa müzesinde iç alan bedava. Katılacağınız sergiler için 12 euro ödüyorsunuz. Bir de küçüklere özel kurslar var. İnternet sitesinden araştırabilirsiniz.
Puerto del sol meydanından 2 nolu metro ile Banco de Espna da inerseniz Palacio de cibeles, Puerta de alçala ve grand via’dan metroya binip tribunal’de inerseniz MALASANA görebileceğiniz yerler arasıda.
Malasana bölgesinde OJALA restoran yaz havası yaşatmak için ikinci katını kum konseptiyle süslemiş.
Alışveriş için merkezde her yerde EL CORTE INGLES mağazaları ve bölümleri var. Ayrıca puerta del sol meydanından yukarı çıkan her sokak ve yukarıdaki GRAN VİA paranızı harcamak için ideal bölgeler. Orada herkesin elinde Primark torbaları gördük. Mağazayı da gördük ancak saat bakımından geç kaldık:) Lütfen benim yerime de girin Gran via’da. Mango, Zara, H&M, Desigual tarzı tüm mağazalar Grand Via’da. Cartier, Chanel, Hermes, Abercrombie tarzı markalar Madrid Serrano bölgesinde . Ayrıca El Corte Ingles’de de istediğiniz markaları bulabilirsiniz.
Son olarak alışveriş için plaza de cascorro bölgesinde EL RASTRO pazarı varmış. Bu bitpazarında ikinci el giysi, antika, askeri eşya gibi birçok farklı şeyi bir arada bulabilirsiniz. Şehrin en eski yerleşim yerlerinden olan La Latina bölgesinde bulunuyor. Bizim gitmek için vaktimiz olmadı. Çok konuşulduğu için eminim güzeldir. Siz keyfini çıkarın.
Yürümek istemeyenler için avrupanın bütün taksileri ve meşhur HOP ON HOP OFF otobüsleri emrinize amade.
Futbolseverler yaşadı. Madrid’e giden herkes REAL MADRİD stadyumu için Bernabeu Tour bileti satın alıyor. Buraya ister bahsettiğim otobüsle, ister taksi, ister metroyla ulaşabilirsiniz. Metro için plaza de espanadan 10 numara ile gidiyorsunuz. Stadyum turu bilet fiyatı 19 euro. Futbolla hiç alakam olmamasına rağmen etkilendiğim çok zevkli bir tur oldu. Bomboş stad, soyunma odaları, müthiş görsel videolar, kupalar zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmiyor açıkçası. Süper çekimler yaptık.
Casa de Campo özellikle Pazar günü ailelerin çocuklarıyla gittiği çok büyük bir eğlence parkı. Siz de keyif alacaksınız. Hem metro hem de görsel şölen yaşatan teleferik (teleferico de Madrid) ile oraya gidiliyor. Burayı da listenize ekleyin ve bol vakitte gidin derim.
Plaza de Santa Ana bir sürü kafenin yanyana olduğu güzel bir meydan. Burada keyif alacağınıza eminim.
Gelelim Madrid ve Flamenco’ya… Biz “Cardamomo Flamenco” isimli bir yere gittik. Dans muhteşem. Sanırım sadece 2 dakikasını yapsam nefesim kesilebilir:) Bu gittiğimiz yer PLAZA MAYOR’a çok yakın hatta etrafı minik restoran dolu. Köşe üst çaprazı ünlü Mercado de San Miguel. Buralarda yiyip sonra içeride meşhur Sangria’dan için derim çünkü böyle flamenco mekanlarının yemekli menüleri bence hiç güzel olmuyor. İki defa denedim ve memnun kalmadım. Elbette siz de denemek isteyebilirsiniz:) Bir içecek dahil cips (yemeksiz menü) için 25 euro ödüyorsunuz.
Museo del Jamon, Cava Baja, Bayres Beef , Rosi La Loca, Venta El Buscon, aberna Del Chato..
Bu restoranlar müşteriler tarafından çok iyi puan almış olanlar. Sangria içeceğini bu tarz tapas restoranlarında denemenizi tavsiye ediyorum. Her yer güzel yapmıyor. Barselona'ya giderseniz meşhur tapas barı (restoran) Ciudad Condal hem tapas hem sangria için turistlere güzel bir seçenek.
Ve bizim turumuz bitti.
Türk Hava Yolları’nın öğlen uçağıyla evimize dönmek üzere Madrid Barajas havaalanına yola çıktık. Müthiş bir uçuştan sonra evlerimize sağ salim vardık. Sizlere de keyif dolu bir Madrid turu dilerim.
Seyahat fotoğraflarım için instagram sayfamı takip edebilirsiniz.
Duygu GİRAY
www.duygugiray.com
instagram;duygugiray
facebook: Yaşam Koçu Duygu Giray